Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 03 Kasım 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

İsrail Filistin’e nefes aldırmıyor

İsrail askerlerinin Beyt Hanun’daki saldırıları sürüyor. Önceki gün sabah şafakla birlikte başlayan saldırılar gece ve dün de devam ederken, keskin nişancı ateşinde bir Filistinlinin daha öldüğü bildirildi. Saldırılarda ölen Filistinlilerin sayısı 10’a ulaştı, yaralananların sayısının da 60’ı aştığı belirtiliyor.

Filistinli yerel radyolar, İsrail askerlerinin, Beyt Hanun'u tümüyle kuşattıklarını, ana caddelerde mevzi aldıklarını, evlerin damlarına yerleştiklerini duyurdu. Beldenin, sınır yakınlarında konuşlanan İsrail tanklarının yoğun ateşine maruz kaldığı da belirtiliyor.

Filistinliler de F-16, helikopter ve insansız uçakların bölge üzerindeki uçuşlarını sürdürdüğünü söylediler.

Damlarda mevzilenen İsrail askerleri arasındaki keskin nişancıların, hareket eden her cisme ateş açtıklarını belirten yerel radyo istasyonları, son olarak, evinde oturan bir Filistinlinin keskin nişancı ateşinde öldüğünü bildirdi.

Mahmud Fayyad adlı Filistinlinin başına isabet eden kurşunla yaşamını yitirdiği kaydedildi.

Yerel kaynaklar, Beyt Hanun Merkez Hastanesinin de İsrail askerlerince kuşatıldığını söylerken, açılan ateşlerde yaralanan Filistinlilerin, ambulanslar ve sağlık görevlilerince alınamadığını aktardılar.

YEREL RADYOYA SALDIRI

Öte yandan, Filistin'deki yerel radyolardan Halk Radyosu, akşam saat 20.00 sıralarında, kim olduğu henüz bilinmeyen silahlı ve maskeli kişilerin saldırısına uğradı.

Gazze şehrindeki bir apartmanından yayın yapan radyonun bulunduğu daireye girerek, içeride bulunanlara ateş açan saldırganların, çalışanlardan birini yaraladığı da öğrenildi.

Halk Radyosu'nun, Gazze Şeridi'ndeki silahlı gruplardan Filistin Halk Cephesi'nin yayın organı olduğu belirtiliyor.

Filistin Ulusal Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas'ın Gazze ve Batı Şeria Güvenlik Şefi Raşit Ebu Şbak'ın olayla ilgili soruşturma açılması talimatı verdiği de öğrenildi.

/ KUDÜS

03.11.2006


 

Blair’in manevrası sonuçsuz

İsrail Başbakan Yardımcısı Şimon Peres, İngiltere Başbakanı Tony Blair’in baş danışmanlarından Nigel Scheinwald’ın, sürpriz bir ziyarette bulunduğu Suriye’de Devlet Başkanı Beşşar Esad ile bir araya gelmesinin ertesinde, İngiltere’nin Suriye açılımı konusunda çekinceleri bulunduğunu açıkladı.

Peres, İngiliz The Guardian gazetesi için verdiği mülâkatta, İngiltere’nin bölgede barış için Suriye’de olumlu bir rol oynama girişimine, “İngilizler yüzünden değil Suriyeliler yüzünden” çekinceli yaklaştığını söyledi ve “İngiliz girişimlerini eleştirmek istemiyorum, ama İngilizler yüzünden değil Suriyeliler yüzünden şüphedeyim” ifadesini kullandı.

Peres, “Suriyelilerle müzakere etmek isterim, ama ikircikli bir yaklaşımları var. Suriye’de Hamas’ın yönetimin en aşırı uçtaki unsurlarına evsahipliği yapıyorlar, Hizbullah’a yardım ediyorlar ve Hamas’a da silâh temin etmeye devam ettiklerinden şüpheleniyoruz. Ve sonra barıştan söz ediyorlar, ama İsraillilerle bir araya gelmeyi kabul etmiyorlar. Bu nasıl olur? Barış vekâletle olmaz” dedi.

Blair’in, bu yıl sonuna kadar bölgeye gitmesi bekleniyor. Şam’ı yıllardır ziyaret eden ilk üst düzey İngiliz yetkili olan Scheinwald’ın, Suriye Devlet Başkanı Esad’ın yanı sıra Dışişleri Bakanı Velid El Muallim ile bir araya geldiği belirtilmişti.

