Kazan kaldırmak, lügat manasıyla, “isyan etmek”, “topluca baş kaldırmak” demektir.
İnsan bu!
Ne yaparsanız yapın, bir türlü memnun edemediğiniz hâller oluyor. Bugün olduğu gibi, o gün de vardı memnuniyetsiz ve toplumun menfaatini kendi ihtirasına feda edebilen insanlar her devirde var olmuştur.
Bu hususta bir örnek de Yeniçerilerdir.
Yeniçerilerin padişaha ve yönetime karşı isyan etmelerine ve başkaldırmalarına “kazan kaldırmak” denilirdi.
Bu tabir de şuradan gelmektedir:
Yeniçeriler isyan ettikleri zaman, umumiyetle, “Atmeydanı”nda toplanırlardı. Atmeydanı; şimdiki Sultanahmed Camii civarında bulunan, Bizanslıların at oyunları ve araba koşuları yaptıkları Hipodrom’a Türkler tarafında verilen isimdir. Osmanlı zamanında ise, binicilik talimi yapılan meydanlara “Cündi meydanı” denirdi.
Yeniçeriler, bu meydanda toplanıp tepkilerini belirtecekleri zaman devirdikleri yemek kazanlarını da beraberlerinde Atmeydanına getirirlerdi. Bu davranışları o hadiselerin simgesi olmuş ve bu nahoş olaylar “Kazan kaldırma” diye anılmıştır.
Yaşanan bu hadiseleri,
“Koyup kaldırmadan ikide birde,
“Kazan devrildi, söndürdü ocağı” mısralarıyla tasvir ediyor, divan şairi Keçecizade İzzet Molla.
Yani, “Bu kadar baş kaldırmalar, bu kadar isyanlar; bu denli vefasızlıklar neticesinde Osmanlı Devlet-i Âlisi’ni kazan gibi yere çaldık, devirdik, Yeniçeri ocağını söndürdük” demek istiyorlar. Kazan, kazandır,
Fark; makamıyla, maksadı…
Osmanlıda olduğu gibi, her devirde bulunur aş kazanı, aşure kazanı.
Hatta cadı kazanı!
Mesele, yapılacak hangi şeyler harareti söndürür?
Ona bakmalı.