Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 26 Ekim 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Viyana’da Ramazan Bayramı kutlaması

Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer, Ramazan Bayramı dolayısıyla ülkedeki Müslümanlara tarihi Hofburg Sarayında resepsiyon verdi. Cumhurbaşkanlığı köşkünün de bulunduğu Hofburg sarayında konuklarını karşılayan ve kendileriyle teker teker bayramlaşan Fischer, “Avusturya’daki Müslümanların tüm Avrupa ülkelerine örnek teşkil ettiğini” söyledi.

“Zaman, zaman hatalarımız olsa da Avusturya’daki Müslümanlarla yerli halk arasında dostça bir diyalog bulunduğunu” hatırlatan Fischer, “Yurt dışına yaptığım resmi ziyaretlerimde birçok hükümet ve devlet başkanı Avusturya’daki Müslümanlarla aramızdaki güzel diyaloğa ilişkin sorular soruyorlar. Avusturya’daki uygulamaları kendilerine anlatmaktan büyük memnuniyet duyuyorum” dedi.

Ay başındaki genel seçimler sırasında bazı partilerin, İslâm ve yabancılara karşı propaganda afişleri asmalarından rahatsızlık duyduğunu belirten Fischer, “Bu afişler, tasvip edilemez. Afişleri, sloganları ve hazırlayanları şiddetle kınıyorum” diye konuştu.

Ülkedeki Müslümanların kutsal günlerini hatırlamak ve kutlamayı gelenek haline getirdiğini ifade eden Fischer, geçmişte olduğu gibi bundan sonra da Müslümanların Hofburg sarayını onurlandıran müstesna konuklar arasında yer alacağını kaydetti.

“İSLÂMA ZARAR VEREN

AŞIRILAR BİZDEN DEĞİL”

Cumhurbaşkanı Fischer’e bayram resepsiyonu dolayısıyla teşekkür eden Avusturya İslam Cemaati Başkanı Prof. Anas Schakfeh de Avusturya’daki Müslümanların yasalara saygılı yurttaşlar olduğunu belirterek, “Aramızda çok az sayıda bazı aşırılar olabilir. Ancak, aşırılar barış dini olan İslâma zarar veriyorlar. Bu nedenle de Avusturya’daki demokratik rejime, anayasaya ve yasalara aykırı hareket eden aşırılar bizden değildir” diye konuştu.

/ VİYANA

26.10.2006


 

MÜCADELE STRATEJİSİ

AB, yılda 195 bin vatandaşının ölümüne neden olan alkolün zararlarını en aza indirmek için üye devletlerle işbirliği içinde ortak mücadele kararı aldı. AB Komisyonundan yapılan açıklamada, alkolle mücadele stratejisinin gençleri ve çocukları korumayı, alkollü sürücülerin sebep olduğu trafik kazalarını azaltmayı, alkolün yetişkinlere ve ekonomiye zararlarını engellemeyi ve halkı bilinçlendirmeyi öngördüğü ifade edildi.

Çılgınca ya da erken yaşlarda alkol tüketimiyle alkollü sürücülerin gerçek bir halk sağlığı sorunu haline geldiğini belirten AB Komisyonunun sağlık ve tüketicinin korunmasından sorumlu üyesi Markus Kyprianou, alkolle mücadele stratejisiyle ölçülü alkol tüketimini hedeflemediklerini, yanlış kullanımdan kaynaklanan sorunları azaltmak istediklerini ifade etti.

AB’de 55 milyon kişi zararlı

seviyede alkol tüketiyor

Verilen bilgiye göre, AB’de 55 milyon kişi zararlı seviyede alkol tüketiyor. AB’de hastalık sebebiyle ya da erken ölümlerinin yüzde 7,4’ü de alkolden kaynaklanıyor. Hamilelik sırasında alkol kullanımının beyin gelişimini yavaşlattığı ve zeka geriliklerine yol açtığı ifade edilirken trafik kazalarının dörtte birinin alkol yüzünden meydana geldiği ve AB’de yılda yaklaşık 10 bin kişinin bu yüzden hayatını kaybettiği bildiriliyor.

AB’de 15-29 yaş arası kadın ölümlerinin yüzde 10’undan fazlası ve erkek ölümlerinin 25’inden fazlası alkolden kaynaklanırken, çocuklara kötü davranılması ve çocukları benimsememe vakalarında alkolün etkisi yüzde 16 olarak hesaplanıyor. Alkolün ekonomiye zararları arasında ise fazla alkol alanların işe gitmemeleri, iş saatlerinde alkol tüketilmesi ve sarhoş işçilerin konsantrasyon kaybı sayılıyor.