Scheinwald’ın ziyaretlerinde, Filistin topraklarındaki kriz, Irak’ta artan şiddet ve Orta Doğu’nun istikrarı için neler yapılabileceği konularının ele alındığı açıklanmıştı. Konuyu değerlendiren The Guardian; İsrail ve Washington’un Londra’nın barış girişimine soğuk baktıklarını vurgularken, Simon Tisdall da yazısını bu konuya ayırdı. Guardian yazarı, Blair’in tuhaf bir dönemde Şam’ın kapısını çaldığını savunarak, geçen yıl Lübnan’dan askerlerini çekmek zorunda kalan Beşar Esad yönetiminin; Irak’taki gelişmeler ve Hizbullah’ın Lübnan savaşında İsrail’e karşı zafer ilânı ardından hem siyasî hem de taktik seçenekler açısından daha güçlü olduğunu belirtti.

Blair’in temsilcisinin Şam’a gittiğinde “bırakın politika dayatmayı” gündem belirleme konumunda bile olmadığını vurgulayan Tisdall özetle şunları savunuyor: “İlişkilerin geliştirilmesi İran’ın tecrit edilmesine, Hamas için de görüşlerini yumuşatması baskısına yardımcı olabilir. Ama Washington’daki sertlik yanlıları Suriye’nin yakınlaşmasına karşı çıkacaklardır. Cumhuriyetçilerin Dick Cheney kanadı ve yeni muhafazakârlar, bu durumu Bush’un demokrasiyi yayma stratejisinin ‘özgürlük doktrini’ne ihanet olarak yansıtacaklardır. Blair açısından Suriye girişiminin zamanlaması ise, daha çok yaklaşan görevden ayrılış süreci ve bu kadar savaştıktan sonra barışçı bir miras bırakma umuduyla ilintili. Aceleciliğini paylaşan pek az kişi var. Her zaman olduğu gibi Orta Doğu’nun esas aktörleri daha uzun bir oyun oynuyor.”

SURİYE, ABD’NİN KOMPLO

SUÇLAMALARINI REDDETTİ

Bu arada, Suriye hükümeti, kendisini İran ve Hizbullah ile bir olup Lübnan hükümetini devirmeye çalışmakla suçlayan Amerikan yönetimine sert tepki gösterdi. ABD’nin Orta Doğu’daki kendi hataları sebebiyle başka ülkeleri suçlamaktan vazgeçmesi gerektiğini öne süren Şam yönetimi, Washington’ı olgun davranmaya çağırdı. Suriye hükümeti, iddiaları ise “tamamen saçma” olarak nitelendirdi. Suriye resmî gazetesi, Beyaz Saray’ın dün öne sürdüğü iddiaların “tamamen saçma” olduğunu yazdı.

/ LONDRA

03.11.2006


 

Tunus yasağına ABD'de protesto

Tunus’ta yürürlüğe giren başörtüsü yasağı, ABD’nin başşehri Washington’da protesto edildi. Washington’daki Tunus Büyükelçiliği önünde toplanan bir grup, Tunuslu kadınların sokakta başörtüsü takmasını yasaklayan yasağı kınadı.

Müslüman Amerikalılar Derneği Özgürlük Vakfı tarafından organize edilen protestoya yaklaşık 20 kişi katıldı.

ABD’de, başörtüsü yasağını “insan hakları ihlâli” olarak niteleyen bir grup, Tunus’ta alınan karar ile kadınların sokakta başörtüsü takmasını yasaklayan kısıtlamaya tepki gösterdi. Yasağın Tunus Anayasası’nı ihlâl ettiğini ve birçok Tunuslu kadının yasak sebebiyle sokağa çıkamaz hale geldiğini belirten göstericiler, attıkları sloganlarla Tunuslu kadınlara destek verdi. Tunus’ta polis tarafından kati bir şekilde uygulanmaya başlanan yasağın çıkış noktası 80’li yılların başına dayanıyor. Tunus hükümeti, yasağın yeniden yürürlüğe konmasına sebep olarak son günlerde teröristlerin pardösü altında silâh saklamasını gösteriyor. Sokakta rastladıkları başörtülü kadınlara bir daha başörtüsü kullanmayacaklarına dair “yemin kâğıdı” imzalatan polis, halkın büyük tepkisini çekiyor.

Öte yandan daha önce Tunus’ta da Türkiye’de olduğu gibi kamusal alanlarda başörtüsü takmak yasaklanmıştı.

