Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 12 Nisan 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Alper Görmüş'e beraat

Kapanan Nokta Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Alper Görmüş, emekli Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu iddia edilen günlüğe ilişkin haber sebebiyle hakkında açılan davada beraat etti.

Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan sanık Görmüş ile avukatları katıldı. Duruşmaya gelmeyen eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek’i ise avukatı temsil etti. Davayı karara bağlayan mahkeme, ‘’iftira’’ ve ‘’neşren hakaret’’ suçlamasıyla yargılanan Görmüş’ün, suçun yasal unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraatına karar verdi.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Görmüş’ün, kapanan Nokta Dergisinin Genel Yayın Yönetmeni ve suça konu olan yazıların eser sahibi olduğu belirtilerek, derginin 29 Mart-4 Nisan 2007 tarihli 22. sayısının 4-7 sayfalarında ‘’Geçmiş günler, geçmemiş gündemler’’ ve 10-57. sayfalarında ‘’Kıbrıs’ta referanduma giden günlerde Türkiye’de az kalsın emir komuta zinciri dışında bir darbe olacakmış. Kıbrıs’tan gelen sarıkız...’’ başlıklı haberlerin yer aldığı kaydediliyordu. İddianamede, haberde, ‘’Özden Örnek, görevi devraldıktan 3 gün sonra yıllardır büyük bir titizlikle sayfalarını doldurduğu günlüğünde şu satırları yazdı’’ şeklinde ibarelere yer verildiği anlatılarak, haberde, ‘’Örnek’in darbe yapma konusundaki not ve planlarını içeren günlüğü ve bu günlüğün içeriğinin kaleme alındığı’’ ifade ediliyordu. Görmüş’ün ‘’iftira’’ suçundan TCK’nın 267. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 1 ile 4 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, sanık hakkında aynı maddenin ‘’fiilin maddi eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması halinde, ceza yarı oranında artırılır’’ hükmünü içeren 2. fıkrasının da uygulanması talep ediliyordu. İddianamede, Görmüş’ün ‘’neşren hakaret’’ suçundan da 3 ay ile 2 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyordu.

/ İSTANBUL

12.04.2008


 

Bir toplumda din vardır

AB heyetinin Türkiye'ye yaptığı ziyarette "demokrasi rüzgârları" esti. Çeşitli laiklik uygulamalarının olduğunu belirten AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso "Demokratik laiklikte, bir din yokmuş gibi davranamayız, bir toplumda din vardır. Din özgürlüğüne de saygı gösterilmesi lâzım. Bireyler tercihlerinde bunu hissedebilmeli. Demokratik laiklik dediğimiz bu. AB olarak bizim laiklik anlayışımız da budur" dedi

Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Komisyon’un Türkiye ile ilgili çalışmalarının bir “müdahale” olarak görülmemesi gerektiğini belirterek, “Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip etmek Komisyonun sorumluluğu, görevidir” dedi.

Ankara’daki yoğun temaslarını tamamlayan Barroso, dün sabah saatlerinde geçtiği İstanbul’da öğle yemeğinde Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile bir araya geldi. Yemek öncesi bir konuşma yapan Barroso, Türkiye’nin AB sürecinde ileriye doğru gittiğini, bu sürece tüm AB devletlerinin destek verdiğini kaydetti. Bu yılda başka müzakere başlıklarının açılacağını anlatan Barroso, bunun büyük önem taşıdığını belirtti. Jose Manuel Barroso, Avrupa Komisyonu’nun Türkiye’deki ekonomik, sosyal ve siyasî gelişmeleri çok dikkatle izlediğini belirterek, bu yöndeki çalışmaların “müdahale” olarak algılanmaması gerektiğini vurguladı. Barroso, “Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip etmek Komisyon’un sorumluluğu, görevi” dedi. Türkiye’deki siyasî reformlara ivme kazandırılması gereğini de vurgulayan Barroso, bu çerçevede ifade özgürlüğünün genişletilmesinin çok önem taşıdığını söyledi. Barroso, Türkiye’nin ilerleme sağlaması gereken alanlar arasında ombudsman, Sayıştay, sosyal hakları ve din özgürlüğünü de saydı. Ankara’da hem hükümet hem de muhalefet ile biraraya geldiğini hatırlatan Barroso, reformlar konusunda “geniş mutabakat”ın önemine vurgu yaptı. Komisyon Başkanı Barroso, Türk ekonomisine değinirken de Türkiye’nin ticaretinin yüzde 50’sinin AB ile yapıldığına, AB’nin 7. büyük ticaret ortağı olduğuna dikkat çekti. Barroso, Gümrük Birliği’nin çok popüler olmadığını da kabul etti.

“KAZAN -KAZAN İLİŞKİSİ”

Dışişleri Bakanı Ali Babacan da, yaptığı konuşmada ise, Türkiye’nin AB’ye dinamizm katacağını, rekabet gücünü artıracağını söyledi. Türkiye’nin AB sürecini, hem Türkiye, hem de AB için bir “kazan-kazan” ilişkisi olarak gördüklerini belirten Babacan, “Bir arada sinerjinin oluşacağı, bir arada daha farklı daha güzel yarınlara doğru gideceğimiz bir Avrupa Birliği istiyoruz ve bunun için biz Türkiye olarak çalışıyoruz” diye konuştu.

