|
Batı basını Baker-Hamilton Komisyonunun yayınlamış olduğu rapora odaklandı. Bu bağlamda, “Kıyamet” manşetiyle çıkan Independent rapordan şu alıntıya yer verdi: “Irak’ta durum felaket ve daha da kötüye gidiyor. Bu durum sürerse sonuçları çok ciddî olacaktır. Kaosa doğru bir gidişat, Irak hükümetinin çöküşünü ve bir insanî felâketi tetikleyebilir."
Komşu ülkeler müdahale etmelidir. Sünnî-Şiî çatışması yayılabilir. El Kaide bir propaganda savaşını kazanabilir ve operasyonlarını genişletebilir. ABD’nin küresel platformda etkisi azalabilir.” Independent yazarlarından Patrick Cockburn ise yazısına “Temkinli sözler Irak’taki hayatın gerçek vahşetini gizliyor” başlığını kullandı. Cockburn yazısında, “hazırlanan raporun, ‘gelecekte ortaya çıkabileceğinden endişe ettiği’ pekçok felâketin Irak’ta zaten yaşandığına dikkat çekerek, “Rapor, ‘kaosa doğru bir gidişat’ riskinden sözediyor ama her ay dört bin kişinin öldüğü Irak şimdiden kaosta” diye belirtti. Irak Çalışma Grubu’nun raporu hazırlamak için yaklaşık 170 kişiyle konuştuğunu bildiren Cockburn, bunların arasında Tony Blair, George Bush, Iraklı liderler ve büyükelçilerin de olduğunu ifade etti. Cockburn, “Ancak raporun sonuç bölümüne bakınca, Amerika’da ne Cumhuriyetçiler’in ne de Demokratlar’ın Irak siyasetini anladıkları ortaya çıkıyor. Rapor, Irak’ta uzlaşma, güvenlik ve yönetimde belirlenen hedeflere ulaşılması için ABD’nin Iraklı liderlerle işbirliği içinde çalışması gerektiğini vurguluyor. Ama Irak zaten siyasî olarak paramparça durumda. Raporun ortaya koyduğu tek iyi nokta, Washington ve Londra’nın, ‘Irak’ta hâlâ başarılı olunabilir’ söyleminin ne kadar boş olduğunu göstermesi” yorumunu yaptı.
Independent gazetesinin başyazısı da aynı konuya ayrıldı. “Halen görevde olan Bir Başkan’ın ve politikasının bundan daha kötü bir raporu olamazdı” diye yazan Independent’ın makalesi şu sözlerle noktalandı: “Başkan Bush, bir kez olsun kendisinden farklı düşünen kişilerin tavsiyesini dinlese olmaz mı? Bu rapor ve getirdiği tavsiyeler, Başkan Bush’un, Amerikan tarihinin en büyük dış politika felâketlerinden bir şeyler kurtarabilmek için en iyi ve muhtemelen en son şansı.”
Guardian gazetesinin başyazısında da Irak Çalışma Grubu raporu değerlendirildi.
“Şimdi değilse ne zaman?” başlıklı yazı, “Çok büyük şans ve kesin kararlılıkla bu rapor, ‘iyi niyetle hazırlanmış ama başarısız olmuş’ raporlardan birisi değil, Amerika’nın Irak’ta ve dünyadaki konumuna gerçekçi bir bakışı sağlayacak rapor olabilir” sözleriyle başladı. Raporda gündeme getirilen tavsiyeleri değerlendiren yazıda şu ifadeler yer aldı: “Şimdi her şey Bush’a bağlı. Gerekli strateji değişikliklerini yapacak vizyonu, kararlılığı ve isteği var mı? Kötü sicili bunun cevabının ‘hayır’ olduğunu gösteriyor. Ancak ortadaki felaket, başka bir alternatif sunmuyor. Raporun merkezinde siyasî mesaj, ‘Amerika’yı Irak’taki savaştan 2008 Başkanlık seçimleri öncesinde çekmek’, tarihe gelmiş geçmiş en kötü başkan olarak geçecek birisi için bile çok cazip. Amerika’nın sadece Irak’ta değil, dünyadaki rolünde meydana gelecek hasarı da azaltması mümkün. Zaten şimdi değilse ne zaman?”
Financial Times gazetesinin yorum yazılarından birisi de bu konuya ayrıldı. “Irak konusunda gerçekçilik rüzgârı” başlıklı yazıda Financial Times, “Bir Amerikan Başkanı’nın, izlediği politikaların Irak’ta çöküşe sebep olduğunu ve bunun Orta Doğu’ya yayılabileceğini belirten bir raporu ‘memnuniyetle karşıladığını söylemesi, uluslararası siyasette karşılaşılabilecek nadir sürreal anlardan birisiydi” değerlendirmesini yaptı.
|