/ WASHINGTON

03.11.2006


 

Bush’dan medrese bombardımanına destek

Beyaz Saray, Pakistan’ın kuzeybatısındaki aşiret bölgesi Bajur’da bulunan medreseye düzenlenen ve 80 kişinin öldüğü saldırının ardından Devlet Başkanı Pervez Müşerref’e destek çıktı.

Beyaz Saray Sözcüsü Tony Snow, muhalifleri tarafından eleştirilen Müşerref’in kararlığını övdüğü açıklamasında, “80 kişinin öldüğü operasyon, El Kaide’yi hedef alıyordu ve Pakistan hükümeti topladığı istihbaratlar sonucu harekete geçti. Onları destekliyoruz” dedi.

Taliban ve El Kaide militanlarını “kan dökülmesi ve masumların öldürülmesi için her yola başvurmak istemekle” suçlayan Snow, “Bu, işleri zorlaştırıyor. Başkan Müşerref ise kararlılık sergiliyor ve kuşkusuz içinde bulunduğu durum siyasî bakımdan tehlikesiz değil” ifadesini kullandı.

MEDRESE SALDIRISINA CASUS MİSİLLEMESİ

Pakistan’da bir kişi, “Pakistan ve ABD casusu olduğu” gerekçesiyle öldürüldü. Bajur bölgesinde bir medresenin, El Kaide’nin eğitim kampı olduğu gerekçesiyle bombalanmasından sonra, binlerce Taliban yanlısının katıldığı gösteride, Pakistan ve Amerikan kuvvetleri için casusluk yaptığı belirlenenlerin öldürüleceği yemini edilmişti.

/ WASHINGTON

03.11.2006


 

‘Filistin’e Çeçen modeli’

İsrail’de, Kadima partisi lideri Ehud Olmert başbakanlığındaki koalisyona yeni katılan aşırı milliyetçi İsrail Evimiz partisinin lideri, stratejik tehditlerden sorumlu Başbakan Yardımcısı Avigdor Lieberman, İsrail’in, “aklı başında Filistinli yetkililerin iktidara gelmesini kolaylaştırarak, Rusya’nın Çeçenistan örneğini izlemesini” teklif etti.

Lieberman, devlet radyosu için verdiği mülâkatta, “Ruslar Çeçenistan’da kökten dinci Çeçen iktidarını düşürmekle kalmadı, olan biteni tamamen kontrol altına almadan önce bir alternatif yerel yönetimin hazırlığını da yaptı. Oysa Amerikalılar, Saddam Hüseyin rejimini, alternatif bir iktidar belirlemeden devirdiler ve her şey çöktü” ifadesini kullandı. Gazze’de de iktidarın iplerini ele almaya muktedir alternatif bir hükümeti önceden hazırlamadan bir askerî operasyon başlatmanın bir mânâsı olmadığını söyleyen Lieberman, “Gazze’deki Filistinlilerin hepsi yalan söylemiyor ve hepsi kökten dinci değil. Aralarında ekonomiyi ve eğitimi ileri götürmek isteyen aklı başında kişiler var. Bunları bulup desteklemek lâzım” diye konuştu. Hedefin, “kukla hükümet değil gerçek alternatif bir hükümet kurmak olduğunu” söyleyen Lieberman, “İşte bu yüzden Çeçenistan’ın bir örnek olduğunu düşündüm. Ruslar bölgedeki en etkin kişilerden gerçek temsilciler buldular ve aslında düzeni benimsettiler” dedi.

/ KUDÜS

03.11.2006


 

İran, Şahap-3 füzesi fırlattı

İran, dgün gerçekleştirdiği tatbikatta ilk kez uzun menzilli Şahab-3 balistik füzesi fırlattı.

İran Devrim Muhafızları’nın, tatbikatın ilk aşamasında Körfez’deki ABD üslerini tehdit edebilecek yeterlilikte, 2 bin kilometre menzilli füzeleri fırlattığı kaydedildi. Devlet televizyonundan yapılan açıklamada, 2 bin kilometre menzilli, savaş başlıklı Şahab füzelerinin, Kum şehri yakınındaki çölden fırlatıldığı bildirilirken, tatbikatta ayrıca defalarca, Şahab-2, Şahab-3, Zolfaghar-73, Scud B, Fath-110 ve Zelzal füzelerinin de ateşlendiği ifade edildi. İranlı komutanlar tatbikatlar sırasında “yeni donanımlar” da kullanacaklarını belirtti.