Önceki gün Ankara’da temalarda bulunan Barroso, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile biraraya geldi, Meclis’te muhalefet liderleri ile görüştü. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından onuruna verilen yemeğe katılan Barroso, Meclis Genel Kurulunda konuştu. Barroso Meclis’te özetle şunları söyledi:

“Türkiye, AB ile 2005’te katılım müzakerelerine başladı. Ama her müzakerede olduğu gibi, neticenin önceden garanti edilmesi mümkün değildir. Demir perdenin düşmesi, çok daha yeni ve karmaşık problemlerin ortaya çıkmasıyla, ülkeniz şu anda tam merkezde yer alan bir oyuncu konumuna gelmiştir. Türkiye, laik, demokratik bir cumhuriyet olduğunu göstererek, Avrupa’ya gayet iyi entegre olmuş, baskın bir şekilde nüfusu Müslüman bir ülke olarak, dünya üzerindeki kökten dinci eğilimlere çok güçlü bir alternatif sunmaktadır.

12.04.2008


 

Alaattin Çakıcı’ya “Ergenekon” sorgusu

“Organize suç örgütü elebaşı’’ Alaattin Çakıcı, ‘’Ergenekon Soruşturması’’ kapsamında, adliyede ifadesine başvuruldu.

Tutuklu bulunduğu Kandıra F Tipi Cezaevi’nden jandarmalar tarafından Beşiktaş’ta bulunan İstanbul Adliyesi’ne getirilen Çakıcı, ardından soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün odasının bulunduğu kata çıkartıldı. Çakıcı’nın, soruşturma çerçevesinde savcılıkta ifadesine başvurulduğu belirtildi. Alaattin Çakıcı’nın adliyeye getirildiği sırada, kardeşi Gençağa Çakıcı’nın da adliyeye geldiği görüldü.

/ İSTANBUL

12.04.2008


 

Teslim olan provokatör: Vatan sağolsun

Akdeniz Üniversitesinde geçtiğimiz Pazar günü çıkan şiddet olaylarında silâhla ateş ettiği görüntülenen Ömer Ulusoy, Antalya’da emniyet güçlerine teslim oldu. Ömer Ulusoy’un sakallarını kestiği görüldü. Ömer Ulusoy “Vatan sağolsun” dedi.

Akdeniz Üniversitesi’nde (AÜ) 6 Nisanda meydana gelen olaylarda silahla ateş açan Ömer Ulusoy’un emniyetteki sorgusu sürüyor. Antalya Valisi Alaaddin Yüksel, AÜ’de 6 Nisanda karşıt görüşlü öğrenciler arasında çıkan kavgada, topluluğun üzerine silahla ateş açan ve daha sonra kaçan Ömer Ulusoy’un, Antalya’da Şarampol semtinde saklandığı eve düzenlenen operasyonda yakalandığını söyledi. Önceki gün Saat 23.15’te yakalanan Ömer Ulusoy’un üzerinde, büyük ihtimalle olay sırasında kullandığı silah ile mermilerin de ele geçirildiğini kaydeden Vali Yüksel, üzerinde eşofman bulunan Ömer Ulusoy’un sakalını kestiğinin görüldüğünü belirtti. Vali Yüksel, Ömer Ulusoy’nun yakalanması için çok sayıda ekiple, bulunabileceği iller ve çevre iller de dahil olmak üzere çok geniş çapta operasyon başlatıldığını belirterek, yüzlerce yere baskın düzenlendiğini kaydetti. Çok etkin çalışma yapıldığını ve sonuç alındığını vurgulayan Vali Yüksel, Ömer Ulusoy’nun yakalanmasında emeği geçenlere teşekkür etti.

“VATAN SAĞOLSUN DEDİ”

Antalya Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından alınan Ulusoy, işlemlerinin ardından Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne getirilerek, sağlık kontrolünden geçirildi. Daha Terörle Şube Müdürlüğü’ne götürülen Ömer Ulusoy, hastane çıkışında basın mensuplarının soruları üzerine “Vatan sağ olsun, ne diyeyim. Ne pişman olacağım” dedi.

Vali Yüksel, Antalya Emniyet Müdürlüğü’nün Uncalı’daki binasında düzenlediği basın toplantısında ise ‘’Bundan sonra ne AÜ’de, ne de Antalya’da, bu tür olaylara asla izin verilmeyeceğini’’ bildirdi. Olaylardan endişe duyan tedirginlik hisseden telaş ve korkuya kapılan bazı öğrencilerin yurdu terk ettiğini, böylece öğrenci sayısının 600’e kadar düştüğünü belirten Yüksel, öğrenci sayısının bugün itibarıyla 1600’e yükseldiğini kaydetti. Yüksel, ‘’Pazartesi günü öğrencilerimizin tamamının yurda gelip eğitimlerini devam edeceğine inanıyorum. Bütün anne ve babalara AÜ’deki gençlere bir kez daha ifade ederim ki, devletlerine güvensinler, huzur ve güven içinde öğrenimlerine devam etsinler’’ diye konuştu.

