Tarihçe-i Hayat - page 899

Demek flimdi iflimi de sizlere b›rakmaya maslahat›m›z
iktizâ ediyor. Ve yan›n›zdaki yeni ve eski müdafaatlar›m
benim bedelime sizin meflveretinize ifltirak eder; o kâfî-
dir.
„@ò
1
o
¬n
fÉn
ër
Ño
°S /
¬p
ªr
°SÉp
H
Aziz, s›dd›k kardefllerim,
Bugün manevî bir ihtar ile sizin hesab›n›za bir telâfl,
bir hüzün bana geldi. Çabuk ç›kmak isteyen ve derd-i
maiflet için endifle eden kardefllerimizin hakikaten beni
müteellim ve mahzun etti¤i ayn› dakikada bir mübarek
hât›ra ile bir hakikat ve bir müjde kalbe geldi ki: Befl gün-
den sonra çok mübarek ve çok sevapl› ibadet aylar› olan
fluhur-i selâse gelecek. Her bir hasenenin sevab› baflka
vakitte on ise, receb-i flerifte yüzden geçer, flaban-› mu-
azzamda üç yüzden ziyade ve ramazan-› mübarekte bine
ç›kar ve cuma gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadirde
otuz bine ç›kar. Bu pek çok uhrevî faydalar› kazand›ran
ticaret-i uhreviyenin bir kudsî pazar› ve ehl-i hakikat ve
ibadet için mümtaz bir meflheri ve üç ayda seksen sene
bir ömrü ehl-i imana temin eden fluhur-i selâseyi böyle
bire on kâr veren Medrese-i Yusufiyede geçirmek, elbet-
te büyük bir kârd›r; ne kadar zahmet çekilse, ayn-› rah-
mettir. ‹badet cihetinde böyle oldu¤u gibi; Nur hizmeti
dahi nisbeten —kemiyet de¤ilse de keyfiyet itibar›yla—
bire befltir. Çünkü bu misafirhaneye mütemadiyen giren
ve ç›kanlar, Nurun derslerinin intiflar›na bir vas›tad›r.
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 899
A
FYON
H
AYATI
mazan’›n 27. gecesi.
mahzun:
hüzünlü, kederli, üzün-
tülü.
manevî:
manaya ait, maddî ol-
mayan.
maslahat:
uygun ifl, yerine göre
icap eden davran›fl.
medrese-i Yusufiye:
Yusuf’un
medresesi, Hz. Yusuf’un (a.s.) ifti-
ra, haks›zl›k ve zulüm ile hapiste
kalmas›ndan kinaye olarak, iman
ve Kur’ân’a hizmetinden dolay›
tevkif edilenlerin hapsedildi¤i yer
manas›nda, hapishane.
meflher:
teflhir yeri, sergi, göster-
me yeri.
meflveret:
ifllerin konuflup anlafl-
ma yoluyla halledilmesi, bir konu
hakk›nda çeflitli ve ehil flah›slar-
dan fikir alma.
misafirhane:
misafirlerin kald›¤›
ev, geçici bekleme yeri.
mübarek:
feyizli, bereketli, kutlu.
müdafaat:
müdafaalar, savun-
malar.
mümtaz:
ayr›cal›kl›, seçkin.
müteellim:
elemli, kederli, hü-
zünlü, içi s›zlayan.
mütemadiyen:
sürekli olarak,
devaml›.
nispeten:
nispetle, k›yaslayarak.
Ramazan-› Mübarek:
mübarek
Ramazan, bereketli Ramazan.
Receb-i fierif:
Kamerî aylar›n ye-
dincisi ve mübarek kutsal aylar-
dan üç aylar›n birincisi, Recep ay›.
fiaban-› Muazzam:
çok yüce fia-
ban ay›.
s›dd›k:
çok do¤ru, dürüst, hakk›
ve hakikati tereddütsüz kabulle-
nen.
fluhur-i selâse:
Üç Aylar; Recep,
fiaban ve Ramazan.
temin:
sa¤lama.
ticaret-i uhreviye:
ahiret hayat›
için yap›lan ticaret. ahiret için se-
vap kazanmak, manevî ticaret.
uhrevî:
ahirete dair, ahirete ait.
vas›ta:
arac›.
zahmet:
s›k›nt›, eziyet, meflak-
kat.
ziyade:
çok, fazla.
ayn-› rahmet:
rahmetin tâ
kendisi.
Aziz:
izzetli, muhterem, say-
g›n.
bedel:
karfl›l›k.
cihet:
yön.
derd-i maiflet:
geçim derdi
ve zorlu¤u, geçim s›k›nt›s›.
ehl-i hakikat:
hakikati arzu-
layanlar, gerçe¤i bulup onun
peflinden gidenler; Allah ada-
m›.
ehl-i iman:
inananlar, iman
sahipleri.
endifle:
kayg›.
hakikat:
gerçek.
hakikaten:
hakikat olarak,
do¤rusu, gerçekten.
hasene:
hay›rl› amel, Allah r›-
zas›na uygun ifl.
ihtar:
hat›rlatma, uyar›.
iktiza:
gerektirme, lüzumlu
k›lma.
intiflar:
yay›lma, yayg›nlafl-
ma, neflrolunma.
ifltirak:
kat›lma, ortak olma.
kâfi:
yeter, el verir.
kemiyet:
bir fleyin adet, mik-
tar ve say› olarak ifade edile-
bilen durumu, nicelik.
keyfiyet:
bir fleyin nas›l oldu-
¤u, nitelik.
kudsî:
mukaddes, yüce.
Leyle-i Kadîr:
Kadîr Gecesi,
Kur’ân-› Kerîm’in dünya se-
mas›na nazil oldu¤u gece, Ra-
1.
Allah’›n ad›yla. Onu her türlü kusur ve noksanl›ktan tenzih ederiz.
1...,889,890,891,892,893,894,895,896,897,898 900,901,902,903,904,905,906,907,908,909,...1390
Powered by FlippingBook