18 Mayıs 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Görüş

İş kazalarının sebepleri

Geçen haftaki yazımızda iş kazasının tanımını yapıp, iş kazalarını sınıflandırmıştık. Kısaca tekrarlarsak, iş kazası: "Belirli bir zarara ya da yaralanmaya sebep olan beklenmeyen ve önceden planlanmamış bir olay” veya “Önceden planlanmamış, çoğu kere kişisel yaralanmalara, makinelerin, araç ve gereçlerin zarara uğramasına, üretimin bir süre durmasına yol açan bir olaydır.”

Daha sonra iş kazalarını sınıflandırmış ve bunların da; olayın meydana gelme şekline, olay sonucu oluşan zararın niteliğine, kaza olayının sonuçlarına bağlı olarak değişik şekillerde sınıflandırıldığından bahsetmiştik.

Bu haftaki yazımda ise iş kazalarının sebeplerinden bahsedip siz Yeni Asya okuyucularının bu sebeplere dikkat ederek iş kazalarına maruz kalmamasını sağlamaya çalışacağım Allah’ın izniyle ve dikkat etmek şartıyla elbette.

İş kazalarının oluşmasında üretim teknolojileri, üretim araçları ve çevre şartlarının yanında sosyolojik, psikolojik, fizyolojik birçok sebep rol oynar. Ancak, iş kazalarının oluşmasına neden olan sebeplerin bütünü temel iki sebebe indirgenebilir. Bunlar işyerlerindeki güvensiz durumlar ile çalışanların yaptığı güvensiz davranışlardır.

Güvensiz davranışlar: Yapılan istatistiklere göre iş kazaların % 95’ine yakını insanların yaptıkları güvensiz davranışlardan dolayı meydana gelir. İş çalışma esnasında yaratıcının vermiş olduğu birçok organını iş yapmak için kullanır.

Yani, insan, organizmasına iş gücü ve fiziksel iş becerisinin üstünde yüklendiğinde, bu durum yorgunluğa ve yorgunluğun sonucu hareketlerinin ağırlaşmasına sebep olur.

Bu çalışması esnasında çeşitli alet ve araçlar kullanan, ölçme, kontrol, düzenleme işlemlerini yerine getiren insan, sürekli algılama ve tepki gösterme durumundadır. Bu sebeple çalışan insanın merkezi sinir sisteminin ve duyu organlarının uyanık olması, söz konusu işlemleri yerine getirebilecek kabiliyette olması gereklidir.

Fıtratına koyulmuş olan istidatlar sebebiyle bu hareketlerinde sınırlı bir kapasiteyi kullanabilen insan, makinelerle iş yaptığında kendi organizması ile makinenin çalışmasını dengeleyemediğinde güvensiz davranışlarda bulunabilmektedir. Bu da iş kazalarına sebeb olmaktadır.

Güvensiz davranışlar insanın fizyolojik ve psikolojik yapısı ile çevre koşullarından kaynaklanır. Çalışan insanda genetik bozukluklar, organik yıpranmalar, ergonomik düzen yetersizlikleri ve sağlıksız çevre koşulları güvensiz davranışların sebeplerini oluşturmaktadır.

Güvensiz davranışların ortaya çıkması ve iş kazalarının oluşmasının birkaç sebebini şu şekilde sayabiliriz;

• Üretim sürecine katılan insanın yapmakla görevli olduğu işi, onun fiziksel güç ve zihinsel kapasitesinin üstünde düzenlenmiştir.

• İş düzeni insanın dalgınlık ve dikkatsizliğine sebep olacak şekilde tekdüze özellikler gösterebilir ya da

• Yapılan işin gerektirdiği ölçüde besin enerjisi sağlanamadığından organik bir zorlanma söz konusu olduğunda,

• İnsanın yapmakla yükümlü olduğu iş için gerekli ve yeterli eğitim görmemiş yada yeterli beceri ve deneyim kazanmamış olması,

• Yaptığı işin kendisine pis, zor yada sevimsiz görünmesi ve çalışanın kişilik özellikleri dikkate alınmadan iş verilmesi sebebiyle işe uygun işçi yada işçiye uygun iş düzeni kurulmamış olması,

• Çalışan insanın kişiliği, fizyolojik ve psikolojik yapısı, iş yükü, işin niteliği ve çalışma yöntemleri yanında işyeri ortamındaki fiziksel ve kimyasal etkiler,

• Çalışma ortamı ve yapılan işin türüne göre değişik nitelikler kazanan çevre şartları (çevre şartları; işçinin aile yapısı ve sorunlarından oturduğu eve ve beslenmesine, işe gelip gidişinde kullandığı taşıt araçlarından, yolun uzunluğuna kadar birçok etkeni kapsar.)