/ BRÜKSEL

26.10.2006


 

Ezandan etkilenip İslâmı seçiyorlar

Antalya’da bu yıl 19’u bayan 24 yabancı uyruklu kişilerin bir kısmı ezandan etkilendikleri için Müslüman olduklarını söylediler. İslâmiyeti seçenlerin önemli bölümünü, Moldovalı, Ukraynalı, Rus ve Almanların oluşturduğu bildirildi.

Antalya Müftüsü Mahmut Yeleser, yılbaşından bu yana, Antalya’ya tatil amaçlı gelen, 19’u kadın, 24 yabancı uyruklunun müftülüğe başvurarak Müslüman olduklarını bildirdi. Yeleser, İslâmiyeti seçenlerin büyük bölümünü Moldovalı, Ukraynalı, Rus ve Almanların oluştuğunu kaydetti. Bu kişilerin bir kısmının evlilik nedeniyle Müslüman olduklarını ifade eden Yeleser, bir bölümünün de, ezandan etkilendiklerini söylediklerini anlattı. İslâmiyetin yabancılara tanıtılması amacıyla çalışmalar yaptıklarını kaydeden Yeleser, bu kapsamda, yabancı dilde kitap ve broşür de bastıracaklarını bildirdi.

/ ANTALYA

26.10.2006


 

Japon yazar: Kültürünüze sahip çıkın

Kültürel değişimin inançlarda da ortaya çıktığını belirten Japon Yazar İkumi Nonaka, Avrupalılaşma özentisinin Türk kültürünün ortadan kalkmasına neden olabileceğine dikkati çekerek, “Kültürünüze sahip çıkın”diye uyardı.

1992 yılında ilkkez Türkiye’ye geldiğini ve bir süre Bodrum’da yaşadıktan sonra Antalya’ya yerleşerek halı kilim ticareti ile uğraşmaya başladığını anlatan ve Türkiye’yle ilgili ilk kitabını 1998 yılında yayınladığını belirten Nonaka, yeni yazmaya başladığı ‘’Henka Suru Toruko’’ (Değişen Türkiye) adlı kitabında özellikle kültür alanında büyük değişime giren Türkleri kaleme aldığını söyledi. 10 yıllık süreçte Türkiye’nin her yönden büyük değişime girdiğini de anlatan Nonaka, en çok dikkatini çeken değişimler hakkında şu görüşleni dile getirdi; ‘’Bir zamanlar arkadaşlıklar çok iyiydi. Samîmî ve gerçekten dostane arkadaşlıklar vardı. Şimdi bunun yerini menfaate bağlı arkadaşlıklar aldı.

Özellikle Türklerin komşuluk ilişkileri 10 yıl öncesi gibi değil. Antalya’ya ilk geldiğim dönemde insanlar sürekli birbirlerini ziyaret eder ve hatırlarını sorarlardı. Şimdi benim komşularım da dahil kimse (Ne yapıyorsun, ne haldesin ?) diye sormuyor.’’

Türkiye’ye geldiği ilk dönemlerde Türk halkının hiçbir karşılık istemeden yaptığı yardımlardan etkilendiğini de anlatan Nonaka, şöyle devam etti:

‘’Şimdilerde bunlardan iz kalmadı. İnsanlar ekonomik etkiler nedeniyle birbirlerinden soğumaya başladılar. Haftada bir kez birbirlerini ziyaret edenler şimdi ayda, belki yılda bir kez ziyaret etmeye başladı. Bunları yabancı bir gözle daha iyi görüyorum.’’

Nonaka, kültürel değişimin inançlarda da bariz şekilde ortaya çıktığını kaydetti. Avrupalılaşma özentisinin Türk kültürünün ortadan kalkmasına sebep olabileceğini de dikkati çeken Nonaka, ‘’Avrupalılaşma beklentisi nedeniyle bir süre sonra Türkler kültürlerini kaybetmeye başlayabilir. Bir zamanlar Japonlar kendi kültürlerine çok bağlı insanlardı. Ancak son dönemde Amerikan kültürünün etkisi kendi kültürlerinin önüne geçmiş durumda. Japonya’ya gittiğimde kendi dilimi anlayamadığım oluyor’’ diye konuştu.

/ ANTALYA

26.10.2006


 

Sınırda sevinç bir gün daha uzatıldı

Kilis Valisi Nevzat Turhan, yatılı bayramlaşma için gelen Suriyelilerin, Öncüpınar Sınır Kapısı’ndan geçiş süresinin bir gün uzatıldığını bildirdi.