“HERKES GÖREVİNİ YAPSIN”

Üniversiteler özerk nitelikleri, özel yapılanmaları olan akademik yerler olduğuna da işaret eden Vali Yüksel, YÖK Kanununun 13. maddesi uyarınca üniversitede her türlü güvenliği almak konusundaki yetki ve sorumluğun üniversite yönetimlerinde olduğunu bildirdi. Vali Yüksel başka bir soru üzerine, üniversite kampüsünde yer alan öğrenci yurdunda üç günden beri Kredi ve Yurtlar Kurumu Teftiş Kurulu Başkanı başta olmak üzere çok sayıda müfettişin inceleme ve soruşturma yürüttüğünü açıkladı. Vali Yüksel bir gazetecinin, olaylarda tabanca kullandığı görüntülenen kişinin nasıl elini kolunu sallayarak, yerleşkeden çıktığını sorması üzerine, ‘’Bu olaylardan bu hususlarla görevli olan tüm kamu kurum ve kuruluşları hiç kuşku yok ki, AÜ yönetimi yeniden bir durum değerlendirmesi yapmalı, üzerine düşen ve yapması gereken hususları derhal yerine getirmelidir’’ diye konuştu.

MÜŞERREF AKSOY - HASAN AKSOY / ANTALYA

12.04.2008


 

Başörtüsü düzenlemesi yeni Anayasayla yapılmalıydı

Prof. Dr. Ergun Özbudun, başörtüsü konusunda yapılan Anayasa değişikliğiyle ilgili olarak, “taslaktan ayrı olarak gündeme getirilmesi, AKP’yi eleştirenlerin elini güçlendirdi” dedi.

Özbudun, zaten yeni anayasa taslağında üniversitelerde kılık kıyafet serbestisini getireceklerini kaydetti. Yeni Şafak’a konuşan Prof. Dr. Özbudun, yeni Anayasa taslağında okullardaki din eğitiminin ebeveynlerin tercihlerine göre yapılmasını önerdiklerini ifade ederek, şunları kaydetti: “Bunlar aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile de uyumlu düzlenmelerdi. Üniversitelerde kılık kıyafet konusuna gelince, ben hiç biz zaman bunun laiklikle ilişkisini anlayabilmiş değilim.” Özbudun, başörtüsü meselesinin taslaktan ayrı olarak gündeme getirilmesinin, AKP’yi eleştirenlerin elini güçlendirğini ifade ederek, “Oysa biz taslakta zaten niversitelerde kılık kıyafet serbestisini sağlıyorduk. Bu konunun tek başına ele alınması, bir sembol olarak algılanmasına yol açtı ve tepki geldi. Yaşadığımız gerginlikte bunun da bir payı var” diye konuştu.

Yeni Asya / İSTANBUL

12.04.2008


 

CHP yine mahkemede

CHP, 5751 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile Mera Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurdu.

Söz konusu yasaların bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebini içeren dilekçeyi Yüksek Mahkemeye CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen ile Bursa milletvekilleri Kemal Demirel ve Abdullah Özer sundu. Başvurunun ardından gazetecilere açıklama yapan Öymen, söz konusu yasalarla Bursa’nın Osmangazi İlçesinde yabancı bir şirketin hukuksuzca inşa ettiği üretim tesislerine yasal statü kazandırılmaya çalışıldığını savundu. Öymen, söz konusu yatırımın durdurulması için Anayasa Mahkemesine iptal ve yürütmenin durdurulması talebinde bulunduklarını ifade ederek, Anayasa Mahkemesinin en doğru değerlendirmeyi yaparak kamu vicdanının rahatlamasını beklediklerini söyledi.

/ ANKARA

12.04.2008


 

Fırat: CHP’den darbe tehdidi aldık

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, anayasa değişikliğini konuşurken darbe tehdidi aldıklarını söyledi.

Fırat tehdidin kaynağının ise CHP olduğunu ifade etti. CNNTürk’te soruları cevaplayan Fırat, Anayasa Mahkemesi’ne verecekleri savunmada, ilk olarak, hukukî sistem içerisinde iddianamenin yerini tartışacaklarını, ikinci aşamada ise, savcının suç isnat ettiği deliller üzerine bir savunma yapacaklarını belirtti. “İddianamenin kabulü kapatma kararı anlamına gelmez” diyen Fırat, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yargılanmasına ilişkin olarak da, “Çok büyük bir hukukî hata var” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Gül’ün ‘Anayasa’da yargılanamaz’ olduğunu da dile getireceklerini belirten Fırat, Gül’ün kişisel olarak kendisini savunamayacağını ve görüş belirtemeyeceğini bu yüzden de, Gül’ün hukukî savunmasını da AKP tarafından yapılacağını söyledi.

