Sözler - page 773

Zeyil
1
W
[Bu küçücük Zeylin büyük bir ehemmiyeti var; her-
kese menfaatlidir.]
Cenab-› Hakka vas›l olacak tarikler pek çoktur. Bütün
hak tarikler Kur’ân’dan al›nm›flt›r. Fakat tarikatlerin ba-
z›s› baz›s›ndan daha k›sa, daha selâmetli, daha umumi-
yetli oluyor. O tarikler içinde, kas›r fehmimle Kur’ân’dan
istifade etti¤im acz ve fakr ve flefkat ve tefekkür tarik›d›r.
Evet, acz dahi, aflk gibi, belki daha eslem bir tariktir ki,
ubudiyet tarik›yla mahbubiyete kadar gider. Fakr dahi
Rahman ismine isal eder. Hem flefkat dahi, aflk gibi, bel-
ki daha keskin ve daha genifl bir tariktir ki, Rahîm ismi-
ne isal eder. Hem tefekkür dahi, aflk gibi, belki daha zen-
gin, daha parlak, daha genifl bir tariktir ki, Hakîm ismi-
ne isal eder.
fiu tarik, hafî tarikler misillü, “letaif-i aflere” gibi on
hatve de¤il; ve tarik-› cehriye gibi “nüfus-u seb’a,” yedi
mertebeye at›lan ad›mlar de¤il; belki Dört Hatveden iba-
rettir. Tarikatten ziyade hakikattir, fleriatt›r.
Yanl›fl anlafl›lmas›n; acz ve fakr ve kusurunu Cenab-›
Hakka karfl› görmek demektir. Yoksa onlar› yapmak ve-
ya halka göstermek demek de¤ildir.
SÖZLER | 773
Y
‹RM‹
A
LTINCI
S
ÖZ
isal:
ulaflt›rma, erifltirme.
istifade:
faydalanma, yararlan-
ma.
kas›r:
dar, k›sa, noksan.
Kur’ân:
Allah taraf›ndan vahiy
yoluyla Hz. Muhammed’e indiril-
mifl, semavî kitaplar›n sonuncu-
su.
letaif-i aflere:
on lâtif duygu, on
âdet lâtife.
mahbubiyet:
sevilecek hâlde bu-
lunma.
menfaat:
fayda.
mertebe:
derece, basamak.
misillü:
benzeri, gibi.
nüfus-u seb’a:
yedi çeflit nefis:
emmare, levvame, mülhime,
mutmainne, râd›ye, mard›ye, sa-
fiye.
Rahîm:
sonsuz flefkat ve merha-
met sahibi, çok ba¤›fllay›c› olan
Allah.
Rahman:
sonsuz merhamet ve
flefkatle bütün varl›klar› r›z›klan-
d›ran Allah.
selâmet:
salimlik, eminlik.
flefkat:
ac›yarak ve esirgeyerek
sevme, içten ve karfl›l›ks›z mer-
hamet, karfl›l›k beklemeden yar-
d›m etme.
fleriat:
‹slâm dininin esaslar›.
tarik:
yol, meslek, vas›ta.
tarikat:
yol, meslek, tarik.
tarik-i cehriye:
aç›k olarak yük-
sek sesle zikir eden tarikat.
tefekkür:
derin düflünme, mak-
sad› kavramak için zihnini eflya-
n›n manas›n› anlama hâline yö-
neltme.
ubudiyet:
kulluk.
umumiyet:
umumîlik, bir fleyin
herkese ait olmas›, genellik.
vas›l:
eriflen, ulaflan, kavuflan.
zeyil:
ek, ilâve.
ziyade:
çok, fazla.
acz:
zay›fl›k, güçsüzlük.
aflk:
içten gelen sevgi.
Cenab-› Hak:
fleref ve azamet
sahibi yüce Allah.
ehemmiyet:
pek önemli ol-
ma, de¤erlilik.
eslem:
selâmetli, emin.
fakr:
fakirlik, muhtaçl›k.
fehim:
anlama, anlay›fl, kav-
ray›fl.
hafî:
gizli, sakl›, aç›kta olma-
yan.
hak:
do¤ru.
hakikat:
gerçek.
Hakîm:
her fleyi bir maksada
uygun ve hikmetle yaratan,
Allah.
hatve:
ad›m, k›s›m, bölüm.
1.
Rahman ve Rahîm olan Allah’›n ad›yla. (Fatiha Suresi: 1.)
1...,763,764,765,766,767,768,769,770,771,772 774,775,776,777,778,779,780,781,782,783,...1482
Powered by FlippingBook