Kilis Valisi Nevzat Turhan ve Halep Valisi Tamer Al-Hacce, Öncüpınar Sınır Kapısı’nda bir araya gelerek, Suriyelilerin giriş yaptığı alanda incelemelerde bulundu. Kilis Valisi Turhan, yaptığı açıklamada, dost ve kardeş Suriye halkını Kilis’te ağırlamaktan onur duyduklarını söyledi. Kilis ve Halep valilikleri arasında imzalanan protokol kapsamında 48 saatliğine Suriyeli ailelerin Türkiye’deki yakınlarını görmek için Kilis’e geçiş yapabileceklerini ve geçişin önceki gün başladığını hatırlatan Nevzat Turhan, Halep Valisi Al-Hacce’nin geçiş süresinin bir gün uzatılması teklifini kabul ettiklerini belirtti. Vali Turhan, şunları kaydetti:

“Suriyeli vatandaşların yatılı bayramlaşma için Öncüpınar Sınır Kapısı’ndan geçiş süresini bir gün uzattık. Geçişler yarın (bugün) da sürecek. Ayrıca, saat 15.00’e kadar olan geçişlerin de saat 17.00’e uzatılmasını kararlaştırdık. Kilis Valiliği olarak Suriye vatandaşlarının hiçbir sıkıntı çekmeden yakınlarının yanına gelmesi için Türk ve Suriyeli yetkililer seferber olmuş durumda.’’

/ KİLİS

26.10.2006


 

Şiddetin kaynağı din eğitimi eksikliği

Saadet Partisi (SP) lideri Recai Kutan, okullarda artan şiddet olaylarının temelinde dinî eğitim eksikliği olduğunu belirterek, “Hodri meydan diyorum. Bir araştırma yapılsın, İmam Hatip Liseleri’nde bu oran sıfır çıkar” dedi.

Kutan, okullardaki şiddet olaylarına ilişkin ilginç tesbitlerde bulundu. Kutan, 800 lisede yapılan araştırmaya göre gençlerin yüzde 80’inin sigara, yüzde 65’inin alkol, yüzde 40’ının hayatlarında bir kez olsun uyuşturucu, yüzde 20’sinin ise sürekli olarak uyuşturucu kullandığını hatırlattı. “Hodri meydan, gelin İmam Hatip Liseleri’nde yapalım bu araştırmayı. Sonuç nerdeyse sıfır çıkacaktır” diyen Kutan, İslâm ilmiyle yoğrulmuş, Kur’ân ahlâkıyla eğitilmiş, içine Allah sevgisi işlenmiş öğrencilerin bu zehirlerin müptelası olmayacağını vurguladı. Okullarda din eğitimine önem verilmediği için bu tür sonuçların ortaya çıktığını belirten SP lideri Kutan, “Birbirlerini de vururlar, her türlü kötü alışkanlıklar da edinirler. İslâm düşmanları bu yasakları getirirken bu sonuçları da alacaklarını biliyorlardı. Amaç çocukların beyinlerini boşaltmaktı ve bundan da başarı elde etmiş gözüküyorlar” dedi.

Büyük Ortadoğu Projesi’nin İslam ülkelerini tehdit ettiğini söyleyen Kutan, ABD Dışişleri Bakanı Rice’ın ‘Fas’tan Endonezya’ya kadar 22 ülkenin sınırları yeniden belirlenecek. Bu ülkeler yeniden yapılandırılacak’ sözlerine atıfta bulunarak, Türkiye’nin de bu 22 ülke içerisinde olduğunu öne sürdü. Kutan, “Bunun adımları olarak Afganistan, Irak, Filistin, Lübnan dediler. Sıra geldi Suriye’ye. Ondan sonra sıra geliyor İran’a. Hiç şüpheniz olmasın sıra ondan sonra böyle gevşek davranırsak Türkiye’ye gelecek. Amerika PKK’yı bir silâh olarak kullanıyor. Yapılan bu uğraşlarla Türkiye’nin önüne ikinci bir Sevr Antlaşması konmak isteniyor. Birlik ve beraberlik içinde bunun önüne geçmeliyiz” ifadesini kullandı.

/ ANKARA

26.10.2006


 

Dünya emek örgütleri birleşiyor

Uluslararası Hür İşçi Sendikaları Konfederasyonu (ICFTU) ile Dünya Emek Konfederasyonu (WCL) “küresel emek mücadelesi” için birleşerek Uluslararası Sendikalar Konfederasyonunu (ITUC) kuracak.

Küreselleşen sermayeye karşı emeğin küresel mücadelesinin temelleri, 2004’te gerçekleştirilen ICFTU 18. Genel Kurulu’nda atıldı. Genel kurulda, WCL ve hiçbir uluslararası örgüte üye olmayan, ancak demokratik ve bağımsız ulusal sendika merkezi olan örgütler ile birleşerek daha yeni bir uluslararası örgüt kurulması kararı alındı.

