arasında yer aldı. O sırada beş yaşında bulunuyordu. Sehl bin Sa’d (
RA
), yaşı küçük olduğu için hiç bir
savaşa katılmadı. Fakat, Hendek Savaşı öncesinde, toprak taşıyarak hendeğin kazılmasında yardımcı
oldu. Çok zeki biri olan Sehl bin Sa’d (
RA
), on yıl boyunca Peygamber Efendimizden (
ASM
) ayrılmadı ve
onun vefatından sonra da meşhur Sahabîlerden ilim tahsil etti. Bereketli bir ömür sürdü ve bir çok
talebe yetiştirdi. Hicretin 91. yılında 96 yaşında iken Medine’de Hakkın rahmetine kavuştu.
SeLeMe bİN ekVÂ:
Hudeybiyede Peygamber Efendimize (
ASM
) biat eden Sahabelerden biridir.
Seleme bin Ekvâ, o gün Peygamber Efendimize (
ASM
) üç kez biat etti. Yedisi Peygamberimizle (
ASM
)
olmak üzere 14 gazveye katıldı. Pek çok defa Peygamberimizin (
ASM
) iltifat ve duasına mazhar oldu.
Hicretin 74. senesinde, Medine’de, seksen yaşında iken vefat etti.
SeLMaN-I FaRİSî (Ö. 657):
Ashab-ı Kiram’ın büyüklerinden ve meşhurlarındandır. Aslen İranlı olan
Selman-ı Farisi, hakkı aramaya başlayarak önce Hıristiyan oldu. Uzun yıllar değişik yerlerde kalarak
ilim tahsil etti. Daha sonra Medine’ye bir Yahudinin kölesi olarak gelen Selman-ı Farisi, Hz.
Peygamberin Medine’ye hicretiyle birlikte Müslüman olmuştur. Hz. Peygamberden altmış kadar hadis
rivayet eden Selman-ı Farisi, hicretin 35. yılında Medayin’de vefat etmiştir.
SeMuRe bİN CÜNDÜb bİN HİLÂL:
Basra’da doğdu. Babası vefat edince annesi ile birlikte Medine’ye
geldi. 15 yaşındayken de Uhud Savaşına katıldı. Hicrî 58 tarihinde Basra’da Hakkın rahmetine kavuştu.
SeVaD bİN kaRİbİ’D-DeVSî:
Sudûs Kabilesine mensup olan Sevad Bin Karibi’d-Devsî, Cahiliye
döneminde kâhinlik yapan şahıslardan biridir. Aynı zamanda bir şairdi. Bir gece kendisine bir cinin
gelmesi ve ona Peygamber Efendimizden (
ASM
) haber vermesi üzerine Müslüman olmuştur.
SeYF İbNİ ZîYeZeN:
Peygamber Efendimizin doğduğu yıllara rastlayan dönemde Himyeri
Hanedanlığında bulunmuştur. Kendisi ve dönemi hakkında çok ayrıntılı bilgi mevcut değildir. Doğum
ve ölüm tarihleri kesin olarak bilinmemektedir. Kendisinden önce başlamış olan Habeş hakimiyetine
son vermiş ve Himyeri Hanedanlığının bağımsızlığını yeniden kazandırmıştır. Eski kutsal kitapları
okuyup incelemiş ve Peygamber Efendimizin (
ASM
) vasıfları hakkında önceden bilgi sahibi olmuştur.
Ticaret için ülkesine gelen Peygamber Efendimizin dedesi Abdulmuttalib’e söz konusu özellikler
hakkında bilgi vermiş ve geleceğini müjdelemiştir.
SeYYİD abDÜLkeRİM:
Bağdat’ta yetişen âlimlerden ve evliyanın büyüklerindendir. İsmi Kutbuddin
Abdulkerim bin İbrahim bin Abdulkerim el-Cîlî’dir. Doğum yeri hakkında farklı bilgiler bulunmaktadır.
Bir rivayete göre 1365 (H.767) yılında İran’ın Cilan kasabasında, bir başka rivayete göre de Bağdat
yakınlarındaki Cîl kasabasında doğdu. Abdülkadir-i Geylânî Hazretlerinin torununun oğludur. Hayatı
hakkında kaynaklarda yeterli malumat bulunmayan Seyyid Abdulkerim, eserlerinde Şerefüddin
İsmail bin İbrahim el-Ceberti’den “hocam” diye bahs etmektedir. Bu bilgilerinden anlaşıldığına göre
Zebid bölgesinde kalmış, Ceberti’den ilim öğrenmiş ve feyz almıştır. Hanbeli mezhebine ve Kadiriye
tarikatine mensuptur. Eserlerinin büyük bir kısmında Muhyiddin ibni Arabi Hazretlerinin tasavvufi
eserlerini şerh ve izah etmiştir. Bazı konularda Muhyiddin ibni Arabiye muhalefet etmekle birlikte ana
meselelerde onun yolundan gitmiştir. El-İnsanü’l-Kâmil adlı tasavvufi eserinde ruhu, kalbi, aklı ve nefsi
ile mükemmelleşip maddi-manevi her şeyin yanı sıra ilahi vasıfları ve kudretleri kusursuz bir ayna gibi
yansıtan insan-ı kâmil konusunu izah ederken Muhyiddin ibni Arabi’den istifade etmiştir. Seyyid
Abdulkerim’e göre insan-ı kâmilin en mükemmel numunesi Peygamber Efendimizdir (
ASM
). Ondan
sonra gavs ve kutub denilen büyük veliler gelir. İlmi yönden oldukça verimli bir hayat süren Seyyid
Abdulkerim, 1428 (H.832) senesinde Bağdat’ta vefat etmiştir.
SeYYİD aHMeD eS-SÜNuSî:
M. 1873’te Cağlub’da doğdu. Sünusilik hareketinin lideri ve İslâm birlik
ve kardeşliğinin mükemmel bir temsilcisi ve asrımızın önde gelen âlimlerinden biridir. Soyu
Peygamber Efendimizin torunu Hz. Hasan’a (
RA
) kadar uzanmaktadır. Dedesi Muhammed bin Ali es
Sünusi, Kuzey Afrika’da İtalyan ve Fransız istilâ hareketlerine karşı İslâm dünyasının birlik ve
beraberliğini sağlamak amacıyla Sünusilik hareketini başlattı. Kısa zamanda geniş bir ilgi toplayarak
ş
aHıS
B
ilgileri
| 924 | Mektubat