Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 07 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mehmet KARA

Bir dönem kapanırken “dehşet notlar!”



Yarın bir dönem daha kapanıyor. Dört yıllık görev süresi bugün dolacak olan YÖK Başkanı Erdoğan Teziç de tarihin sayfalarındaki yerini alacak. Tabiî bu sayfa yaptığı polemikler, sözler ve eylemlerle dolu olacak. Eminiz, hiç kimse YÖK Başkanı iken yaptığı hayırlı(!) hizmetlerden bahsetmeyecek. Çünkü, bilimle, üniversitelerinin ihtiyaçlarıyla, öğrencilerin meseleleri ile uğraşacağı yerde çoğu zaman siyasetle uğraşmayı kendisine “görev” kabul etti.

Cumhurbaşkanlığı seçiminden yeni anayasa çalışmalarına, başörtüsünden katsayı tartışmalarına kadar pek çok tartışmada polemiklere girdi. Dört yıl boyunca ülke gündemiyle ilgili pek çok olayda hep onun adı ön plâna çıktı.

1992 yılında, TÜSİAD için anayasa taslağı hazırlayan ekibin içinde yer alarak bir tasarı hazırladı. Tasarıda, “Liberal demokratik rejimlerde devletin resmî bir ideolojisi olmaz. Kemalizm ideolojisi anayasada yer almamalı. Cumhurbaşkanı ile milletvekili yeminlerinde Atatürk ilkeleri ve inkılâplarına yer verilmemeli. Devletin şeklinin cumhuriyet olması dışında Anayasa’da değiştirilemez hüküm olmamalı…” deniliyordu. Bu görüşlerinin şimdi aksini savunur konuma geldi.

Görev süresi dolarken yaptığı ilk ziyaret, kendisini bu göreve atayan eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e oldu. 4-5 ayda unutulan Sezer’den sonra Teziç de unutulacak, ancak bıraktıkları “izler” yıllarca unutulmayacak. Biz kendisinin Gölbaşı’na yerleşeceğini tahmin ederken, İstanbul’a dönüp özel işleriyle uğraşacağını söylüyor. Başkanlığı süresince siyasîlere cevap veren Teziç, siyasete atılır mı bilemeyiz, ama görüşlerine yakın insanlar siyasete girmişler ve halktan cevaplarını almışlardı. Bu yüzden cesaret ederek siyasete girer mi, kendisi bilir tabiî…

Teziç’in son aylarda en çok kullandığı kelime, “göreve bırakırken huzurluyum” oluyor. Ancak dört yıllık görevi sürecince pek çok kişiyi huzursuz etti. Bu huzursuzluktan mı huzur duyuyor merak ediyoruz doğrusu…

* * *

Teziç’in görevine veda etmesinin ardından yeni başkanın kim olacağı tartışmaları da alevlendi. Yeni başkanı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül seçecek. Geçen günlerde yeni başkan için tahminler yapıldı. Birçok gazetede ve televizyondaki tahminlerin Gül’ü “yönlendirme” niyetiyle yapıldığı ortada. “Hükümetin katsayı değişikliği, YÖK’ün yapısının değiştirilmesi gibi hükümet programına da giren pek çok kararı yeni başkanın seçilmesinden sonra hayata geçireceği, bu nedenle de yeni ismin kendileriyle uyum içinde çalışmasını isteyeceği” türü haberler bu nedenle ön plâna çıkarılıyor.

Tam görev süresinin dolduğu ortamda, Cumhurbaşkanı Gül’ün Pakistan yolunda anlattığı olay, yine Teziç ve YÖK’ün gündeminin merkezine oturttu.