Bu karar ve beraberinde getirdiği gelişmelerin sonucu olarak 1-3 Kasım 2006 tarihleri arasında Viyana’da gerçekleştirilecek olan ICFTU Dünya Kongresi’nde ICFTU ve WCL birleşerek ITUC’u kuracak. ICFTU 156 ülkedeki 241 üyesiyle 155 milyon çalışanı temsil ediyor. Türkiye’den Türk-İş, DİSK, Hak-İş ve KESK de ICFTU’nun üyeleri arasında yer alıyor.

WCL 116 ülkedeki 144 üye örgüte ve özellikle üçüncü dünya ülkelerinde olmak üzere 26 milyon üyeye sahip bulunuyor.

/ ANKARA

26.10.2006


 

Başbakan hafta sonuna kadar Marmaris’te

Bayram tatilini Muğla’nın Marmaris ilçesinde geçiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, günü otelinde dinlenerek geçiriyor.

Hisarönü köyü Bördübet mevkisindeki Golden Key Otel’de, eşi ve kızları ile tatil yapan Başbakan Erdoğan’ı ziyarete gelen çok sayıda vatandaş, otele 2 kilometre mesafede jandarma ekipleri tarafından oluşturulan kontrol noktasından, geri çevrildi. Bu arada Erdoğan ile randevuları olduğu öğrenilen Akça Holding ve Menders Teksil Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Akça ile Menderes Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Ali Atlamaz’ın Başbakan Erdoğan’ı otelde ziyaret ederek, görüştüğü bildirildi. Erdoğan’ın kaldığı otelde bayram tatilini geçiren Denizli Belediye Başkanı Nihat Zeybekci, Başbakan’ın otelde dinlendiğini ve her hangi bir programının olmadığını söyledi.

Hafta sonuna kadar tatilini Marmaris’te geçireceği öğrenilen Erdoğan ile birlikte, Devlet Bakanı Ali Babacan, eşi Zeynep Babacan ve Erdoğan’ın dünürü Sadık Albayrak da aynı otelde kalıyor.

Öte yandan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bayram namazını kıldığı Bördübet Camisi imamının, ramazan ayı dolayısıyla fahri olarak görev yaptığı ve bayramla birlikte görevinin sona erdiği öğrenildi.

/ MARMARİS

26.10.2006


 

Kızılay’ın yardım eli dünyaya uzanıyor

Gelirlerinin büyük bir bölümünü Türk halkının bağışlarından elde eden Türk Kızılayı, Türk halkının yardımseverliğini tüm dünyaya göstermeye devam ediyor.

Kızılay, 2005 ve 2006 yıllarında Uluslararası İnsani Yardım Operasyonları kapsamında, çeşitli felâketlerin yaşandığı, aralarında ABD, Çin, Pakistan, Filistin, Lübnan’ın da bulunduğu 34 ülkeye yaklaşık 78 milyon dolar (105 milyon YTL) yardımda bulundu. Tsunami, deprem, sel, kasırga, savaş, aşırı yağış, ağır kış şartları, kuraklık gibi felaketlerin yaşandığı bu bölgelere en hızlı şekilde ulaşan Türk Kızılayı, bölge halkının ihtiyaç duyduğu çadır, battaniye, gıda, su, ilaç, tıbbi malzeme, giyim, temizlik malzemesi, mutfak seti, karyola gibi yardım malzemelerini ulaştırdı. Türk Kızılayı, acil müdahale sürecinin ardından felâket yaşanan bölgelerin yeniden yapılandırılması, halka psikososyal destek verilmesi gibi hizmetleri sağlayarak, bölgede hayatın normale dönmesine yönelik çalışmalar da yapıyor.

/ ANKARA

26.10.2006


 

Marmaris'teki patlamanın zanlısı yakalandı

Marmaris’te 27 Ağustosta yaşanan patlamalarda 10’u İngiliz turist, 11’i Türk toplam 21 kişinin yaralanmasına sebep olan bombaları koyduğu iddia edilen kişi düzenlenen operasyonla Gaziantep’te yakalandı.

Edinilen bilgiye göre, 27 Ağustos 2006’da Muğla’nın Marmaris ilçesinde meydana gelen patlamalarda 10’u İngiliz, 11’i Türk 21 kişinin yaralanmasına neden olduğu iddia edilen M.Y. Muğla ve Gaziantep emniyet müdürlüklerinin ortaklaşa düzenlediği operasyonla Gaziantep’te yakalandı. Emniyet ekipleri tarafından önceki gece Muğla’ya getirilen M.Y. Muğla Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesinde sorgulandı.

Zanlının, 2004 yılında terör örgütüne yardım ve yataklık suçlamasıyla Antalya’da gözaltına alındığı, delil yetersizliği sebebiyle serbest bırakıldığı öğrenildi.

