Bundan 2 sene önce ağabeyim işi gereği Ermenek’te bulunuyor ben de bu vesile ile hem ağabeyim ile vakit geçirmek hem de orada elimden geldiğince hizmette bulunmak maksadıyla Ermenek’e gitme kararı aldım.
Otobüse binip yolculuğa başladığımda heyecanlanmıştım ve bu heyecanın Ermenek’e yaklaştıkça artığını farkettim.
Ağabeyim hep güzelliklerinden, hizmetlerinden, hizmet erlerinden ve coğrafi konumundan bahsetmiştir. “Kartal yuvası” derdik Ermenek için. Yolculuk boyunca Toroslarda o dağ ve tepeleri aşarken hakikaten bir kartal yuvasına doğru yol aldığımızın farkına varıyordum. Sonunda Ermenek’e varmıştım. Arabadan iner inmez Ermenek’in manevi havası sarmıştı beni. Ve tabiî ki bu manevi havanın oluşmasında Zübeyir Gündüzalp ağabeyin ve oradaki nur hizmet erlerinin çok etkisi vardı. İşte o hizmet erlerinden biri ve bekli de en birincilerindendi Haydar Açıkbaş ağabey. Onunla ilk derste tanıştık ve ilk tanışmamızda etkilemişti beni. Duruşu hal ve hareketleri, vakarlılığı, tane tane konuşması ve tabiî ki Risale-i Nura olan sadakati, bağlılığı ve müdakkikliği.
Ermenek’te kaldığım süre (4-5 ay) boyunca Ermenek’e ve tabiî ki Ermenek’in hizmet erlerine böyle kartal yuvası gibi bir yerde böyle şevkli gayretli, ehli hizmet ağabeylerin olması, canla başla hizmet için koşturmaları takdire şayandı. Bu kadar şehir, bu kadar ehli hizmet ağabeyler tanımama rağmen Ermenek ve Haydar ağabeylerimin (Haydar Gündüzalp, Haydar Açıkbaş) hizmetleri, gayretleri, bağlılıkları, sadaketle hizmete koşturmaları benim üzerimde ayrı bir etkisi olmuştur.
Haydar Gündüzalp ağabeyin o yaşına rağmen hergün gazetesini gelip kendi alması ve takip etmesi ve istisnasız her derse katılması hayran olunmayacak etkilenmeyecek gibi değildi. Haydar Açıkbaş ağabeyin de eksik kalır yanı yoktu. Yaşı o kadar büyük olmasa da o hastalığında derslerini aksatmaması, mevlütlere (Isparta, Ermenek) ve bölge meşveretlerine mutlaka katılması tabiî ki takdire şayandı. Hastalığını öğrendiğimden ta ki 24 Aralık sabahına kadar hep iyileşmesi, hizmetlerine dönmesi için dua ettik. Bundan sonra dualarımızla beraber kalbimizde gönlümüzde olacak ve bizlere devrettiği hizmet sancağını inşallah ömrümüz yettikçe dalgalandırmaya gayret edeceğiz.
Hastalığı boyunca yakından takip etmeye çalıştım. Kendisini aramasam bile oğlu Hasan ağabeyi 2-3 haftada bir mutlaka aramaya veya mesaj atmaya gayret ederdim. 24 Aralık Salı günü saat 11’de Haydar ağabeyin durumunu öğrenmek işçin mesaj attığımda ‘’10:15’de hakkın rahmetine kavuştu’’ cevabını aldım. Çok üzülmekle beraber üstadımızın ‘’Ne mutlu sizlere ki; hizmetinizi ve vazifenizi bitirdiniz zahmetiniz bitti, rahata ve rahmete gidiyorsunuz. Hizmet ve meşakkat bitti; ücret almaya gidiyorsunuz” sözü kulaklarımda yankılandı.
Evet ne mutlu onlara ki zahmetleri hizmetleri bitti şimdi ücret alma vakti. Allah rahmetiyle muamele etsin. Mekanını Cennet, makamını ali ve Peygamber Efendimizin şefaatine mazhar eylesin. Geride kalan bizlere ,ailesine ve Ermenek nur erlerine sabr-ı cemil ihsan eylesin.