Sözler - page 767

iflledi¤ini itikat eder. Zahmet ve külfetleri, padiflah›n ka-
nununa b›rak›p, kemal-i safa ile o Cennet-misal bahçe-
nin bütün lezzetlerinden istifade edip, padiflah›n merha-
metine ve idare kanunlar›n›n güzelli¤ine istinaden her
fleyi hofl görür, kemal-i lezzet ve saadetle hayat›n› geçi-
rir. ‹flte
1
p
Qn
ón
µ
r
dG n
ĝp
e n
ĝp
en
G p
Qn
ón
? r
dÉp
H n
ĝn
e'
G r
ĝn
e
s›rr›n› anla.
Dördüncü Mebhas
E¤e r de s en
: “Birinci Mebhasta ispat ettin ki, kade-
rin her fleyi güzeldir, hay›rd›r. Ondan gelen fler de hay›r-
d›r, çirkinlik de güzeldir. Hâlbuki, flu dâr-› dünyadaki mu-
sibetler, beliyyeler, o hükmü cerh ediyor.”
Elcevap
: Ey fliddet-i flefkatten fledit bir elemi hisseden
nefsim ve arkadafl›m! Vücut hayr-› mahz, adem flerr-i
mahz oldu¤una, bütün mehasin ve kemalât›n vücuda rü-
cuu ve bütün maasi ve mesaip ve nekaisin esas› adem ol-
du¤u delildir.
Madem adem flerr-i mahzd›r; ademe müncer olan ve-
ya ademi iflmam eden hâlât dahi flerri tazammun eder.
Onun için, vücudun en parlak nuru olan hayat, ahval-i
muhtelife içinde yuvarlan›p kuvvet buluyor, mütebayin
vaziyetlere girip tasaffi ediyor ve müteaddit keyfiyat› al›p
matlûp semerat› veriyor ve müteaddit tav›rlara girip
Vahib-i Hayat’›n nukufl-u esmas›n› güzelce gösterir. ‹flte
flu hakikattendir ki, zîhayatlara âlâm ve mesaip ve
meflakkat ve beliyyat suretinde, baz› hâlât ar›z olur ki;
SÖZLER | 767
Y
‹RM‹
A
LTINCI
S
ÖZ
hâlât:
hâller, durumlar.
hay›r:
iyilik, güzellik.
hayr-› mahz:
mutlak hay›r, hay-
r›n tâ kendisi.
hissetmek:
alg›lamak.
hüküm:
kaide, kural.
idare:
yönetme, yürütme.
istifade:
faydalanma, yararlan-
ma.
istinaden:
dayanarak, güvene-
rek.
iflmam:
hafif olarak hissettirme.
itikat:
inanma.
kader:
Cenab-› Hakk›n her fleyi
olmadan önce takdir etmesi,
plânlamas›.
keder:
tasa, kayg›, ac›, hüzün.
kemalât:
iyilikler, mükemmellik-
ler.
kemal-i lezzet:
tam ve mükem-
mel lezzet.
kemal-i safa:
tam bir huzur ve
gönül rahatl›¤›.
keyfiyat:
nitelikler, özellikler.
külfet:
zahmet, s›k›nt›, zorluk.
maasi:
asilikler, isyanlar.
matlûp:
istenilen, arzu edilen
fley.
mebhas:
k›s›m, bölüm.
mehasin:
güzellikler, iyilikler.
merhamet:
ac›ma, flefkat göster-
me.
mesaip:
felâketler, u¤ursuzluklar.
meflakkat:
zahmet, s›k›nt›, güç-
lük, zorluk.
musibet:
felâket, dert, s›k›nt›.
müncer:
dayanmak; sürüklenme.
müteaddit:
çeflitli.
mütebayin:
birbirine uymayan,
birbirinden ayr›.
nefis:
insan›n kendisi, öz varl›k.
nekais:
eksiklikler, noksanl›klar.
nukufl-u esma:
Cenab-› Hakk›n
isimlerinin sanatl› ve süslü görün-
tüleri, nak›fllar›.
nur:
ziya, ›fl›k.
rücu:
dönme, yönelme.
saadet:
mutluluk, bahtiyarl›k,
mes’ut olma.
semerat:
meyveler, neticeler.
suret:
biçim, tarz, flekil.
fledit:
fliddetli.
fler:
kötülük, fenal›k, çirkinlik.
flerr-i mahz:
tam bir kötülük, çir-
kinlik.
fliddet-i flefkat:
afl›r› derecedeki
flefkat.
tasaffi:
saflaflma, durulaflma.
tav›r:
hâl, durum, vaziyet.
tazammun:
ihtiva etme, içinde
bulundurma.
Vahib-i Hayat:
hayat veren, ha-
yat› ba¤›fllayan Allah.
vaziyet:
hâl, durum.
vücut:
var olufl, varl›k.
zîhayat:
hayat sahibi, canl›lar.
adem:
yokluk, hiçlik.
ahval-i muhtelif:
çeflitli hâl-
ler.
âlâm:
kederler, elemler, ac›-
lar.
ar›z:
bulaflma, yaklaflma.
beliyyat:
belâlar, felâketler,
kederler.
beliyye:
felâket, musibet.
Cennetmisal:
Cennet gibi.
cerh:
bir iddiay›, bir fikri çü-
rütme.
dâr-› dünya:
dünya âlemi.
elem:
üzüntü, ac›.
hakikat:
gerçek, esas.
1.
Kim kadere iman ederse kederden emin olur.
1...,757,758,759,760,761,762,763,764,765,766 768,769,770,771,772,773,774,775,776,777,...1482
Powered by FlippingBook