/ MUĞLA

26.10.2006


 

Aile’de tehlike sinyalleri

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) İzmir Bölge Müdürü Rıdvan Yaka, İzmir’de evlenme oranlarının Türkiye’ye yakın, boşanma hızının ise iki katı civarında olduğunu belirterek, ‘’Bu gerçekten dikkate alınması gereken bir durum’’ dedi.

Yaka, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın’ın desteği, TÜİK’in verileriyle Türkiye’de ilk kez ‘’Bölgesel İzleme Göstergeleri TR31 İzmir’’ adlı kitap çalışması yaptıklarını bildirdi. Kendisi için sosyal konularda elde edilen verilerin çok önemli olduğunu anlatan Rıdvan Yaka, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Türkiye’de ortalama yıllık boşanma 2 bin kişidir. İzmir’de bu 5 bin kişinin üstüne çıkıyor. İstanbul’da 2002 yılında 8.947, Ankara’da 1.978, Şırnak’ta 36 kişi boşanırken, İzmir’de bu sayı 5.140 olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’de evlilik konusunda yıllık iller ortalaması 20 bin kişi civarındadır. 2002 yılında İstanbul’da 70.332, Ankara’da 22.272, İzmir’deyse 23.327 evlenmiştir. İzmir’de evlenme oranları Türkiye’ye yakın, boşanma hızı Türkiye’nin iki katıdır. Bu gerçekten dikkate alınması gereken bir durum. Aile araştırmacıları ve aile kavramının sürdürülebilirliği için burada bir sorun gözüküyor. İzmir, Türkiye’deki aile büyüklüğü açısında da çok dikkat çekici durumda. Türkiye’de ortalama aile büyüklüğü 4.5, İzmir’de 3.5, Şırnak’ta ise 8.6’dır.’’

/ İZMİR

26.10.2006


 

Bir bölümü bitirmek yetmiyor

İş bulamama ihtimali ve kariyer için üniversitede çift ana dalda eğitim alanlar (iki bölümde birden eğitim), iş hayatında diğerlerine karşı daha çok avantaj taşıyor.

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Öğrenci İşleri Daire Başkanı Kazım Özkan, üniversitede 1999 yılından beri üç fakültede Çift Ana Dal Programı (ÇAP) uygulandığını belirterek, programdan yararlanarak 2 bölüm birden bitiren öğrencilerin iş hayatında avantajlı durumda olabildiklerini söyledi.

Özkan, ÇAP’ın başarılı öğrencilere kazandıkları bölüm dışında, bir başka bölümde daha okuma şansı verdiğini belirterek, programın İktisadi ve İdari Bilimler, Mühendislik ve Fen Edebiyat Fakültelerinden olduğunu kaydetti.

/ SAKARYA

26.10.2006


 

Zeytin ağacı görenleri şaşırtıyor

Eshab-ı Kehf mağarasındaki zeytin ağacı görenleri şaşırtıyor. Mersin’in Tarsus ilçesi yakınlarında bulunan ünlü Eshab-ı Kehf mağarasının oldukça sert olan kaya duvarında tamamen topraksız olarak yeşermiş bulunan Zeytin ağacı bu yıl meyve de verdi.

Mağaranın iç kısmına güneş ışınlarının girmesini sağlayan tavan bölümünün, sert kaya duvarında hiç topraksız olarak yetişen, yaklaşık birbuçuk metre boyundaki zeytin ağacı bu sene 7 zeytin danesi verdi. Kur’ân-ı Kerim’de bahsi geçen ve 7 uyurlar olarak bilinen 7 yiğit gencin sayısına da tevafuk eden 7 zeytin danesi şimdilerde siyahlaştı ve olgunlaştı. Görenleri hayrette bırakan zeytin ağacı, bugünlerde Eshab-ı Kehf mağarasını ziyarete gelenleri tatlı bir tefekküre daldırıyor.

Hüseyin KÜÇÜKOĞLU / MERSİN

26.10.2006


 

Okullarda ‘cep’e alternatif, ‘aile kartı’

Millî Eğitim Bakanlığının okullarda cep telefonu kullanımına kısıtlama getirme çalışmaları, öğrenciler için ankesörlü telefondan ödemeli arama imkânı sağlayan Aile Kart uygulamasına ilgiyi artırdı.

Türk Telekom yetkililerinden alınan bilgiye göre, 1 Temmuz 2006 tarihinde başlanan Aile Kart satışı kısa sürede 250 bine ulaştı. Yıl sonuna kadar 450 bin Aile Kart satılması hedefleniyor. Talep gelmesi halinde okulların çoğunluğunda bulunan ankesörlü telefonların artırılması ya da olmayan okullara kurulması için Türk Telekomun imkanlarının yeterli olduğu belirtildi.

