Tarihçe-i Hayat - page 895

1
o
¬n
fÉn
ër
Ño
°S /
¬p
ªr
°SÉp
H
Aziz, s›dd›k kardefllerim ve hapis arkadafllar›m,
Evvelâ:
Sureten görüflmedi¤imizden merak etmeyiniz.
Bizler manen her zaman görüflüyoruz. Benim ehemmi-
yetsiz flahs›ma bedel, Nurdan elinize geçen hangi risale-
yi okusan›z veya dinleseniz, benim adî flahs›m yerine,
Kur’ân’›n bir hadimi haysiyetiyle benimle o risale içinde
sohbet edersiniz. Zaten ben de sizinle bütün dualar›mda
ve yaz›lar›n›zda ve alâkan›zda hayalimde görüflüyorum
ve bir dairede beraber bulunmam›zdan her vakit görüflü-
yoruz gibidir.
Saniyen:
Bu yeni Medrese-i Yusufiyedeki Risale-i
Nur’un yeni talebelerine deriz: Kuvvetli hüccetlerle, hat-
ta ehl-i vukufu da teslime mecbur eden iflarat-› Kur’âni-
ye ile, “Nurun sad›k flakirtleri iman ile kabre girecekler.
Hem, flirket-i maneviye-i Nuriyenin feyziyle, herbir fla-
kirt, derecesine göre umum kardefllerinin manevî ka-
zançlar›na ve dualar›na hissedar olur. Güya, âdeta binler
dil ile isti¤far eder, ibadet eder.” Bu iki fayda ve netice,
bu acip zamanda bütün zahmetleri, s›k›nt›lar› hiçe indi-
rir; pek çok ucuz olarak o iki k›ymettar kârlar› sad›k müfl-
terilerine verir.
Said Nursî
„@ò
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 895
A
FYON
H
AYATI
suf’un (a.s.) iftira, haks›zl›k ve zu-
lüm ile hapiste kalmas›ndan ki-
naye olarak, iman ve Kur’ân’a
hizmetinden dolay› tevkif edilen-
lerin hapsedildi¤i yer manas›nda,
hapishane.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursî’nin eserlerinin
ad›.
sad›k:
do¤ru, gerçek; sözünde,
vaadinde, iflinde do¤ru olan.
flakirt:
talebe, ö¤renci.
Saniyen:
ikinci olarak.
s›dd›k:
çok do¤ru, dürüst, hakk›
ve hakikati tereddütsüz kabulle-
nen.
flirket-i maneviye-i nuriye:
nu-
run manevî ortakl›¤›.
sureten:
suret olarak, görünüfl iti-
bariyle.
talebe:
ö¤renci.
umum:
bütün.
zahmet:
s›k›nt›, eziyet, meflak-
kat.
acip:
tuhaf, hayrette b›rakan.
âdeta:
sanki.
adî:
basit, baya¤›, s›radan.
alâka:
ilgi, iliflki, yak›nl›k.
aziz:
izzetli, muhterem, say-
g›n.
bedel:
karfl›l›k.
dua:
Allah’a yalvarma, niyaz.
ehemmiyetsiz:
önemsiz.
ehl-i vukuf:
hâkimler.
evvelâ:
birinci olarak, her
fleyden önce, ilk olarak.
faide:
fayda.
feyiz:
bolluk, bereket, ihsan,
ba¤›fl.
Güya:
sanki.
hadim:
hademe, hizmetçi.
haysiyet:
itibar.
hissedar:
hisse sahibi, hissesi
olan.
hüccet:
delil.
iman:
inanç, itikat.
iflarat-› Kur’âniye:
Kur’ân’›n
iflaretleri.
isti¤far:
af dileme, affedilme-
yi isteme.
k›ymettar:
k›ymetli, de¤erli.
manen:
mana bak›m›ndan,
manaca.
manevî:
manaya ait, maddî
olmayan.
medrese-i Yusufiye:
Yu-
suf’un medresesi, Hz. Yu-
1.
Allah’›n ad›yla. Onu her türlü kusur ve noksanl›ktan tenzih ederiz.
1...,885,886,887,888,889,890,891,892,893,894 896,897,898,899,900,901,902,903,904,905,...1390
Powered by FlippingBook