Emirdağ Lâhikası - page 524

hükûmete hücumlar yapılıyor ki, şimdi o ayetlerin tefsiri
zerre miktar bir suç olamıyor. Bundan da anlaşılıyor ki,
bu muameleler Halk partisi hesabına yapılmakta devam
edilen keyfî işlerdir. Ve Halk partililerin “saltanat demok-
ratlarda ise, hüküm ve icraat ve iktidar bizdedir” diye olan
iddia ve vehimlerinin bir numunesidir.
EmirdağNurTalebelerinamına
Mehmed,İbrahim,Ziya,vesaire
ì®í
Œ
2 3 8
œ
Reisicumhura,Heyet-iVekileye,Başbakanlığa!
AdliyeBakanlığıyüksekkatına,DiyanetRiyasetine
Ankara
Hakiki adalet ve hürriyet için çalışan zatlara birkaç nok-
ta beyan ediyorum:
B
iriNCi
N
OkTa
:
Hem denizli Mahkemesi, hem Ankara
Ağır Ceza Mahkemesi, bütün risale-i nur eczâlarını tet-
kik edip ve ehl-i vukufun da iştirakiyle beraatlerine ve sa-
hiplerine iâde etmesine bir mahzur olmadığına karar ve-
rip said’i arkadaşlarıyla beraat ve tahliye ederek, iki se-
ne ellerde ve mahkemelerde kalan nur risalelerinin ta-
mamıyla said’e ve arkadaşlarına iâde edildiği ve aynı
kararı Mahkeme-i temyiz kaziye-i muhkeme hâline ge-
tirip tasdik ettiği hâlde; şimdi Afyon’un, said’in şahsına
karşı, iki garazkârın, aynı kitapları, hem gayet antika
adalet:
her hak sahibine hakkının
tam ve eksiksiz verilmesi, hakka-
niyet, âdillik.
antika:
eski çağlardan kalma eser
veya tarihi değeri olan eski eşya.
ayet:
Kur’ân cümlesi.
beraat:
serbest kalma, suçsuz bu-
lunma, aklanma.
beyan:
anlatma, açıklama.
ecza:
cüzler, parçalar, kısımlar.
ehl-i vukuf:
bir mesele hakkında
bilgi ve yetki sahibi olanlar.
garazkâr:
haset eden, kin güden,
kötü kasıt sahibi.
gayet:
son derece.
hakikî:
gerçek.
heyet-i Vekile:
vekiller heyeti, ba-
kanlar kurulu, kabine.
| 524 | Emirdağ Lâhikası – ıı
hüküm:
emir, buyruk, ku-
manda, nüfuz.
iade:
geri verme.
icraat:
işler, yapılan, tatbik
edilen işler, uygulanan şeyler.
iddia:
bir fikri ısrarla savunma.
iktidar:
güç, kuvvet.
iştirak:
katılma, ortak olma.
kaziye-i muhkeme:
tam, sağ-
lam hüküm; temyizin tasdikin-
den geçmiş, değişmez hâle
gelmiş mahkeme kararı.
keyfî:
kanuna uymayarak,
keyfe, arzuya bağlı.
mahkeme-i temyiz:
temyiz
mahkemesi, mahkeme karar-
larının yolunda verilip verilme-
diğini tetkik etmekle görevli
makam, yargıtay.
mahzur:
sakınılacak, çekinile-
cek şey; engel, sakınca.
muamele:
işlem.
nam:
adına, yerine.
nokta:
konu ile ilgili bölüm.
Nur:
Risale-i Nur, Risale-i Nur
hizmeti.
numune:
örnek.
reisicumhur:
halkın reisi,
cumhurbaşkanı.
risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin eser-
lerinin adı.
saltanat:
devlet, hükümet.
tahliye:
salıverilme.
talebe:
öğrenci.
tasdik:
doğrulama, onaylama.
tefsir:
.
tetkik:
dikkatle araştırma, in-
celeme.
vehim:
zan, şüphe, yanlış ve
esassız düşünce.
zat:
kişi, şahıs.
zerre:
en küçük parça, mole-
kül, atom.
1...,514,515,516,517,518,519,520,521,522,523 525,526,527,528,529,530,531,532,533,534,...1032
Powered by FlippingBook