Gül şöyle bir olay anlatmıştı: “Rektör seçimlerinde inanılmaz şeyler, ilginç karalamalar oluyor. YÖK’ten 3 ismin bulunduğu bir dosya geldi onay için. Adaylardan biri hakkında bilgi notu vardı. ‘Şucudur, bucudur. Karısı kara çarşaflıdır. Fakülteye her gün gelir, hocaları tehdit eder...’ Dehşete düştüm. Rektörlüğe soyunduğuna göre olsa olsa ‘eşi başörtülü birisidir’ diye düşündüm. Talimat verdim. Araştırdılar, ‘Adam bekâr’ dediler. Bir yanlışlık vardır, belki boşanmıştır. Bir daha bakın dedim. Sonra, ‘Hiç evlenmemiş’ dediler. Cumhurbaşkanlığı makamına böyle bir dosya geliyor, düşünün...”

Bu sözler bir ülkenin Cumhurbaşkanına ait. Gül’ü “dehşete düşüren” olay, gerçekten de dehşet bir olay. Bir rektör veya üst düzey bir memur atanırken eşinin başörtüsü, çocuğunun okuduğu okul, kızının eşi ne diye araştırılır? Bunu gerçekten en hafifi “dehşet” kelimesiyle anlatabiliriz. Bu kelimeye bir de “rezalet” kelimesini eklemek gerekir.

Ardından Cumhurbaşkanı daha Pakistan’da iken Teziç, bir basın toplantısı yaparak “notu” kendilerinin göndermediğini söyledi. Bu açıklamanın hemen ardından da Gül, “Bilgi notunun YÖK tarafından konulduğunu söylemedim” diye bir açıklama yaptı.

Şimdi ortada bir not var. Ancak kimin gönderdiği, ne amaçla gönderdiği, o dosyanın içine nasıl girdiği henüz belli değil. Faili meçhul bir not, ya da asılsız ihbar mektubu ortada duruyor. Kimse sahiplenmiyor.

Gül, bu “dehşet” ve “rezalet” notun olduğunu açıklamışken, bu notu oraya kimin koyduğunu en kısa zamanda bulup, açıklamalıdır. İstihbarat örgütleri mi, rektörü istemeyen insanlar mı, işgüzar memurlar mı, YÖK’te Teziç’in de haberi olmadan notu dosyaya koyan biri mi? Cumhurbaşkanlığından biri mi? Veya o rektörün kapıcısından alınan bilgi not mu? Her kimse ortaya çıkarılıp hesabı sorulup, cezası verilmelidir. Şimdiye kadar bu tip asılsız ihbarlarla kimlerin canının yandığı, haksızlığa uğradığı da açıklanmalı. Bunu bulup açıklamak da Gül’ün görevidir…

* * *

Diğer yandan Gül, YÖK başkanlığına atanacak yeni ismin “özgürlükçü” olmasının herkesi memnun edeceğini söylüyor. Elbette memnun eder, özgürlükçü isim belki polemiklere girmez, demokrasinin ve özgürlüklerinin önünü açan beyanlarda bulunur, bu yönde yardımcı olur, ancak başkan tek başına ne kadar etkili olabilir? Başkan değişmesi ile bu sorunlar tamamen ortadan kalkar mı, bilemeyiz. Ancak şu bir gerçek ki, YÖK’ün yapısı kısa zamanda değiştirilmeli, özgürlükçe ve demokratik bir yapıya kavuşturulmalıdır.

YÖK konusu gündeme geldiğinde söylediğimiz şu sözle konuyu özetleyelim: YÖK yok edilmelidir. Kesin çözüm de budur…

07.12.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (03.12.2007) - Kippa ve başörtüsü

  (01.12.2007) - Ekonomi ne oldu?

  (30.11.2007) - YAŞ ve yargı

  (24.11.2007) - Öğretmenlerin sorunları ne oldu?

  (23.11.2007) - Yeni anayasa

  (17.11.2007) - Başörtüsü yasağı ne oldu?

  (16.11.2007) - Kritik ziyaretler

  (10.11.2007) - YÖK ne oldu?

  (09.11.2007) - Pozitif duygular ve “hamdolsun”!

  (03.11.2007) - AB ne oldu?

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri