Mektubat - page 519

seyyid ve imam ve şefî telâkki eden mü’minlere ne ka-
dar zevkli, fahirli, nurlu, neşeli, hayırlı bir müsamere-i
ulviye-i diniye olduğunu anla.
Yâ rab! Habib-i ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm hür-
metine ve İsm-i Azam hakkına, şu risaleyi neşredenlerin
ve rüfekasının kalblerini envar-ı imaniyeye mazhar ve
kalemlerini esrar-ı kur’âniyeye naşir eyle ve onlara sı-
rat-ı müstakimde istikamet ver. Âmin.
(1)
o
º«/
µ`n
?r
G o
º«/
?n
©r
dG n
âr
fn
G n
?s
fp
G =É n
æ n
à r
ªs
?n
Y Én
e s
’p
G BÉ '
æn
d n
ºr
?p
Y n
’ n
?n
fÉn
ër
Ñ°o
S
(2)
? /
bÉn
Ñr
dGn
ƒo
g»/
bÉn
Ñr
dn
G
Sa i d Nu r s î
®
YirmiBeşinciMektup
telif edilmemiştir.
hürmet:
riayet, ihtiram, saygı.
imam:
kendisine uyulan ve ön-
der olan kimse.
İsm-i azam:
en büyük isim, Ce-
nab-ı Hakkın bin bir isminden en
büyük ve manaca diğer isimleri
kuşatmış olanı.
istikamet:
yön, taraf; Allah’a yö-
nelme, Allah’a kulluk etme.
mazhar:
erişmiş, kavuşmuş.
mü’min:
Allah’a iman eden, ina-
nan.
neşir:
dağıtma, yayma.
noksan:
eksik, kusur.
nur:
aydınlık.
Rab:
yaratan, besleyen büyüten,
terbiye eden, Allah.
risale:
belli bir konuda yazılmış
küçük kitap.
rüfeka:
arkadaşlar, refikler.
seyyid:
efendi, reis.
sırat-ı müstakim:
doğru yol.
şefî’:
şefaat eden, bir suçun ba-
ğışlanması için aracılık eden.
telâkki:
kabul etme alma.
tenzih:
Allah’ı şanına lâyık olma-
yan şeylerden, her türlü eksik ve
noksandan uzak ve yüce tutma.
aleyhissalâtü vesselâm:
sa-
lât ve selâm onun üzerine ol-
sun.
âmin:
“Yâ Rabbi! Öyle olsun,
kabul eyle!” anlamında du-
anın sonunda söylenir.
bâkî:
yok olmayan, sürekli ve
kalıcı olan, bütün varlıklar
yok olurken yok olmayan ve
bütün varlıklar yok olduktan
sonra da zatıyla var olacak
tek varlık; Allah.
envar-ı imaniye:
iman nurla-
rı, imana ait parıltılar.
esrar-ı kur’âniye:
Kur’ân’ın
sırları, Kur’ân’a ait gizlilikler.
fahir:
iftihar, övünme, gurur.
Habib-i ekrem:
Allah’ın en
sevgili ve değerli kulu olan
Hz. Muhammed.
hakkıyla bilmek:
en doğru-
sunu, eksiksiz ve tam olarak
bilmek.
hikmetle yapmak:
belirli ga-
yelere yönelik, faydalı, an-
lamlı ve yerli yerinde yap-
mak.
1.
Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgi-
miz yoktur. Sen her şeyi hakkıyla bilir, her işi hikmetle yaparsın. (Bakara Suresi: 32.)
2.
Bâkî olan ancak Allah’tır.
Mektubat | 519 |
Y
irmi
d
ördÜncÜ
m
ekTup
1...,509,510,511,512,513,514,515,516,517,518 520,521,522,523,524,525,526,527,528,529,...1086
Powered by FlippingBook