Diyorsunuz ki, AKP, Risale-i Nur’a sahip çıkıyor, onu devletin himayesi altına aldı. Demokrat olarak Risale-i Nur’un içtimai, siyasi ölçülerini uyguluyor!”

Ve buna ek olarak diyorsunuz ki: “Yeni Asya, Kur’ân’i ve Nebevî ölçü ve prensipleri nazara veren Risale-i Nur’u anlayamadı, yanlış yorumluyor, hata ediyor?”

Biliyorsunuz ki, Risale-i Nur Hareketi’nin ana gövdesi Yeni Asya’dadır. 

İşte, teferruat ve üslup hariç, temel her meselede isabet eden bu Yeni Asya ekolü, 1960’lardan bu yana (o zamanlar İttihad vs. yayınlıyordu) Risale-i Nur’u evlerde, Medrese-i Nuriyelerde, sohbet ortamlarında, okuma programlarında, araştırma, eğitim merkezlerinde okuyor, müzakere, mütalaa, müdavele ve münazara ile didik didik ediyor. 

Gazetede, dergi, kitap vs. ile “şerh, izah ve tanzim etmeye” gayret ediyor!

Anlamaya, özümsemeye, benimsemeye, anlatmaya çabaladığı halde Yeni Asya ekolü Risale-i Nur’u anlayamadı veya yanlış yorumluyor da…

“Yalancı, gaddar, zalim, taraftar, menfaat üzerine dönen canavar siyaseti” uygulayan AKP’liler mi doğru anladı, anlıyor!

Lahikalar, Münazarat, Hutbe-i Şamiye, Şualar denilince bön bön yüzünüze bakanlar mı Risale-i Nuru’n, müceddidi “Kur’ân ve yüksek İslam siyaseti”ni anlıyor, uyguluyor!

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Hutbe-i Şamiye için (Suriye meselesi ellerinde patlayınca) “Şimdi okuma zamanı” demişti… Yani, o zamana kadar okunmamıştı! Peki, o zaman okuyan oldu mu? Şimdiye kadar kaç siyasetçi Hutbe-i Şamiye’yi okudu? Kaç kişi ismini biliyor? Kaç kişi nazara verdiği Kur’ân’i prensipleri özümsedi? 

Yoksa dış politika’da, Şam’a karşı Hutbe-i Şamiye politikası uygulanıyor da bizim haberimiz mi yok!

Madem Hutbe-i Şamiye okuma zamanı idi, neden Suriye’yi kamyonlarla Hutbe-i Şamiye (Türklere, Türkçesi, Araplara Arapçası-ki, aslı zaten Arapça) göndermiyor da, TIR’larla silah gönderiyor?

Neden Hutbe-i Şamiye, İşaratü’l-İcaz göndermedi!..

Yoksa AKP Risale-i Nur’u okuyor, anlıyor da, biz mi anlamıyoruz!

Siz mi AKP’yi anlayamıyorsunuz?

Biz mi anlatamıyoruz!