İddianame Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne aykırı olduğunu belirten Fırat, ilginç bir iddiada bulundu. Anayasada acil olarak değişmesi gereken birçok madde olduğunu belirten Fırat, “Anayasa değişikliğini konuşurken darbe tehdidi aldık” dedi. Fırat tehdidin kaynağının ise ana muhalefet partisi CHP olduğunu söyledi ve “CHP birilerini davet ediyor” yorumunu yaptı.

12.04.2008


 

Bahçeli: Milliyetçiler sokakta olmayacak

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, il ve ilçe teşkilatlarına genelge göndererek, siyasi tahrik, kışkırtma ve saldırılara kapılınmamasını ve provokatif olaylardan uzak durulmasını istedi.

Bahçeli, genelgesinde, hak arama ve millete hizmetin mutlaka demokrasi içinde gerçekleşeceğini ifade ederek, MHP’nin demokrasi ve hukuk dışında hiçbir yönteme tevessül etmeyeceğini vurguladı. Devlet Bahçeli, şunları kaydetti: ‘’Milliyetçiler hiçbir zaman sokakta olmayacak, geleceğin Türkiyesi için görev alarak, kurumlarda, fabrikalarda, okullarda, ticarethanelerde refah ve kalkınma yolunda hizmet verecektir. Ağır bedeller ödeyerek kazandığımız demokrasimizi refah, huzur ve kalkınma bekleyen milletimizi ve kendisini ayağa kaldıracak bir kudret arayan cumhuriyetimizi, sonu belirsiz maceralardan uzak tutmak yalnızca parti mensuplarımızın değil, yüreğinde vatan ve bayrak sevgisi olan herkesin asli görevi olmalı ve bunun gereğini yapmak için bir an önce harekete geçilmelidir.’’

/ ANKARA

12.04.2008


 

Emekli askerlerin JİTEM soygunu

İzmir polisi tarafından İstanbul, Ankara, İzmir ve Balıkesir'de eşzamanlı düzenlenen "Firuze" operas-yonunda, 23 kişi göz altına alındı.

Aralarında emekli veya ordudan atılma subay ve astsubayların da bulunduğu bildirilen 23 kişinin kendilerini JİTEM elemanı olarak tanıtarak bankaları 2 milyon YTL dolandırdığı iddia edildi. Çetenin elebaşısı olduğu belirtilen ve daha öncede kendisini JİTEM 'in üst düzey komutanı olarak tanıttığı iddia edilen C.Ç.'nin, 2005 yılında jandarma tarafından bir operasyonla yakalandığı, 2007 yılında ise hapisten çıktıktan sonra yine aynı faaliyetlerde bulunduğu ileri sürüldü. Şebeke üyelerinin ünlü şarkıcı Haluk Levent'e faizle para vererek borçlandırdığı, tahsilat sürecinde de ödemelerle ilgili baskı yaptıkları iddia edildi. Çeteyle bağlantısı olduğu ileri sürülen İzmir İl Emniyet Müdür Yardımcısı İ.K. hakkında da kanunî işlem başlatıldı.

/ İZMİR

12.04.2008


 

Uslu: Kıyafet kontrolü var, güvenlik kontrolü yok

Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu, Akdeniz Üniversitesi’nde (AÜ) meydana gelen olaylarla ilgili ‘’Bu kötü oyunu sahneye koyanların tek amacı, ülkemizin huzur ve istikrarını bozmak ve toplumda kutuplaşmalar oluşturmaktır’’ dedi.

Uslu, yazılı açıklamasında şunları kaydetti: ‘’Başta kılık kıyafet olmak üzere güvenlik kontrollerinin yapılarak girildiği üniversitelere, öğrenci olmayan silâhlı kişilerin girmesi ve çatışmalarda ateşli silâhların kullanılması son derece kaygı vericidir. Her ne kadar olayların ardından basına yansıyan haberlerde olayın çıkış sebebi ‘kız meselesi’ gibi gösterilse de, bu, üniversitelerde silâh kullanılmasının bir gerekçesi olamaz. Dolayısıyla, şimdi rektöründen, polisine ve yargısına kadar herkese görev düşmektedir. Herkes, soğukkanlı ve sağduyulu davranarak, hukuk ve demokrasinin gereklerini yerine getirmelidir.’’

/ ANKARA

12.04.2008


 

Teröristlere karşı “akıllı karakollar”

Üstün yetenekli çocukların eğitim gördüğü Adana Bilim ve Sanat Merkezinin iki öğrencisinin terörist saldırılarda güvenlik güçlerinin can kaybını önlemek amacıyla geliştirdiği ödüllü proje, ilgi bekliyor.

Adana Bilim ve Sanat Merkezinde gerçekleştirilen ''akıllı karakol'' projesinin danışman öğretmenliğini yapan Mehmet Duran Öznacar, yaptığı açıklamada, 2005 yılında hizmete giren merkezde, bugüne kadar farklı okullardan gelen öğrenciler tarafından 20'ye yakın proje geliştirildiğini söyledi. Öznacar, "Asker ve polislerimizin şehit olmalarını engelleyecek bu projeyi geliştiren öğrencilerimle gurur duyuyorum'' dedi.

/ ADANA

12.04.2008


 

Genelkurmay’dan yeni güvenlik bölgeleri

Genelkurmay Başkanlığı, 14-30 Nisan 2008 tarihleri arasında Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde sınırlandırılmış bazı arazi kesimlerini ‘’geçici güvenlik bölgesi’’ ilan etti.

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan bilgi notunda ‘’geçici güvenlik bölgesi’’ ilan edilen, Şanlıurfa’nın Siverek ilçesi Karacadağ Atış Alanı olarak bildirilen bölgeye ait koordinatlar ve giriş yasağı tarihleri duyuruldu. 14-30 Nisan 2008 tarihleri arasında giriş yasağı ilan edilen bölgeler 7. Kolordu Komutanlığının yetki alanında bulunuyor.

/ ANKARA

12.04.2008


 

Soylu: Demokrasi nezle olursa, ekonomi öksürür

DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, Türkiye’de gerilim senaryolarının adeta “reklam arası vermeden” devam ettiğini ifade ederek, “Bizim siyasî anlayışımız şunu getirir, demokrasi nezle olursa ekonomi öksürür, toplumsal barış sıtma olur” dedi.

Demokrat Parti Genel Başkanı Süleyman Soylu, ülkede gerilim senaryolarının üretildiğini söyledi. Çanakkale’den başlattığı ‘’Beyaz Yürüyüş’’ kapsamında geldiği Bilecik’in Bozüyük ilçesinde esnaf ziyareti yapan ve partililerle buluşan Soylu, soruları cevaplandırdı. Soylu, Türkiye’de gerilim senaryolarının adeta ‘’reklam arası vermeden’’ devam ettiğini anlatarak, şunları söyledi: ‘’Hiçbirimizin algılayamadığı, peşi sıra gelen bu senaryolar, aslında Türkiye’nin enerjisini tüketmekte, ileriye dönük olarak dünyanın önlem aldığı konularda bizi geriye itmektedir. Türkiye 2007 yılını kaybetmiştir ama bu gerilim senaryoları gösteriyor ki 2008 yılını da kaybediyoruz. Gerilim senaryolarının kaynağı ülkedeki iktidar kavgasıdır. Ama ülkenin önünde çok önemli bir ekonomik problem vardır. İşçisi, esnafı, dar gelirlisi, halkın her kesimi zorda. Bizim siyasi anlayışımız şunu getirir, demokrasi nezle olursa ekonomi öksürür, toplumsal barış sıtma olur.’’

/ BOZÜYÜK

12.04.2008


 

Güvenlik için emniyet, müftülük el ele

Afyonkarahisar İl Emniyet Müdürlüğü ile Müftülük arasında yapılan görüşmeler sonunda camilerde cemaatin bilinçlenmesi için hutbeler veriliyor.

Son aylarda Afyonkarahisar'da meydana gelen cinayetler ürkütürken, emniyet kayıtlarına göre, cinayetlerin nedenleri arasında ''alkol, kadın ve aile'' gibi faktörler yer aldı. Afyonkarahisar Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, son aylardaki cinayet haberleriyle öne çıkan şehirde şiddetin önlenmesi için her türlü girişimin yapıldığını belirttiler. Yetkililer güvenlik tedbirlerinin yanı sıra toplumun bilinçlendirilmesi gibi çalışmaların da yürütüldüğünü kaydettiler. İl Emniyet Müdürlüğü ile Müftülük arasında yapılan görüşmeler sonunda camilerde cemaatin bilinçlenmesi için verilen hutbelerde cinayete kadar varan şiddet olaylarının işlenmeye başlandığı ifade edildi.

Afyonkarahisar Müftü Yardımcısı Ali Abay, ilde yaşanan cinayet olaylarının dinde ne kadar büyük günah olduğunu her ortamda anlattıklarını söyledi. Geçen yıldan bu yana cuma hutbelerinde ve vaazlarında adam öldürme olaylarına ağırlık verdiklerini belirten Abay, şöyle dedi: ''Toplumun her kesimiyle beraber olduğumuza göre bize de düşen görevler vardır diye düşündük. Zaman zaman diğer kurumlarla koordine ile zaman zaman kendi programlarımızı hazırlarken, cinayet olaylarına özellikle sık yer vermeye başladık. Sadece 2007 ve 2008 yıllarında cinayetlerle ilgili 9 tane hutbe okuttuk. Halkımızın büyük bir çoğunluğu cuma namazlarına geldiği için vaazlarımızda da bir o kadar cinayetleri konu etmişiz. Biz müftülük olarak üzerimize düşeni yaptığımızı sanıyoruz ama bu görev burada bitmez.'' Ali Abay, dinin insanlar üzerindeki tesirini kullanarak insanları, iyiye, doğruya ve güzele çağırdıklarını kaydetti.

AFLAR ŞİDDETİ ARTTIRIYOR

İl Emniyet Müdürlüğü yetkililerinden edinilen bilgiye göre, geçen yıl, 7 ve 8 kişinin ölümüyle sonuçlanan cinayetlerin yaşandığı Afyonkarahisar'da 2 ay içerisinde 28 kişi ölmüş, 46 kişi de yaralanmıştı. Afyonkarahisar Emniyet Müdürlüğü verilerine göre, polis bölgesindeki silâh taşıma ruhsatı alanların sayısında artış yaşandı. 2005 yılında 61 kişi silah taşıma ruhsatı alırken bu rakam, 2007 yılında 129'a çıktı. Afyonrakahisar Tabip Odası Başkanı Psikiyatri Uzmanı Dr. Mustafa Enis Arabacı da giderek artan bireysel silâhlanmanın, aflar ve adalet duygusunu bozan tahriklerin de cinayetlerin önde gelen sebepleri olduğunu söyledi.

/ AFYONKARAHİSAR

12.04.2008


 

Üniversitede bilim değil, ‘Eylem Günleri’

İstanbul Üniversitesi'nin kapısı önünde önceki gün eylem yapan gençlerin, okulun giriş kapısına astığı afiş tezat oluşturdu.

İstanbul Üniversitesi’nin organize ettiği Bilim Günleri’nin üçüncüsü, bu yıl 16 Nisan 2008 Çarşamba günü Ord. Prof. Dr. Cemil Bilsel Konferans Salonu’nda gerçekleştirilecek. Organizasyonun afişi şimdiden okulun kapısına asılmış durumda.

Ancak üniversitelerin bilimin üretileceği yerler olması gerekirken, yaşanan son olayların da gösterdiği gibi ülkemizdeki üniversiteler bu durumun oldukça uzağında. Fotoğrafta görülen ve öğrencilerden oluşan bu kalabalık ise girişe asılı olan bu afişle bir tezat oluşturdu. Çünkü onlar “Bilim Günleri” için gelmemişti. Bir grup genç öğrenci, önceki gün İstanbul Üniversitesi kapısı önünde sloganlar atarak eylem yaptı. Öğretim üyelerinin içine düştüğü sağ-sol çatımasının içine, bilim üretmek ve geliştirmek hedefinde olması gereken öğrencilerin de düşmesi herkesi düşünmeye sevk ediyor.

AHMET CEYLAN / İSTANBUL

12.04.2008


 

Polis korumasında ilçeye gelebiliyor

Diyarbakır'ınHazro ilçesi Belediye Başkanı Hamit Ergin, yaşadığı kan dâvâsı sebebiyle ilçeye haftanın 2 günü polisin aldığı yoğun güvenlik tedbiri altında gelirken, geceyi Hazro dışında geçiriyor.

İstanbul'da yaşayan Hamit Ergin 2004 yılında yapılan yerel seçimde aday olduğu doğum yeri Hazro'dan belediye başkanı seçilmesinin ardından ilçede göreve başlamıştı. Ergin, çeşitli sorunlar yaşadıkları ''Dolan'' ailesi mensuplarıyla 2005 yılında ilçe merkezinde çıkan ve 1 kişinin ölümüyle sonuçlanan silâhlı kavgada yaralandı. Olaydan sonra tarafların barışmamasıyla oluşan kan dâvâsı sebebiyle 7 ay Hazro ilçesine gelemeyen Ergin, Diyarbakır Emniyet'nin sağladığı koruma sayesinde haftanın 2 günü ilçeye gelerek, görev yapıyor. Başkan Ergin'i taşıyan otomobile biri panzer olmak üzere 2 polis aracı eşlik ediyor.

/ HAZRO

12.04.2008


 

Rektör Akaydın istifa etmeli

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Rektörü ve Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) Başkanı Mustafa Akaydın’ı istifaya çağırdı.

Gündoğdu, düzenlediği basın toplantısında, Memur-Sen’in 26-27 Nisan 2008 tarihlerinde yapılacak 3. Olağan Genel Kurulunda genel başkanlığa aday olduğunu bildirdi. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Gündoğdu, yeni, sivil, demokratik, özgürlükçü, halkı kucaklayan bir anayasaya ihtiyaç olduğunu belirtti. Gündoğdu, Akdeniz Üniversitesinde yaşanan olaylarla ilgili olarak, şunları kaydetti: ‘’Buradaki olaylar göstermiştir ki başörtülü öğrencilerin giremediği üniversitelerimize, silâhlı provokatörler rahatlıkla girip çıkabilmekte, eğitimin sorunlarından çok ÜAK Başkanlığı ünvanını kullanarak siyaset yapan rektör, bütün bunları sadece seyretmektedir. Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Akaydın derhal ÜAK başkanlığından ve rektörlükten istifa etmeli, aksi halde görevden alınmalıdır.’’

Cemil Yüzer / ANKARA

12.04.2008


 

50 ülke, çocuk ölümlerini engelleyemiyor

Birleşmiş Milletler Milenyum Geliştirme Hedefleri’nin 2015 için koyduğu çocuk ölümlerini azaltma çalışmalarında 50 ülkenin başarısız olduğu bildirildi.

The Guardian gazetesinin haberine göre, doğumdan sonraki çocuk ölümlerinin ‘aşırı’ fazla olduğu 68 ülkenin, uluslar arası yardımlara rağmen sadece 18’inde kayda değer gelişmeler var. Bunun yanında, doğum sırasındaki kadın ölümlerinin ise önemli ölçüde azaldığı kaydedildi. Ölümlerin çok sık yaşandığı Çin’de, son 8 yıldaki çalışmalarla başarılı sonuçlar elde edilirken, Afrika ülkelerinde ise durum daha da kötüye gidiyor. Olumsuz sonuçların rekor düzeyde olduğu Sierra Leone’de, her 100 bin çocuk doğumunda 2 bin 100 anne ölüyor. İngiltere’de ise, her 100 bin çocuk da sadece 8 anne ölüyor.

/ TOKYO

12.04.2008


 

Gıda boyaları Avrupa’da yasaklanabilir

Bir araştırmanın sonucunda 6 adet gıda boyasıyla çocuklardaki hiperaktivite arasında bağlantının ortaya çıkarılmasından sonra, Avrupa çapında bu sun'î boyaların yasaklanması isteniyor.

ncak bu boyaların kullanımının tamamen yasaklanabilmesi için AB’nin karar alması gerekiyor. İngiliz Gıda Güvenliği Ajansı da bu suretle, İngiliz bakanlardan gelecek yıla kadar bu boyaları gönüllü olarak satıştan kaldırmalarını istedi. İngiltere’de geçen yıl yapılan araştırmada, katkı maddesi kullanılan içecek tüketen çocukların konsantrasyonlarını kaybettiği ve hiperaktiviteye yol açtığı rapor edilmişti. Çocuklarda hiperaktivite, konsantrasyon eksikliği ve özellikle okumada öğrenme zorluğuyla ortaya çıkıyor.

/ ANKARA

12.04.2008


 

Bulduğu parayı polise götürdü

Eskişehir'de Derya Gürleyik adlı duyarlı vatandaş, caddede yürürken bulduğu 4 bin YTL parayı, sahibine ulaşamayınca polise teslim etti.

Gürleyik, önceki gün Delikli Taş Caddesi’nde gezerken, kaldırım üzerinde bir demet paranın durduğunu gördüğünü söyledi. Söz konusu parayı aldığını ve saydığında 4 bin YTL olduğunu tesbit ettiğini dile getiren Gürleyik, önce çevrede paranın sahibini aradığını, ancak bulamadığını kaydetti. Gece paranın kendisinde kaldığını, ancak gözüne uyku bile girmediğini anlatan Gürleyik, bunun üzerine durumu hemen polise bildirdiğini kaydetti. Başvuru üzerine, ifadesi alınan Gürleyik, 4 bin YTL’yi Çarşı Polis Merkezi Amirliği’ne teslim etti. Emniyet yetkilileri, duyarlı davranıştan dolayı Gürleyik’e teşekkür etti. Parayı teslim alan karakol yetkilileri, sahibini bulmak için çalışma başlattı. Parayı güvenlik güçlerine teslim ettiği için mutlu olduğunu dile getiren Gürleyik, “Bir anda paranın sahibinin yerine kendimi koydum. Büyük bir sıkıntı içerisinde olabileceğini düşündüm. Hemen parayı ilgili yerlere ilettim” dedi.

/ ESKİŞEHİR

12.04.2008


 

İnterneti milyonlarca virüs sardı

Bilgisayar virüslerine karşı yazımlar üreten Symantec, dolaşımdaki virüs ve trojan adı vedilen casus programların sayısının bir milyonu aştığını duyurdu.

BBC’nİn haberine göre, firma altı ayda bir yayımladığı İnternet Güvenliğine Yönelik Tehditler raporunda bu programların çoğunun son bir yılda üretildiğini belirtti. Symantec’in raporu geçen yılın ikinci yarısını kapsıyor. Bu dönemde 499 bin 811 yeni virüs programının tesbit edildiği belirtilen raporda, geçen yılın ilk yarısına göre yüzde 136’lık bir artış olduğu ifade edildi. Raporda 2007 yılı genelindeyse 711 bin 912 virüs programının tesbit edildiği belirtildi. Böylece firmanın veri tabanındaki virüs programlarının toplam sayısının 1 milyon 122 bin’e ulaştı. Bu yüksek artış, virüs programlarını yayanların casus trojan yazılımlarla bilgisayarlara ulaşıp, diğer virüs programlarını da bunlara aktarabilmeleriyle açıklanıyor. Artışın bir diğer açıklamasıysa, dijital suçluların bu konuda giderek daha uzmanlaşması. Buna göre dijital ortamdaki suç çeteleri, programcıları grup halinde işe alıyor. Bu programcıların yazdıkları virüs programları karşılığında ücret istemesi sebebiyle, çeteler çaldıkları bilgilerle mümkün olduğu kadar çok para kazanabilmek için devamlı yeni kurban arıyor.