26.10.2006


 

MEB’den şiddete, filmle mücadele

Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), okullardaki şiddete karşı mücadele amacıyla, ‘’Huzurlu ve Güvenli Bir Okul İçin Benim de Yapabileceklerim Var’’ sloganıyla, ünlü isimlerin rol aldığı kısa filmler hazırlattı.

Alınan bilgiye göre, Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, medya yöneticilerine göndereceği mektupta, şiddete karşı mücadele çerçevesinde filmlerin televizyonlarda prime time kuşağında yayınlanmasını isteyecek.

Çoğunluğunda gazeteci ve dizilerde oynayan san’atçıların rol aldığı filmlerde, öğrencilere, öğretmenlere, velilere, okul çevresindeki esnafa, internet kafe sahiplerine ve okul servis şoförlerine yönelik mesajlar veriliyor. Filmlerin, televizyonlarda bu ders yılının ilk döneminin sonuna kadar gösterilmesinin planlandığı bildirildi.

/ ANKARA

26.10.2006


 

Felç, geleceğini haber verir

Kalıcı felç hastalığı oluşmadan hastaların çoğunda geçici iskemik atak (beyne giden kan akımında azalma) dediğimiz nörolojik tablo oluşur.

Nörolog Doç. Dr. Serdar Dağ, "Geçici iskemik atak ani başlayan bir süre devam eden ve hemen hiçbir iz bırakmadan kaybolan nörolojik yetmezlik belirtilerinden oluşan durumdur. Bu süre 24 saati aşmamalıdır. Fakat genelde kısa olur" dedi.

Dağ, şöyle devam etti: Yapılan araştırmalar sonucu bu terimin eski Yunanda bile kullanıldığı göstermiş olmasına karşın gerçek niteliği ile tanınması ve de tedavisi son yıllarda olmuştur ve halen çalışmalar devam etmektedir. Geçici iskemik atak geçiren hastaların büyük çoğunluğu 1-3 yıl içinde felç hastası olmaktadır.

Günümüzde gerek çevresel faktörler, gerekse beslenme alışkanlıklarından dolayı genç yaşta felç sanıldığından daha fazla görülmektedir. Hayatî önem ve sosyal sebeplerden dolayı bu hastalığın erken dönem teşhisi bu hastalığa aday kişilerin felçten kurtulmasını dolayısıyla kendisinin bakım hastası olmasını önler. Evet bu hastalar hayatî tehlikeyi atlatsalar bile bakım hastası olarak kalırlar, bu da çevresindeki yakınlarını sosyal ve ekonomik yönden etkiler. Gerek yaşlı gerekse genç olsun inme yani felç hastalığının habercisi olan geçici iskemik atakları tesbit edip tedavisini yapmak büyük önem taşır.

ERKEN MÜDAHALE ÖNEMLİ

Hasta deneyimli bir hekime başvurduktan sonra hastalığa yol açacak tüm sebepler araştırılmalı bir sebep varsa derhal ortadan kaldırılmalı ve uygun tedavi düzenlenmelidir. Hastalıkla karşılaşılabilecek tabloların ayrımı büyük önem taşır meselâ bu akut tablo gerçek bir damarsal olayımı yoksa tümöre iltihaba veya başka patolojiyemi bağlı olarak çıkmıştır. Bunun ayrımı iyi yapılmalıdır.

Günümüzün modern teşhis ve görüntüleme yöntemleriyle deneyimli bir hekim tarafından bu durum şüpheye düşürmeden tesbit edilip tedâvisi düzenlenir. Yukarıda da söylediğim gibi erken teşhis hastayı ve hasta yakınlarını ileride maddî mânevî bir yükün altından kurtarır. Hastayı risklerden büyük oranda korur.

26.10.2006


 

Sütü pastörize için

Sağlık için çok büyük önem arzeden sütün sağımından tüketiciye ulaşana kadar geçirdiği bütün evrelerde dışardan gelecek mikroorganizmaların bulaşması ve fiziksel olumsuzluklara karşı korunması gerektiği bildirildi.

Süt ve süt ürünlerinin sağlıklı bir şekilde tüketilmemesi halindeyse, tifo, dizanteri, brusella ve besin zehirlenmeleri gibi rahatsızlıklar meydana gelebilir uyarısında bulunuldu.

Sütün mikroorganizmalardan arındırılması için en iyi yönetimin pastörize olduğunu belirten Osmaniye İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Cingöz geleneksel olarak yapılan kaynatmanın sütün besin değerini düşürdüğünü söyledi.