• İşyerindeki ücret ödeme biçimi, ücret düzeyi, vardiya sistemi, işletme büyüklüğü ve yönetim şekli çalışan insanın davranışlarını olumlu ya da olumsuz yönde etkileyen etkenler arasında bulunmaktadır.

Görüldüğü gibi çalışan insan, çoğu kendi dışında oluşan etmenlerden olumsuz yönde etkilenerek güvensiz davranışlarda bulunabilmekte ve akabinde iş kazası kaçınılmaz olmaktadır.

Güvensiz Şartlar: Güvensiz davranışların yanı sıra iş kazalarının birinci dereceden genel sebeplerini oluşturan temel etkenlerden diğeri de işyerlerindeki güvensiz şartlardır.

İşyerindeki güvensiz şartlar; üretim sürecinde kullanılan teknolojinin ve üretim araçlarının niteliğinden, iş düzensizliğine, bakım ve kontrolların noksanlığından denetim ve yönetim hatalarına, depolama ve istifleme yanlışlıklarından sağlıksız çevre şartlarına kadar birçok etkenden dolayı ortaya çıkmaktadır.

Üretim sürecinde kullanılan her türlü alet, araç ve makine çalışan insanın yeteneklerine uygun nitelikte değilse, makine ve tezgâhların koruyucuları bulunmuyorsa, göstergeleri kolay okunur ve anlaşılır özellikler taşımıyorsa, kumanda mekanizmaları güvenli ve kolay kullanılamıyorsa, bakım ve kontrolleri zamanında ve gereği gibi yapılmıyorsa, amacı dışında ve kapasiteleri üzeride kullanılıyorsa güvensiz şartların ortaya çıkması ve iş kazalarının oluşması kaçınılmaz olmaktadır.

Yukarıda anlatıldığı gibi, işyerlerindeki olumsuz fiziksel ve kimyasal etmenlerin oluşturduğu çevre şartları çalışan insana etkileri sebebiyle güvensiz davranışların oluşmasına kaynaklık ettiği gibi işyerlerindeki güvensiz şartların da başında gelmektedir.

İşyerinde üretimde kullanılan eski teknoloji, makine ve tezgâhlar, çeşitli araç ve cihazlar, ile el aletleri ve yardımcı ekipman, işyeri düzeni ve depolama, bunların bakım ve kontrollarının yetersiz olması güvensiz şartları ortaya çıkarır. Bunun sonucunda da iş kazaları olmaktadır.

İş kazalarının birinci dereceden temel sebepleri; çalışan insanın güvensiz davranışları ile işyerindeki güvensiz şartlardan oluşmaktadır. Değişken bir nitelik taşıyan üretim süreci boyunca yönetim ve denetim eksiklikleri ile işçi ve işverende iş güvenliği bilincinin yeterince oluşmaması iş kazalarının ikinci dereceden dolaylı sebeplerini oluşturmaktadır. Bu sebepleri ortadan kaldırmadan iş kazalarının önlenmesi ise mümkün değildir.

Kazasız günler dileğiyle...

M. FAHRİ UTKAN [email protected]

18.05.2010


Ankara soluk aldı

Hep Ankara hakkında en-kara derler, böyle duymuştuk bizler, ama bu şehir geçtiğimiz Pazar günü Nur’un şölenine, bayramımıza ev sahipliği yaptı. İlk defa düşünülen, geleneksel olarak sürdürülmesi arzulanan Risâle-i Nur Gençlik Şöleni ve kendini genç hissedenlerin şöleni Ankara’ya soluk aldırdığı gibi bizlere de soluk aldırdı.

Yurdumuzun dört bir tarafından gelen misafirlerle ortak noktada birleştiğimiz organizasyonda emeği geçen başta Risâle-i Nur Enstitüsü ve ana sponsor Genç Yaklaşım Dergisine teşekkür ediyor, Allah ebeden razı olsun diyoruz.

Gerçekten coştuk… Ankara da bizle beraber coştu.