VİRÜS NEDİR?

Bilgisayar virüsleri, bilgisayarın çalışmasını engelleyecek, verileri kaydedecek, bozacak veya silecek ya da kendilerini Internet üzerinden diğer bilgisayarlara yayarak yavaşlamalara veya başka sorunlara sebep olacak şekilde tasarlanmış yazılım programlarıdır. İnsanlara bulaşan virüslerin 24 saatte geçen grip mikrobundan Ebola virüsüne kadar çeşitli türevleri olduğu gibi, bilgisayar virüsleri de muzip virüslerden oldukça zarar verici olanlarına kadar yeni ve çeşitli biçimlerde görülür. Ancak biraz bilgi ve birkaç koruma önlemiyle, virüslere karşı daha az savunmasız olabilir ve etkilerini azaltabilirsiniz. Bilinen virüslerin hiçbiri bilgisayarınızdaki disk sürücüleri veya monitörler gibi donanımlara zarar verme becerisine sahip değildir. Fiziksel zarar verebilen virüslerle ilgili uyarılar genelde asılsız veya yanlış bilgilerdir.

VİRÜSLER NASIL ÇALIŞIR?

Temel virüsler genelde yeterli bilgisi olmayan bilgisayar kullanıcıları tarafından farkında olmadan paylaşılır veya gönderilir. Solucanlar gibi daha karmaşık olan virüsler, bir e-posta paylaşma uygulaması gibi diğer yazılımları denetleyerek kendilerini otomatik olarak çoğaltabilir ve diğer bilgisayarlara gönderebilir. Truva atı adı verilen belirli virüsler (adlarını efsanevî Truva Atı’ndan alırlar), faydalı bir program gibi görünerek kullanıcıların aldanıp onları karşıdan yüklemelerine yol açabilir. Bazı Truva atları, beklenen işlemleri yerine getiriyor gibi görünürken bir yandan da sisteminize veya ağa bağlı diğer bilgisayarlara zarar verebilir.

Bu farklı virüs türleri ve nasıl çalıştıkları konusunda bilgi sahibi olmak faydalı olmasına karşın, en önemli nokta, bilgisayarınızı en son güncelleştirmeler ve virüsten koruma araçlarıyla güncel tutmanız, en son tehditler hakkında bilgi sahibi olmanız ve Internet’te gezinirken, dosya karşıdan yüklerken veya ekleri açarken birkaç temel kurala uymanızdır. Bilgisayarınıza bir virüs bulaştığında, virüsün türü veya nasıl bulaştığı konuları, onun temizlenmesi ve sonraki bulaşmaların engellenmesi gereğinden daha az önemsizdir.

TOLGA ŞENTÜRK / TOLGA ŞENTÜRK

12.04.2008


 

Yahoo, Google ile ittifak arıyor

Amerikalı internet şirketi Yahoo, çok düşük olarak değerlendirdiği bir teklifle kendisini satın almak isteyen dünyanın bir numaralı yazılım şirketi Microsoft’un baskısına dayanabilmek amacıyla medya grubu Time Warner’ın internet kolu AOL ile şirket evliliği ve rakibi Google ile ortaklık planlıyor.

Wall Street Journal gazetesinin, bu konuya yakın kaynaklara dayanarak verdiği habere göre, bu amaçla görüşmelerini sürdüren dünyanın 3. büyük internet şirketi Yahoo ile dünyanın 4. büyük internet şirketi AOL, şirket evliliği konusunda anlaşmak üzere. Ancak buna karşılık Microsoft’un da Yahoo ile birlikte satın almak istediği medya devi News Corp ile görüşmelerini sürdürdüğünü yazan gazete, bu müzakerelerin henüz sonuca ulaşmadığını bildirdi. İnternet dünyasının devlerini bir araya getiren bu büyük manevralarla, online reklâmda dünyanın 2 numarası Yahoo, hisse sahiplerine, Microsoft’un reddettiği satın alma önerisine alternatif getirmeyi amaçlıyor.

/ NEW YORK

12.04.2008


 

İstanbul’da yerel yönetim buluşması

AKP İstanbul İl Başkanlığı tarafından düzenlenen, bugün başlayacak ‘’1. Uluslararası İstanbul Yerel Yönetimler Sempozyumu’’nda, 5 kıtanın önemli şehirlerinin yerel yöneticileri bir araya gelecek.

Sempozyum hakkında bilgi veren AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu, sempozyumda, birisi mevcut belediyelerin tamamlanmış projelerinin yarıştığı, diğeri ise halka açık projelerin yer aldığı iki yarışmanın ödüllerinin de verileceğini kaydetti. Sempozyum, aynı zamanda 2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul ile 2011 Avrupa Kültür Başkenti Estonya’daki Tallinn ve 2013 Dünya Kültür Forumu’nun merkezi Napoli’nin yerel yöneticilerini biraraya getirecek.

/ İSTANBUL

12.04.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri