Sözler - page 770

Dördüncü F›kra:
Hakikat ilmini, hakikî hikmeti is-
tersen, Cenab-› Hakk›n marifetini kazan. Çünkü, bütün
hakaik-› mevcudat, ism-i Hakk›n fluaat› ve esmas›n›n te-
zahürat› ve s›fât›n›n tecelliyat›d›rlar. Maddî ve manevî,
cevherî, arazî her bir fleyin, her bir insan›n hakikati, bi-
rer ismin nuruna dayan›r ve hakikatine istinat eder. Yok-
sa, hakikatsiz, ehemmiyetsiz bir surettir. Yirminci Sözün
ahirinde, flu s›rra dair bir nebze bahsi geçmifltir.
Ey nefis! E¤er flu dünya hayat›na müfltaksan, mevtten
kaçarsan, kat’iyen bil ki, hayat zannetti¤in hâlât, yaln›z
bulundu¤un dakikad›r. O dakikadan evvel bütün zaman›n
ve o zaman içindeki eflya-i dünyeviye, o dakikada mey-
yittir, ölmüfltür. O dakikadan sonra bütün zaman›n ve
onun mazrufu, o dakikada ademdir, hiçtir. Demek, gü-
vendi¤in hayat-› maddiye yaln›z bir dakikad›r; hatta, bir
k›s›m ehl-i tetkik, “Bir afliredir, belki bir an-› seyyaledir”
demifller. ‹flte flu s›rdand›r ki, baz› ehl-i velâyet, dünyan›n
dünya cihetiyle ademine hükmetmifller.
Madem böyledir; hayat-› maddiye-i nefsiyeyi b›rak,
kalp ve ruh ve s›rr›n derece-i hayatlar›na ç›k, bak: Ne ka-
dar genifl bir daire-i hayatlar› var! Senin için meyyit olan
mazi, müstakbel, onlar için hayd›r, hayattar ve mevcut-
tur.
Ey nefsim! Madem öyledir, sen dahi kalbim gibi a¤la
ve ba¤›r ve de ki:
“Fânîyim, fânî olan› istemem; âcizim, âciz olan› iste-
mem.
âciz:
güçsüz.
adem:
yokluk, hiçlik.
ahir:
son.
an-› seyyale:
bir anda ak›p giden
zaman dilimi.
arazî:
sonradan ortaya ç›kan.
aflire:
onda bir.
bahis:
ismi geçen, bahsolunan.
Cenab-› Hak:
fleref ve azamet sa-
hibi yüce Allah.
cevherî:
k›ymeti kayna¤›nda
olan; cevher gibi.
cihet:
yan, yön, taraf.
daire-i hayat:
hayat dairesi.
derece-i hayat:
hayat derecesi.
ehemmiyet:
pek önemli olma,
de¤erlilik.
ehl-i tetkik:
dikkatle araflt›ranlar,
titizlikle inceleyenler.
ehl-i velâyet:
velî olanlar; eren-
ler, Allah’›n dostlu¤unu kazanan-
lar.
esma:
isimler.
eflya-i dünyeviye:
dünyaya ait
olan her fley.
fânî:
ölümlü, muvakkat, geçici.
f›kra:
bend, madde, paragraf.
hakaik-i mevcudat:
bütün yara-
t›lm›fllar›n ortaya koydu¤u ger-
çek.
hakikat:
gerçek, hayalî olmayan,
öz.
hay:
hayattar, canl›.
hayat-› maddiye:
maddî ha-
yat.
hayat-› maddiye-i nefsiye:
nefsin maddî istekleri ile ya-
flamak istedi¤i hayat.
hayattar:
canl›, yaflayan.
hikmet:
her fleyin belirli ga-
yelere yönelik olarak, manal›
ve tam yerli yerinde olmas›.
hükmetmek:
karar vermek.
ism-i Hak:
varl›¤› hak olan ve
her hakk›n sahibi olan Al-
lah’›n bir ismi.
istinat:
dayanma.
kat’iyen:
kesin olarak, kesin-
likle.
manevî:
manaya ait, maddî
olmayan.
marifet:
bilme, tan›ma.
mazi:
geçmifl zaman.
mazruf:
zarflanan, sar›l›p mu-
hafaza edilen.
mevcut:
var olma.
mevt:
ölüm.
meyyit:
ölmüfl, ölü.
müstakbel:
gelecek zaman,
istikbal.
müfltak:
ifltiyakl›, arzulu, âfl›k.
nebze:
bir parça, az miktar.
nefis:
insan› kötülü¤e sevk
eden güç; insan›n kendisi, öz
varl›k.
nur:
parlakl›k, ziya, ›fl›k.
s›fât:
nitelik, vas›f.
s›r:
‹lâhî hikmet, kalbe konu-
lan lâtife.
suret:
biçim, görünüfl.
fluaat:
flualar, nurlar, par›lt›lar.
tecelliyat:
tecelliler, görün-
meler, yans›malar.
tezahürat:
görünüfller, belir-
meler, ortaya ç›kmalar.
770 | SÖZLER
Y
‹RM‹
A
LTINCI
S
ÖZ
1...,760,761,762,763,764,765,766,767,768,769 771,772,773,774,775,776,777,778,779,780,...1482
Powered by FlippingBook