Mehmet Kutlular Ağabeyin özel bir sebepten dolayı katılamayışlarına üzüldüysek de Nur’un atmosferi bizleri mutlu etti.

Özellikle büyüklerimizi görmek ayrı bir sevinçti. Bizleri yalnız bırakmayan ağabeylerimize, ablalarımıza bu duyguyu bizimle beraber yaşadıkları için tüm gençlerimiz adına teşekkür ediyorum. Onlar, ihtiyar değiller…

Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin söylediği gibi “Ey ihtiyar ve ihtiyareler! Madem sizlerde iman var ve madem imanı ışıklandıran ve inkişaf ettiren namaz ve niyaz var; ihtiyarlığınıza ebedî bir gençlik nazarıyla bakabilirsiniz.’’ Bu şekilde bir ifadeyle ebedî genç kalınabileceğinin müjdesi veriliyor.

Pazar günü 14.00’te Anadolu Gösteri ve Kongre Salonu’nda başlayan ve adeta her dakikası bizler için altın kıymetinde olan ‘şölen, bayram...’ adını ne koyarsak koyalım harikaydı. Ankara Mevlidleri, sanki gençlik şölenine bürünmüştü. 12 saatlik yolu çektiren bu organizasyonlar, gerçekten de büyük tebriği hak ediyor…

Sevdiğim, saydığım, değer verdiğim Mesut Nurver ağabeyin takdimciliğini yaptığı programda, Risale-i Nur Enstitüsü Genel Sekreteri Şener Boztaş'ın açış konuşması ve edebiyatçı-yazar İslam Yaşar ağabeylerin güzel konferansında gençlerin ne kadar önemli olduğunun altı çizildi.

Kahramanmaraşlı Atilla Yılmaz Ağabeyin duygu yüklü şiiriyle salon duygulu ve coşkulu anlar yaşarken, ‘’Biz Bize Musiki Topluluğu ve Ali Oktay’’ tarafından seslendirilen Üstad besteleri salonu ayrı diyarlara götürdü.

Masa çalışmalarının sonuç bilgilerinin de aktarıldığı program çeşitli dallardaki yarışmalarla dereceye girenlerin ödül töreniyle son buldu…

Seneye görüşebilmek ümidiyle...

Seneyi şimdiden özledik…

MUHAMMED ZORLU

[email protected]

18.05.2010


O gün Said’i görmeyen var mı?

O gün Üstad’ı gördüm. Aramızdaydı. Anadolu Gösteri Merkezi’nde, Anadolu’nun sesi olmuş, bütün kıtalara, bütün âlemlere haykırdığı ebedî bir ilânı vardı. Bir kardeş topluluk ki cennet sohbetinin provasının yapıldığı bir huzurlu zamanı paylaşıyorlardı. Said herkesdi. Birbirlerine selâm veriyorlardı ve tebessüm ediyorlardı. Said aramızdaydı. Koltukta dinleyici, arada görevli, arkada neşriyatta, sahnede konuşmacıydı. Peygamberin nazarında, Rabbinin huzurundaydı. Huzurluydu herkes ve herkes saiddi. Şiir okuyan, bildiri sunan, programı izleyen, musiki seslendiren, konuşma yapan binlerce saidler vardı. Said bazen bir genç, bazen bir ağabey, bazen bir abla, bazen bir çocuk gibi herkesi muhabbeti ile kucaklamıştı.

Herkesin üzerinde bahar mevsiminde imanları yeşermişlerin muştusu ve tazeliği vardı. Nur’un sesi binlerce ağızdan çıkıp binlerce kulağa nur veriyordu. Kalpler, duygular, zamanlar hep nur ile kıvam buluyordu. Bazen müzik nur çalıyordu, bazen eller nur alkışlıyordu. O gün kalplerden, vicdanlardan, ruhlardan çıkan o nur ses memleketi aştı, kıtaları dolaştı, tâ Arş-ı alâya ulaştı. Tebrik ediyorlardı her makamdaki melekler ve onlar da saiddiler. Çünkü Nur’un Bayramı’ydı. Nur gençliğinin bayramlaşmasıydı. Onun için efendim, herkes adına herkese teşekkür ediyorum. Nice, ebedî ve hakiki bayramlara...

ARAFAT DENİZ [email protected]

18.05.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Yeni Asya Gazetesi - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat-Promosyon - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım