Sözler - page 1153

BEŞER, HAYATINI İSTERSE ENVA-I RİBAYI ÖLDÜRMELİ
Tabaka-i havastan tabaka-i avama sıla-i rahim kop-
muştur. Aşağıdan fırlıyor
Seda-i ihtilâli, vaveylâ-i intikamı, kin ve haset enîni.
Yukarıdan iniyor
Zulüm ve tahkir ateşi, tekebbürün sıkleti, tahakküm
saikası. Aşağıdan çıkmalı.
Tahabbüp ve itaat, hürmet ve hem imtisal. Fakat mer-
hamet ve ihsan yukarıdan inmeli,
Hem şefkat ve terbiye. Beşer bunu isterse sarılmalı ze-
kâta, ribayı tart etmeli.
Kur’ân’ın adaleti bab-ı âlemde durup, ribaya der: “Ya-
saktır; hakkın yoktur, dönmeli.”
Dinlemedi bu emri, beşer yedi bir sille.
(HAŞİYE)
Müthi-
şini yemeden bu emri dinlemeli.
• • •
BEŞER ESİRLİĞİ PARÇALADIĞI GİBİ ECİRLİĞİ DE
PARÇALAYACAKTIR
Bir rüyada demiştim: Devletler, milletlerin hafif muha-
rebesi, tabakat-ı beşerin şedit olan harbine terk-i mevki
ediyor.
Zira beşer, edvarda esirlik istemedi, kanıyla parçaladı.
Şimdi ecir olmuştur; onun yükünü çeker, onu da parça-
lıyor.
yapma.
tabaka-i avam:
normal, işçi, çift-
çi, esnaf olan halk tabakası.
tabaka-i havas:
seçkinler, zen-
ginler ve idareciler tabakası.
tabakat-ı beşer:
insanlığın geçir-
diği gelişim tabakaları.
tahabbüp:
sevgi gösterisi, kendi-
ni sevdirmeye çalışma.
tahakküm:
hükmetme, baskı uy-
gulama.
tahkir:
hakaret etme.
tart etmek:
kovma, uzaklaştır-
ma.
tekebbür:
büyüklenme, başkala-
rını küçük görme.
terbiye:
iyi yönde eğitme.
terk-i mevki:
yerini terk etme.
vaveylâ-i intikam:
öç alma fer-
yadı.
zekât:
malın kırkta birinden faki-
re verme.
zulüm:
haksızlık yapma.
bab-ı âlem:
dünya kapısı.
beşer:
insanlık, insanlık âle-
mi.
dehşetli:
korkunç.
ecir:
ücretle çalışma.
ecirlik:
ücretli çalışma.
edvar:
devirler, asırlar, çağlar.
emir:
Allah’ın buyruğu.
enin:
inleme, sızlama.
enva-ı riba:
faizin her çeşidi.
esirlik:
kölelik.
harb:
savaş.
haset:
kıskançlık, başkaları-
nın kötülüğünü, değerli şeyle-
rinin elinden çıkmasını iste-
me.
haşiye:
dip not.
hayat:
sağlıklı yaşama.
hürmet:
saygı gösterme.
ihsan:
iyilik ve yardım etme.
ikinci harb-i umumî:
ikinci
dünya savaşı.
imtisal:
emrin gereğini yap-
ma.
işaret-i gaybiye:
geleceğe
dönük bir işaret.
itaat:
emrine ve arzusuna uy-
ma.
kin:
kalbde bulunan düşman-
lık.
merhamet:
acıma, şefkat
gösterme.
muharebe:
savaş.
müthiş:
dehşete düşüren.
riba:
faiz.
saika:
herkesi etkileyen şid-
detli yüksek ses.
seda-i ihtilâl:
ihtilâl, karışıklık
sesleri.
sille:
tokat.
sıklet:
ağırlık.
sıla-i rahim:
akraba ziyaret
ve ilişkileri.
şedit:
şiddetli.
şefkat:
karşılıksız fedakârlık
HAŞİYE:
Kuvvetli bir işaret-i gaybiyedir. Evet, beşer dinlemedi, İkinci
Harb-i Umumî ile dehşetli silleyi de yedi.
SÖZLER | 1153 |
L
EMAAT
1...,1143,1144,1145,1146,1147,1148,1149,1150,1151,1152 1154,1155,1156,1157,1158,1159,1160,1161,1162,1163,...1482
Powered by FlippingBook