/ TAHRAN

03.11.2006


 

Srebrenica katliâmı bile bile lades

Eski Yugoslavya Savaş Suçları Mahkemesi Başsavcısı Carla del Ponte, uluslar arası toplumun Bosna’daki Srebreniça katliâmıyla ilgili hazırlıkların yapıldığından haberdar olmasına rağmen engellemediğini söyledi.

Arnavut medyasında yer alan habere göre Del Ponte, Fransa’nın Paris Match dergisine verdiği demeçte, dönemin ABD Başkan Yardımcısı Al Gore’un konuya ilişkin şahitlik yapmak istediği, ancak kendisine yetki verilmediğini de belirtti. Birleşmiş Milletler (BM) Hollanda Barış Gücü’nün koruması altında bulunan Srebreniça’da 8000 Boşnak’ın öldürülmesi, Lahey Mahkemesi’nin Bosna savaşına ilişkin kararında resmen soykırım olarak nitelenmişti.

/ PRİŞTİNE

03.11.2006


 

Hatemi: ABD’nin çekilmesi istikrar getirir

4 günlük bir ziyaret için İngiltere’de bulunan İran Eski Devlet Başkanı Muhammed Hatemi, ABD askerlerinin Irak’tan çekilmesinin bölgede istikrarın sağlanması yolunda “büyük bir adım” olacağını belirtti.

ABD ve İran arasında bir “yanlış anlaşılma duvarı” olduğunu belirten Hatemi, ABD Eski Başkanı Bill Clinton’ın 1990’larda Washington ve İran arasındaki bağları düzeltmek için adımlar attığını hatırlatarak, “Ne yazik ki Başkan Clinton’ın ardından ve Cumhuriyetçilerin idareyi devralmasından sonra, saldırgan bir politika oluştu. Irak’taki ve diğer bölgelerdeki Amerikan politikaları bu yanlış anlaşılmaya daha fazla katkıda bulundu” diye kaydetti.

ABD’nin politikalarının dünyadaki köktendinciliğe ve aşırılığa katkıda bulunduğunu ifade eden Hatemi, ABD’nin bu politikaları tekrar gözden geçirmesi gerektiğini vurguladı. BBC radyosuna açıklamalarda bulunan Hatemi, işgalin kaldırılmasının Irak’ın geleceğini güvenceye almak için büyük bir adım olacağını ifade etti.

/ LONDRA

03.11.2006


 

Eski komutan: Amerikan ordusu savaş kazanamaz

Irak’taki koalisyon güçlerinin eski komutanı, emekli korgeneral Ricardo Sanchez, Irak savaşını ordunun tek başına kazanamayacağını söyledi.

Sanchez basına yaptığı açıklamada ‘’2003 yılından beri Irak’tayız ve eğer sadece askeri güç unsuruna başvurursak burada yıllarca savaşırız’’ dedi. Sanchez, ‘’Burada insanları öldürmeye bir on yıl daha devam edebiliriz ve bu ülkedeki siyasi ve ekonomik meseleleri halledene kadar buradaki problemimiz sürer’’ görüşünü dile getirdi. Taraf tutan politikaların Irak savaşındaki çabaları sekteye uğrattığını öne süren Sanchez ‘’Amerika bunu kabul etmemelidir. Burada Amerika’nın güvenliği tehlike altındadır’’ dedi.

/ SAN ANTONIO

03.11.2006


 

Kerry’nin gafı Demokratları salladı

ABD’de 7 Kasımda yapılacak Kongre seçimleri öncesinde muhalefetteki Demokrat Parti’nin genel oy oranında anketlerde sağladığı üstünlük sürerken, Demokrat senatör John Kerry’nin ordu ve Irak konusundaki son gafının, seçim sonuçlarını etkileyip etkilemeyeceği tartışılıyor.

Kerry’nin, öğrencilere hitaben yaptığı bir konuşmada, “Çalışıp iyi bir eğitim almazsanız, sonunda gidip Irak’ta saplanıp kalırsınız” şeklindeki sözlerinin ülkenin tamamında büyük olumsuz tepkiye yol açmasının ardından iktidardaki Cumhuriyetçi Parti, bu sözlerin yol açtığı etkiden azami ölçüde yararlanmaya çalışırken, Demokrat Parti görebileceği zararı asgariye indirmeye çalışıyor.

/ WASHINGTON

03.11.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004