Süt ve süt ürünlerinin insanın büyümesi ve gelişimi için gerekli olan besin ögelerinin tamamına yakınını içerdiğini bu anlamda saklanmasının ve mikroplardan arındırılmasının büyük önem taşıdığını belirten Dr. Cingöz, “Sütü mikroorganizmalardan arındırmak için kaynatma, pastörizasyon ve UHT (uzun ömürlü süt) yöntemleri kullanılıyor. Açık sütü kaynatmak, mikroorganizmaların tamamını öldürmediği gibi sütün besin değerini düşürüyor. Özellikle vitaminlerde yüzde 60 ve yüzde 100’e varan oranlarlarda azalma meydana geliyor.” dedi.

SÜT, HER DÖNEMİN VAZGEÇİLMEZİ

Besin değeri yüksek olan sütün hayatın her döneminde vazgeçilmez olduğunu dile getiren Dr Mehmet Cingöz şunları söyledi:

“Bebeklere, ilk 6 ay süresince anne sütünden başka hiçbir ek besin vermeye gerek yok. Anneler bebeklerini 1,5 yaşına kadar emzirmeli. Çocuklar da ve gençlerde kemik gelişimi ve diş sağlığının korunması, beyin gelişimi ve yaşlılıkta osteoporozdan (kemik erimesi) korunmada, yüksek tansiyon tedavisinde kullanılan ilâçların yan etkilerinin azaltılmasında en iyi kaynak süttür.”

Türkiye’de 8 milyon osteoporoz hastasının olduğunu osteoporozdan korunmada sağlıklı beslenmenin çok önemli olduğunun altını çizen Dr. Cingöz, kemiklerin gelişiminde büyük faydaları olan süt ve süt ürünlerinin tüketimine ağırlık verilmesi gerektiğini kaydetti.

/ OSMANİYE

26.10.2006


 

Sigaranın zararı dudakta başlıyor

Nilüfer İşçi Sağlığı Merkezi Sorumlusu Uzm. Dr. Alpaslan Türkan, sigaranın zararlarının dudağa alınmasından itibaren başladığına dikkat çekerek, sigarayı her nefes çekişte 50 bin hücrenin öldüğünü söyledi.

Sigaranın zararlarının, dumanın akciğere ulaşmasından sonra değil, dudaktan itibaren başladığına işaret eden Türkan, “Dudak, dil, yanak, yutak, gırtlak kanserleri, diş eti hastalıkları, farenjit, sinüzit, bademcik ve orta kulak iltihabı gibi üst solunum yoluyla ilgili hastalıklar, katarakt gibi patojenlerin gelişmesi için dumanın akciğerlere çekilmesi gerekmemektedir. Hatta, sigarasını yakmayıp sadece dudaklarının arasında tutanlar veya tütün çiğneyenlerde bile dudak ve ağız içi kanserleri görülmektedir. Bu bakımdan sigara kullanan hiç kimse güvende değildir. Zararsız bir sigara içme biçimi bulunmamaktadır” dedi.

Sigaranın vücudun her yerinde tahribata yol açtığını belirten Türkan, “Sigara her nefes çekişte 50 bin hücrenin ölümüne sebep oluyor. Cilt bozulacağından cilt karalığı ve yaşlı gösterme belirtileri başlar. Gırtlak ve nefes borusunda iltihaplanma, ses tellerinin zarar göstermesinden başka kansere yakalanma ihtimali fazlalaşır. Kalp ve damarların görmüş olduğu zarar ve tahribattan dolayı kalp krizi damar tıkanıklığı, tansiyon yükselmesi gibi sakıncalar ortaya çıkar. Beyinde felç, ileri yaşta bunama görülür. Gözlerde katarakt ve ileri yaşta körlük meydana gelir” diye konuştu.

/ BURSA

26.10.2006


 

Sigara, alkol ve kafein, düşüğe yol açıyor

Hamile kalan bazı anne adaylarının hamilelik süresince bilinçsiz hareket ettiğini ifade eden Samsun Doğum Evi Başhekimi Alaattin Balcı, hamilelik sürecinde sigara, alkol ve kafein kullanan anne adaylarının bulunduğuna dikkat çekti.

Hamile bir bayanın sigara, alkol ve kafeinden uzak durması gerektiğine dikkat çeken Balcı, aksi halde bebeğin yaşamasının riske gireceğini kaydetti. Sigara, alkol ve kafein kullanan anne adaylarının bebeğin haricinde kendi hayatlarını da tehlikeye attığını hatırlatan Balcı, “Gebelik süresi boyunca hem anne adayının hem de bebeğin sağlığı, çok büyük önem taşıyor. Bu zaman diliminde bilinçsizce yapılacak hatalar, istenmeyen neticelere neden olabilir. Yapılması gereken şey, gebe kalmaya karar vermiş anne adayını gebelikte potansiyel tehlike oluşturabilecek risklerden korumak, sağlıklı yaşam şeklinin öğretilerek bunların uygulatılması ve gebeliğe hazırlanma şartlarının düzeltilmesidir.” dedi.

