Mektubat - page 62

umumî bir mecmua-i kavanini, bir defter-i ekberi vardır
ki, her bir şeyin hususî vücutları ve mahsus suretleri ona
göre biçilir, dikilir, giydirilir. İşte şu defterin vücudu,
İmam-ıMübin
gibi, kader ve cüz-i ihtiyârî mesailinde is-
pat edilmiştir.
ehl-i gaflet ve dalâlet ve felsefenin ahmaklığına bak ki,
kudret-i Fâtıranın o
Levh-iMahfuz’
unu ve hikmet ve ira-
de-i rabbaniyenin o basîrâne kitabının eşyadaki cilvesi-
ni, aksini, misalini hissetmişler; hâşâ, “tabiat” namıyla
tesmiye etmişler, körletmişler.
İşte,
İmam-ıMübin
’in imlâsı ile, yani kaderin hükmüy-
le ve düsturuyla, kudret-i İlâhiye, icad-ı eşyada her biri bi-
rer ayet olan silsile-i mevcudatı,
Levh-iMahv-İspat
deni-
len zamanın sahife-i misaliyesinde yazıyor, icat ediyor,
zerratı tahrik ediyor.
Demek,harekât-ızerrat,okitabet-
ten,oistinsahtan,mevcudatâlem-igayptanâlem-işaha-
deteveilimdenkudretegeçmelerindebirihtizazdır,bir
harekâttır.
Amma
Levh-iMahv-İspat
ise, sabit ve daim olan
Levh-iMahfuz-iAzam
’ın daire-i mümkinatta, yani mevt
ve hayata, vücut ve fenâya daima mazhar olan eşyada
mütebeddil bir defteri ve yazar bozar bir tahtasıdır ki,
hakikat-i zaman odur. evet, her şeyin bir hakikati oldu-
ğu gibi, “zaman” dediğimiz, kâinatta cereyan eden bir
nehr-i azîmin hakikati dahi
Levh-iMahv-İspat’
taki kita-
bet-i kudretin sahifesi ve mürekkebi hükmündedir.
(1)
*G s
’p
G n
Ör
«n
¨r
dG o
ºn
?r
©n
j n
akis:
yansıma.
âlem-i gayp:
görünmeyen başka
dünyalar.
âlem-i şahadet:
gözle gördüğü-
müz âlem.
ayet:
Allah’ın varlığına delâlet
eden şey.
basîrâne:
görerek, bilerek.
cereyan:
akım, meydana gelme.
cilve:
tecelli; İlâhî kudret eserleri-
nin görünmesi, görüntü, akis.
cüz-i ihtiyârî:
insandaki az bir
irade serbestliği, azıcık bir seçme
hakkı.
daire-i mümkinat:
kâinat, imkân
âlemi, yaratılanların tamamının
teşkil ettiği âlem.
dalâlet:
iman ve İslâmiyetten ay-
rılma, azma.
defter-i ekber:
bütün İlâhî ka-
nunların içinde yer aldığı büyük
defter.
düstur:
kanun.
ehl-i gaflet:
dünyaya daldığından
dolayı ahiretin farkında olmayan.
felsefe:
hikmet bilgisi, dine karşı
tavır sergileyen maddeci felsefe.
fenâ:
yok olma.
gayp:
gizli olan.
hakikat-i zaman:
zamanın asıl
yönü, gerçeği.
harekât:
hareketler.
harekât-ı zerrat:
zerrelerin hare-
keti.
hâşâ:
Allah göstermesin, asla.
hikmet:
kâinatta ve yaratılıştaki
İlâhî gaye, yüksek bilgi.
hususî:
özel.
hükmünde:
değerinde, yerinde.
hükmüyle:
kararıyla, emriyle.
icad-ı eşya:
eşyanın vücuda geti-
rilmesi.
ihtizaz:
hareket geçiş.
İmam-ı Mübin:
İlâhî ilim ve emrin
bir ünvan ve gayp âlemine yani
geçmiş ve geleceğe bakan, görü-
nen varlığa değil, asla, nesle, kö-
ke ve tohuma bakan İlâhî emrin,
ilmin bir çeşit ünvanı.
irade-i Rabbaniye:
Cenab-ı Hak-
kın mahlûkatın terbiye ve idaresi
konusundaki yapabilme gücü.
istinsah:
yazarak çoğaltmak.
kader:
Cenab-ı hakkın önceden
gelecek şeyleri olmadan önce bi-
lip, takdir ve tayin etmesi, plânla-
ma.
kitabet:
yazı yazma.
kitabet-i kudret:
kudret kale-
miyle yazılmış kitabet.
kudret:
kuvvet, iktidar.
kudret-i fâtıra:
yaratıcı kudret,
kuvvet.
kudret-i İlâhiye:
Allah’ın kudreti.
Levh-i Mahfuz:
Allah’ın ezelî il-
miyle kâinatta olmuş ve olacak
her şeyin yazılı olduğu levha.
Levh-i Mahfuz-i azam:
her şeyin
bütün ayrıntılarıyla içinde ya-
zılı bulunduğunu gösteren İlâ-
hî ilmin levhası, yaz-boz tah-
tası.
Levh-i Mahv-İspat:
Cenab-ı
Allah’ın yazar, ifade eder,
sonra bozar tahtası hükmün-
de olan işleri.
mahsus:
bir şeye has olan,
özel.
mazhar:
görünme ve yansı-
ma yeri.
mecmua-i kavanin:
kanunlar
topluluğu, kanunlar kitabı.
mesail:
meseleler.
mevcudat:
var olan her şey,
mahlûklar.
mevt:
ölüm.
mürekkep:
karışımdan mey-
dana gelen, birleşik.
mütebeddil:
değişen.
nehr-i azîm:
büyük bir nehir
gibi akıp giden zaman.
sahife-i misaliye:
misale ait
sayfa, asılların misalleri.
silsile-i mevcudat:
varlıklar
silsilesi, zinciri .
suret:
biçim, görünüş.
tahrik:
harekete geçirme.
tesmiye:
isimlendirme.
umumî:
herkese ait, genel.
vücut:
var olma; varlık, cisim.
zerrat:
zerreler.
o
nuncu
m
ekTup
| 62 | Mektubat
1.
Gaybı Allah’tan başka kimse bilemez. (Ayetten iktibas, İslâmî bir kaide: “Göklerde ve yerde
olanlar gaybı bilmez, onu ancak Allah bilir.” (Neml Suresi: 65.)
1...,52,53,54,55,56,57,58,59,60,61 63,64,65,66,67,68,69,70,71,72,...1086
Powered by FlippingBook