"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Günahları yakıp eriten zaman, Ramazan

Ali Rıza AYDIN
14 Mart 2024, Perşembe
Bekliyorduk geldi şükür, rahmet ayı Ramazan. Yaradan’a hamdüsenâ, kavuşturdu siyama Bu siyamla geceleri durulacak, kıyama.

Yani, gündüzünde oruçlu olunduğu gibi; müstesna bir hasenât mevsimi olan Ramazanın gecelerini de fırsat bilip, mümkün olduğunca uyanık kalmalı; ibadete ve okumalara ağırlık vermeli. Ramazan ayında oruç tutmak, İslâm’ın beş şartından biri!

“Oruç tutmak” olarak iştihar bulan bu ibadette “tutulan” kim acaba? Her hâlde tutulan, bizler olsak gerektir! Çünkü:

Oruç tutmak için ağzı tutmak, burnu tutmak, eli tutmak, dili tutmak, gözü tutmak, kulağı tutmak, çeneyi tutmak, ayağı tutmak, öfkeyi tutmak,  hayali tutmak, şehveti tutmak ve nefsin dizginlerini sımsıkı tutmak gerekir. Oruç, bundan sonra, maksûd manadaki “oruç” olur!

Hadis-i şerifte, şeytanların zincire vurulduğu ifade ediliyor. Hadisin devamında ise, her gece bir nidâ edicinin seslendiği ve “Ey hayırları arayan, hayra yönel! Ey şerleri arzulayan, vaz geç”1 dediği nazara veriliyor.

Hâlık-ı Zülcelâl, bizim için, madem şeytanı zincire vuruyor; biz de Onun emrinin icabı olarak, -yukarıda ifade edildiği üzere- bütün duygularımızı ve lâtifelerimizi had altına almalıyız, değil mi?

Her zaman, bilhassa bu ayda asıl maksat, Cenab-ı Hakk’ın rızası. Çünkü Ramazan, rahmet ayıdır, mağfiret ve bağışlanma ayıdır.

Evet, “bağışlanma” ayıdır!

Efendimiz (asm): “Üzerinden ramazan gelip geçtiği hâlde günahları bağışlanmayan kişinin burnu yere sürtülsün”2 diyor; böyle bir kişiyi, böyle bir mümini; dolayısıyla böyle bir ziyanı, asla mazur görmüyor!

Ramazan ayının büyük sevabından ve yüksek faziletinden başka; bu ayda tutulacak orucun mümine kazandırdıkları, saymakla bitmez.

Şefkat ve merhamet duygularının grafiği bir başkadır bu ayda. Âdeta pik yapar, başka zamana göre.

Müminler bu ayda, zekâtlarıyla, fitreleriyle, sadakalarıyla; iftarlarıyla, ihsanlarıyla,  ikramlarıyla fukaranın yardımına koşarlar.  

Ayrıca oruç, perhiz olur, şifa olur insana. On bir ay harıl harıl çalışan mide fabrikası ve midenin tahrik ettiği sair azalar şöyle bir “Ooh” der, dinlenirler.

Bu dahi, hikmet tahtında vuku bulur.

Âlemi nurlandıran Kur’an-ı Hakîm’in bu ayda nazil olmaya başlaması, insanların onunla müşerref olması ve onunla amel eden müminlerin Ramazan-ı Şerifte Kur’ânî ahlâka bürünmeleri ise, kâinat vüsatinde bir eğer!

Bakınız, Rabbimiz Kitabında şöyle buyuruyor: “Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delili olarak Kur’an’ın indirildiği aydır.”3

Efendimiz Aleyhisselâtü Vesselâm; “Ramazan ayına bu ismin verilmesinin sebebi, günahları yakıp erittiği içindir”4 buyuruyor.

Ne büyük devlet!

Allah’ım! Şehr-i Ramazan hürmetine; Ramazan’da nâzil olan Kur’an hürmetine; Kur’an’ın muallimi Habibin hürmetine bizleri, bu ayda günahları yanıp eriyen kullarından eyle.

Âmin.

Dipnotlar:

1- Câmiü’s-Sağîr,3: 1048 (Taberânî, Siyam, 59).

2- A.g.e., 1044 (Müsned, 2:204).

3- Bakara Sûresi, 185.

4- Câmiü’s-Sağîr, 2:671 (Muhammed bin Mansur’dan).

Okunma Sayısı: 1200
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı