Asr-ı Saadet meşveret sistemi hizmet modelini günümüze taşıyan Bediüzzaman, yukarıda zikretttiğimiz Âyetlerin ve Hadis-i şeriflerin “Emriyle kardeşlerimle bir meşverete muhtacım.” (Emirdağ Lâhikası-I, s. 23.) dememiş mi?
Demek ki, istişare etmek farz derecesinde bir emirdir. Bu emrin gereği olarak yapılan meşveretin kararlarına uymak farzdır! Ve meşveretin kararlarına uymayan, hatta kabul etmeyen, hatta itiraz eden, “zıt bir mesleğe” girmez mi?
Ve Bediüzzaman’ın sözleri ışığında meseleye bakalım:
•Her meselemizde emir, Risale-i Nur’un şahs-ı manevîsini temsil eden has şakirtlerin ve sizlerindir. Benim de şimdi bir reyim var. (Emirdağ Lâhikası-I, s. 219.)
•Nur cemaatinde meşveret ve istişare esastır. (Emirdağ Lâhikası, s. 23.)
lSiz aranızda münakaşasız bir meşveret ediniz. Kararınızı kabul ederim. (Mektubat, s. 394.)
•“Bu kudsî hizmette teenni ile, meşveretle, ihtiyatla çalışmak lâzımdır.
•Medâr-ı nizâ/tartışma sebebi bir mesele varsa meşveret ediniz.” (Emirdağ Lâhikası, s. 339, 73, 164.)
•Meşveret, ferdlerden oluşan cemaatten çıkan şahs-ı mânevîdir. (Emirdağ Lâhikası, s. 65.) dememiş mi?
•Ve meşveret her şeyde hükümfermadır/geçerlidir. (Kastamonu Lâhikası, s. 102.) direktifi vermemiş mi?
•Meşverette hüküm, çoğunluğa göre verilir. (Münâzârât, s. 41.) hükmünü çıkarmamış mı?
Peki, istişarede çoğunluğun, şahs-ı manevinin aldığı kararlara uymayan ne olur?
İsterseniz, bu sualin cevabını da Bediüzzaman’dan alalım:
“Eski zamanda değiliz. Eskiden hâkim bir şahs-ı vâhit idi. O hâkimin müftüsü de, onun gibi münferit bir şahıs olabilirdi, onun fikrini tashih ve tâdil ederdi. Şimdi ise, zaman cemaat zamanıdır.” (Bediüzzaman Said Nursî, Sünûhat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 51.) Demek ki, meşverete uymayan, eski zamanda kalmıştır! Zıt bir mesleğe değil, zıt bir zamana düşmüştür!
Demek ki, itiraz, kabul etmeme, karşı gelme, hatta tenkit etme, bu kişiliklerden gelir.
Ve özellikle enaniyetli kişilikler:
“Ben anlarım, ama bu cemaat anlamaz. Ben bir kişi olarak bu işi anladım, bildim, ama cemaatin şahs-ı manevisini temsil eden bu meşveret heyeti anlayamadı, bilemedi! Ben doğru yapıyorum, ama bu meşveret yanlış yapıyor!”
Bunlar doğru meslekte mi, zıt bir meslekte mi?