Hamilelikte içilen sigarının yenidoğanın erken doğumuna ve düşük olmasına yol açabileceğini vurgulayan Başhekim Balcı, “Hamilelikte alkol kullanmakta çok tehlikelidir. Alkolün içindeki etanol, bebekte fetal alkol sendromuna yol açmaktadır. Bu sendromla doğan bebeklerde gelişme geriliği, yüz anormalleri ve merkezi sinir sistemi bozukluğu görülür. Kafein ise tek başına sorundur.” diye konuştu.

/ SAMSUN

26.10.2006


 

Kalp ameliyatı geçiren hastalara egzersiz programı

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı bünyesinde faaliyet gösteren “Kardiyak Rehabilitasyon Merkezi” kalp yetmezliği şikâyeti olan, kalp nakli ameliyatı ve açık kalp ameliyatı geçiren hastalara bilimsel egzersiz programı uyguluyor.

Ege Bölgesi’nde yalnızca kendi klinikleri bünyesinde böyle bir merkezin bulunduğunu açıklayan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsa Durmaz, “Kalp nakli geçiren ve açık kalp ameliyatı olan hastalar ameliyat öncesi dönem ve ameliyat sonrasında rehabilitasyon programına alınıyor. Ameliyata engel sorunları olan hastaların tedavisinden sonra ameliyat yapılıyor” dedi. Merkezlerinde kalp nakli ve kalp ameliyatı geçiren hastalara bilimsel esaslara dayalı egzersiz programları geliştirildiğini vurgulayan Prof. Dr. Durmaz, bu sayede hastaların kısa sürede normal hayata dönmelerinin sağlandığını söyledi.

/ İZMİR

26.10.2006


 

En çok kullanılan ilâç antibiyotik

Türk halkı en çok antibiyotik tüketiyor. Bu yılın 8 ayında en çok tüketilen ilâçlar arasında antibiyotikler birinci sırada yer alırken, bunu sırasıyla romatizma, ağrı kesici, soğuk algınlığı ve öksürük ilâçları izledi.

İlâç Endüstrisi İşverenleri Sendikası’ndan alınan bilgiye göre, Türkiye’nin 2006 Ocak-Ağustos dönemine ilişkin ilaç pazarı değer olarak yüzde 10, kutu olarak yüzde 11 oranında büyüdü.

Bu yılın Ocak-Ağustos döneminde Türk ilaç pazarında tedavi gruplarına göre en çok tüketilen ilaçlar arasında yüzde 16.5’luk pazar payı ile antibiyotikler birinci sırada yer aldı. Bu oranı yüzde 13’lük pazar payı ile romatizma, yüzde 8.7’lik pazar payı ile ağrı kesici, yüzde 7.9’luk pazar payı ile soğuk algınlığı ve öksürük takip etti.

Türkiye, 8 ayda 182 milyon dolarlık ilâç ihracatı gerçekleştirdi. Bu rakamla Türkiye’nin ilâç ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,7 gerilemiş oldu.

Yine bu dönemde ilâç ithalatı bir önceki yıla göre yüzde 7 oranında artan Türkiye, dünyada ilâç üretiminde kendine yeten 18 ülke arasında yer almasına rağmen, 2 milyar dolarlık ilâç ithal etti.

/ ANKARA

26.10.2006


 

Papa Anıtkabir’i ziyaret edecek

Almanya ziyareti sırasında Peygamberimiz Hz. Muhammed’e (a.s.m.) yönelik sözleri sebebiyle İslâm dünyasını ayağa kaldıran Papa 16. Benediktus’un Kasım ayında Türkiye’ye gerçekleştireceği ziyaretin ayrıntıları belli olmaya başladı.

Papa, resmî görüşmelerinin yanı sıra Ankara, İstanbul ve İzmir’de ziyaretler gerçekleştirecek. Ankara’da Anıtkabir’i ziyaret edeck olan Papa, İzmir’in Efes İlçesi’ndeki Meryem Ana Kilisesi’ne giderek, burada ayine katılacak. Papa’nın İstanbul’da da Ayasofya’yı ziyaret etmesi planlanıyor. Ayasofya ziyareti sırasında duâ edip etmeyeceği kesinleşmeyen Papa’nın bu ziyaretinin ‘8 dakikalık kültürel gezi’ olduğu belirtiliyor.

/ ANKARA

26.10.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004