"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir tefekkür yazısı

Ali Rıza AYDIN
20 Aralık 2018, Perşembe
Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerîm’de, “Şüphesiz, göklerin ve yerlerin yaratılışında, gece gündüzün peş peşe gelişinde, akıl sahipleri için âyetler (deliller, ibretler) vardır. Onlar, ayakta iken, otururken ve yanlarına uzandıklarında Allah’ı anarlar ve göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler. Yâ Rabbena, Sen koru’ (derler)”1 buyuruyor ve kullarını tefekkür etmeye teşvik ediyor.

Tefekkür sözcüğüne, lügat karşılığı olarak, “Bir mesele hakkında zihnî faaliyet gösterme; derin düşünme, maksadı kavramak için zihni eşyanın manasını anlama hâline yöneltme, eşyaya ait bilgileri kalbe getirme” denilmektedir.

Dînî ıstılahta ise, tefekkür; “Varlıklara Allah namına bakmak, mevcudat pencerelerinden Allah’ın isim ve sıfatlarına nazar etmek” olarak tarif edilmektedir.

Yani, Rabbimizi bize tarif eden ve üç büyük külli tarif ediciden biri olan kâinat kitabını okumak! 2

Bu manâları âleminde resmeden okuyucumuzun bize gönderdiği ve “Yaşam döngüsü üzerine bir tefekkür” adını verdiği seher vakti notları, “tefekkür”e bir örnek:

“Yaşam döngüsü içinde canlı cansız her varlık sanki akıp giden zamana yardımcı; olana, olması gerekene bir vesile gibi.

“En küçüğünden en büyüğüne, güneşinden, yıldızına, dağından, taşından, böceğinden, sineğinden, hatta mikrobundan gübresine kadar insana hizmet etmeyen veya yararsız olan hiçbir şey yok.

“Gündelik hayatımızda bize hiç ilginç gelmeyen, her gün yaptığımız, alıştığımız rutin işler, alelâde olaylar ve hiç beklemediğimiz ve ansızın gelişen, insanı sevindiren ya da üzen hadiseler sanki işleyen bir sistemin parçası.

“Her şey, birbiriyle bağlantılı!

“İnsanlar da bu sistemde birbirine yardım ediyormuş gibi görünse de, esasında, Cenâb-ı Hakk’ın kurduğu harika sisteme hizmet ediyor.

“Bir kişinin yaptığı, bize göre olumlu ya da olumsuz bir hareket sayılırken, bir başka kişi için sebep ya da sonuç olabiliyor.

“Bir yerde okumuştum; ‘Olan, olması gerekendir’ diye.

“Burada önemli olan, sanırım ‘olması gerekenin’, yaptığımız fiillerin neticesinin ne olacağının farkında olmamız gerektiği. Ya da gördüğümüz olayların, gerçekleşmesi gereken olay olduğunu ve her yaşanan hadisenin arkasında bir hayrın ve hikmetin bulunduğunu biliyor muyuz?”

“Yunus gibi:

‘Gelse celâlinden cefa

Yahut cemalinden vefâ

İkisi de cana safa

Kahrın da hoş, lütfun da hoş’ diyebiliyor muyuz?”

Peygamber Efendimiz (asm), “Bir müddet tefekkür, bir senelik nâfile ibadetten daha hayırlıdır”3 buyuruyor.

İşte, her insan, iş içindeki işleri; işleyen sistemin arkasında da, Hâlık-ı Kâinat’ın kudret elini düşünmesi, fikretmesi, derk etmesi gerekir.

Yani, mütefekkir okuyucumuzun ruhundaki ince duygular gibi…

Dipnotlar:

1- Âl-i İmrân, 190-191.

2- Said Nursî, Sözler, 214. 

3- Lem’alar, 283, Keşfü’l-Hafâ,1:1004.

Okunma Sayısı: 2349
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı