"Gerçekten" haber verir 12 Ağustos 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Görüş

Bugünün çocukları, yarının hayat dinamikleri

Eğitimin amacı, insanın yetenek ve kabiliyetlerini bir bütünlük içerisinde geliştirmektir. Eğitimin görevlerinden birisi de çocuğu sosyal hayata hazırlamaktır. Aynı zamanda insanın yaratılışını korumak ve geliştirmektir. İnsanı insan yapmaktır. Bu sebeple gerek yaz kurslarındaki ve gerekse Kur’ân kurslarındaki eğitimin amacı, dinî bilgileri çocuğun zihnine yığmak değil, dinin doğru anlaşılabilmesi için, çocuğun gelişim özelliklerine uygun olarak, gerekli bilgi ve davranışları kazandırmaktır.1

Efendim, çocuk deyip geçmemek gerekir. Çünkü bugünün çocukları yarının hayat dinamiklerini meydana getirecektir. O itibarla; ilmî verilere göre 4-5 yaş, çocukta kimlik gelişim yaşı olarak belirlenmiştir. Bu sebeple; 4-5 yaş, çok önemli bir yaştır. Bu yaşta verilecek olan bilgiler, çocuğun hayatının çizgilerinin anahatlarını oluşturacaktır.

Erasmus’un dediği gibi “Çocuklar bir banttır. Onu kim doldurursa o çalar.”

4-5 yaşlarındaki kimlik oluşumu, çocuğun hayatının şekillenmesinde önemli rol oynayacaktır. Bu konuda tarihî bir hadiseyi anlatmak istiyorum:

Fetih ruhu, Fatih’de bir kimlik oluşturmuştur. Fatih Sultan Mehmed, henüz çocuk iken, babası II. Murad’la birlikte Hacı Bayram-ı Velî’ye giderler. O tarihte Hacı Bayram Medresesi’nde öğrenim gören Akşemseddin de misafirlere hizmet etmektedir. Sultan Murad, Hacı Bayram-ı Veli’ye İstanbul’u alma planlarından bahseder. Bu arada kendisine nasip olması için duâ etmesini ister. Fakat Hacı Bayram-ı Velî, küçük Şehzade Mehmed’i gösterip,

“Padişahım,” der “İstanbul’u, şehzadeniz Mehmed ile benim köse alacaktır.”

Hacı Bayram-ı Velî’nin “köse” dediği Akşemseddin’dir. İşte bu hadise Fatih’te fetih ruhunun uyanmasına vesile olmuştur.

Çocuğa kimlik kazandırmada en önemli unsur, onun iyi bir terbiye almasıdır. Çiçero bu konuda şöyle der: “Terbiye; çocuğu, insanlığa yöneltmektir.”

Terbiyede en önemli unsur, sevgidir. Mevlânâ: “Sevgi ile bakır altınlaşır” diyerek sevginin önemini belirtir. Mütefekkir Ferit Kam da: “Sevgi yan etkisi olmayan harika bir ilâçtır” der.

Yaratılış ağacının meyvesi insandır. Malûmdur ki meyve, kökten en uzak noktada olduğu için bütün eczanın özelliklerine ve meziyetlerine sahiptir.

Şu kâinatın sayfaları ve satırları manidâr nakışlarla doludur. İşte şu kâinat kitabının sayfalarının ve satırlarının ilk kelimesini de insan teşkil eder.

Allah’ın kullarına lûtfettiği nimetlerin en büyüğü, belki de en mükemmeli, evlâttır. Çünkü Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerim’de onları birer inci tanesine benzetmiştir.

“Etrafında ebediyen yaşlanmayacak çocuklar dolaşır; onları gördüğünde, saçılmış inciler sanırsın.”2

İnci mesabesinde olan çocuklarımızın ve öğrencilerimizin yetiştirilmesi ve onların geleceğe hazırlanması, her ebeveynin en önemli görevlerindendir.

Dipnotlar:

1- Buyrukçu, Ramazan; (Yard. Doç. Dr.) Kur’ân Kurslarında Din Eğitimi, Fakülte Kitabevi, Isparta-2001, s.135.

2- İnsan Sûresi, 76/19.

Halil ELİTOK - Emekli İl Müftü

12.08.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır