Sözler - page 1053

verir, ne zeval ve fenâs› sana s›k›nt› verir. Kemal-i rahat-
la o misafirhanede müddet-i ikametini geçirirsin. Yoksa,
ehl-i gaflet gibi seversen, yüz defa sana söylemifliz ki, s›-
k›nt›l›, ezici, bo¤ucu, fenâya mahkûm, neticesiz bir mu-
habbet içinde bo¤ulur gidersin.
‹flte baz› mahbuplar›n, Kur’ân’›n irflat etti¤i surette ol-
du¤u vakit, her birisinden yüzde ancak bir letafetini gös-
terdik; Kur’ân’›n gösterdi¤i yolda olmazsa, yüzden bir
mazarrat›na iflaret ettik. fiimdi, flu mahbuplar›n dâr-› be-
kada, âlem-i ahirette, Kur’ân-› Hakîm’in ayat-› beyyina-
t›yla iflaret etti¤i neticeleri iflitmek ve anlamak istersen,
iflte o çeflit meflru muhabbetlerin dâr-› ahiretteki netice-
lerini, bir Mukaddime ve Dokuz ‹flaretle, yüzden bir fay-
das›n› icmalen gösterece¤iz.
Mukaddime
Cenab-› Hak celîl ulûhiyetiyle, cemîl rahmetiyle, kebir
rububiyetiyle, kerîm re’fetiyle, azîm kudretiyle, lâtif hik-
metiyle, flu küçük insan›n vücudunu bu kadar havâs ve
hissiyat ile, bu derece cevarih ve cihazat ile ve muhtelif
aza ve alât ile ve mütenevvi letaif ve maneviyat ile teçhiz
ve tezyin etmifltir ki, tâ mütenevvi ve pek çok alât ile,
hadsiz enva-› nimetini, aksam-› ihsanat›n›, tabakat-› rah-
metini o insana ihsas etsin, bildirsin, tatt›rs›n, tan›tt›rs›n.
Hem, tâ bin bir esmas›n›n hadsiz enva-› tecelliyatlar›n›,
insana o alât ile bildirsin, tartt›rs›n, sevdirsin. Ve o insan-
daki pek kesretli alât ve cihazat›n her birisinin ayr› ayr›
SÖZLER | 1053
O
TUZ
‹
K‹NC‹
S
ÖZ
dünya; ahiret.
ehl-i gaflet:
dünyaya dald›¤›ndan
dolay› ahiretin fark›nda olmayan.
enva-i nimet:
nimet çeflitleri.
enva-› tecelliyat:
Allah’›n tecelli-
lerinin çeflitleri.
esma:
isimler.
fenâ:
yok olma, ölümlülük.
hadsiz:
s›n›rs›z.
havas:
hasseler, duyular.
hikmet:
herkesin bilmedi¤i gizli
sebep.
hissiyat:
duygular.
icmalen:
k›saca, özetle.
ihsas:
hissettirme.
irflat:
do¤ru yolu gösterme.
kebir:
büyük.
kemal-i rahat:
tam rahat.
kerîm:
ikram ve ihsan› bol olma.
kesretli:
çok fazla.
kudret:
kuvvet, iktidar.
Kur’ân-› Hakîm:
her ayet ve su-
resinde say›s›z hikmet ve fayda-
lar bulunan Kur’ân.
lâtif:
hofl, güzel.
letafet:
hoflluk, güzellik.
letaif:
manevî duygular.
mahbup:
sevgili.
mahkûm:
hükümlü, mecbur.
maneviyat:
manaya ait.
mazarrat:
zararlar, ziyanlar.
meflru:
fleriata uygun.
muhtelif:
çeflitli.
mukaddime:
ön söz, takdim.
müddet-i ikamet:
bir yerde kal-
ma müddeti.
mütenevvi:
çeflit çeflit.
netice:
sonuç.
rahmet:
ac›ma, merhamet etme,
flefkat gösterme.
re’fet:
koruma, merhamet etme.
rububiyet:
rabl›k; Allah’›n her bir
varl›¤a muhtaç oldu¤u fleyleri
vermesi, onlar› terbiye edip idare
ve hâkimiyeti alt›nda bulundur-
mas›.
tabakat-› rahmet:
rahmet taba-
kalar›; derece ve basamaklar›.
teçhiz:
donatma; gereken cihaz-
lar› takma.
tezyin:
süsleme, ziynetlendirme.
ulûhiyet:
itaat ve ibadet edilme-
yi, ancak Kendisi hak eden; Ken-
disine kulluk yap›lan Allah.
zeval:
sona erme, yok olma.
aksam-› ihsanat:
ihsan ve lü-
tuflar›n çeflitleri.
alât:
aletler.
âlem-i ahiret:
ahiret âlemi.
ayat-› beyyinat:
apaç›k ayet-
ler.
aza:
organlar, uzuvlar.
azîm:
büyük, yüce.
celil:
celâl sahibi, büyük, ulu.
cemîl:
güzel.
cevarih:
el, ayak gibi organ-
lar.
cihazat:
cihazlar, azalar.
dâr-› ahiret:
ahiret yurdu.
dâr-› beka:
bâkî ve sonsuz
1...,1043,1044,1045,1046,1047,1048,1049,1050,1051,1052 1054,1055,1056,1057,1058,1059,1060,1061,1062,1063,...1482
Powered by FlippingBook