Sözler - page 1057

DÖRDÜNCÜ ‹fiARET
Valideyn ve evlâda muhabbet-i meflruan›n neticesi,
nass-› Kur’ân ile, Cenab-› Erhamürrâhimîn, onlar›n ma-
kamlar› ayr› ayr› da olsa, yine o mes’ut aileye safî olarak
lezzet-i sohbeti Cennete lây›k bir hüsnümuafleret suretin-
de dâr-› bekada ebedî mülâkat ile ihsan eder. Ve on befl
yafl›na girmeden, yani, hadd-i bulû¤a vas›l olmadan ve-
fat eden çocuklar,
1
n
¿ho
ó s
?n
îo
e l
¿Gn
ór
dp
h
ile tabir edilen Cennet
çocuklar› fleklinde ve Cennete lây›k bir tarzda, gayet süs-
lü, sevimli bir surette onlar› Cennette dahi peder ve va-
lidelerinin kucaklar›na verir, veletperverlik hislerini mem-
nun eder, ebedî o zevki ve o lezzeti onlara verir. Zira ço-
cuklar sinn-i teklife girmediklerinden, ebedî sevimli, flirin
çocuk olarak kalacaklar. Dünyadaki her lezzetli fleyin en
âlâs› Cennette bulunur. Yaln›z çok flirin olan veletperver-
lik, yani, çocuklar›n› sevip okflamak zevki, Cennet tena-
sül yeri olmad›¤›ndan, Cennette yoktur zannedilirdi. ‹flte
bu surette, o dahi vard›r. Hem en zevkli ve en flirin bir
tarzda vard›r. ‹flte, kablelbulû¤ evlâd› vefat edenlere müj-
de!
BEfi‹NC‹ ‹fiARET
Dünyada,
2
$G?p
a t
Öo
ë r
dn
G
hükmünce, salih ahbaplara
muhabbetin neticesi, Cennette,
3
n
Ú/
?p
HÉn
?n
ào
e m
Qo
öo
S '
¤n
Y
ile tabir
edilen, karfl› karfl›ya kurulmufl Cennet iskemlelerinde otu-
rup hofl, flirin, güzel, tatl› bir surette dünya maceralar›n›
SÖZLER | 1057
O
TUZ
K‹NC‹
S
ÖZ
ahbap:
dostlar.
âlâ:
yüce.
Cenab-› Erhamürrâhimîn:
rah-
met, yard›m ve lütuf sahiplerinin
en merhametlisi olan, fleref ve
azamet sahibi olan yüce Allah.
dâr-› beka:
bâkî ve sonsuz dün-
ya.
ebedî:
daimî, sonu olmayan.
ebediyen:
ebedî olarak, daimî.
evlât:
çocuklar.
gayet:
çok, son derece.
hadd-i bulû¤:
bulû¤a erme yafl›.
hükmünce:
emrince, ferman›nca.
hüsnümuafleret:
güzel geçinme.
ihsan:
ikram etme, lütuf.
kablelbulû¤:
ergenlik öncesi.
k›yamet:
dünyan›n ve kâinat›n
eceli.
lây›k:
uygun, yak›fl›r.
lezzet-i sohbet:
sohbetteki lez-
zet.
makam:
yer, durak, mevki.
memnun:
hoflnut, raz›.
mes’ut:
saadetli.
muhabbet-i meflrua:
dine uygun
sevgi.
mülâkat:
kavuflma.
nass-› Kur’ân:
Kur’ân-› Kerîm’in
kesin hükmü.
netice:
sonuç.
peder:
baba.
safî:
halis, saf.
salih:
dindar, dini emirlere uyan.
sinn-i teklif:
insan›n dinî emirleri
yapmakla mükellef oldu¤u ça¤;
bulû¤ ça¤›.
suret:
biçim, görünüfl.
sünnet:
Peygamberimizin sözü,
emri, fiili gibi fleyler.
tabir:
ifade.
taht:
sedir, oturak.
tenasül:
üreme.
valide:
anne.
valideyn:
anne ve baba.
vas›l:
eriflen, ulaflan.
vefat:
ölüm.
veletperverlik:
çocu¤a düflkün
olma, çocuk sevgisi.
1.
Ebediyen yafllanmayacak olan çocuklar. (Vak›a Suresi: 17; ‹nsan Suresi: 19.)
2.
Allah için sevmek. (
Feyzü’l-Kadîr
, 2:28, hadis no: 1241;
Ebu Davud
, Sünnet: 15;
Tirmizî
, K›ya-
met: 60;
Müsned
, 3:438, 440.)
3.
Karfl›l›kl› tahtlarda kardefl kardefl otururlar. (Hicr Suresi: 47.)
1...,1047,1048,1049,1050,1051,1052,1053,1054,1055,1056 1058,1059,1060,1061,1062,1063,1064,1065,1066,1067,...1482
Powered by FlippingBook