"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Menfaate sicimle bağlanmak

Ali Rıza AYDIN
26 Ekim 2017, Perşembe
Tama derecesine varan menfaate düşkünlük, insanı halden hâle koyuyor, dünyasını dar kalıba sokuyor; zira “Menfaatin şe’ni, her arzuya kâfi gelmediğinden”1 çoğu zaman, dostlukları bile bozuyor.

Şahsiyet yapısı gelişmemiş ya da bir hedefe ulaşma uğruna bunu umursamayan kimseler fırsatları kazanca dönüştürme tutkusuyla fazileti, nezaheti hatta izzeti menfaate satıyor; normal şartlar altında kendi eline su dökemeyecek insanların arkasında bende olup koşuyor.

Maalesef, menfaatin ve ikbal hırsının öne çıktığı yerde birçok haslet, birçok değer arkalarda kalıyor; yani, güvenilen dağlara karlar yağıyor!

Bu, siyasî hayatta da içtimaî hayatta da zaman zaman vuku bulan bir durum.

Bir kimseyi, bir zümreyi, bazen de bir kitleyi ümit verip peşi sıra koşturan kişi ya da kişiler, insanları arkasına takıyor. Makul ve meşrû ölçülerde olmak kaydıyla, menfaatini gözetmeyen insan olmaz, ama buna gösterilen hırs ve menfaatperestlik duygusu, insanları bir yerinden ya da bir zaaf noktasından bağlıyor.

Buyurun, konumuzu resmeden bir örnek:

Şanlıurfa eski Yeni Asya temsilcisi merhum Tahir Küçükoğlu Ağabey’den bir inci:

“Önde hımar, ardında da ona bağlı bir deve yollarına giderken, biri çıkıp gelmiş ve deveye demiş ki: ‘Ey deve! Sen boylu postlu, şanlı şöhretli, güçlü kuvvetli ve asaletli bir hayvansın. Kalkmış, sicim ipi ile bağlanıp, bir hımarın peşi sıra gidersin. Bu ne garaip bir hâl?’ demiş.

“Deve, boynunu bükerek cevap vermiş; ‘Hımarın (eşeğin) üstündeki saman çuvalını görmüyor musun?..”

Meğer deve, ara sıra boynunu uzatır, çuvaldaki samandan otlanırmış!

Menfaat hırsı nasıl bir duygu, nasıl bir davranış biçimi ki, atalarımıza, “Deveyi yardan atlatan bir tutam ot” dedirtmiş.

İster hımarın arkasında, ister önünde olsun; eğer işin içinde otlanacak ot varsa, işin “neresi” pek fark etmiyor; menfaate zebun olan, yularından çekilmeye mahkûmdur.

 Öyle olunca makam mevki, şöhret ikbal veyahut avantajlar öndekinin olurken; çerçöp ile otlanmak da, arkadaki çekilene kalıyor.

Cenap Şahabettin’in deyimiyle, “Menfaat, sandalyeye benzer; ayağının altına alırsan seni yüceltir, başının üzerine koyarsan seni alçaltır.”

Kur’ân-ı Kerîmde; “Allah’ın ipine hepiniz sımsıkı yapışın” buyruluyor.

Şu hâlde bağlanılacak ip, menfaatin ipi değil; Allah’ın kitabî ipidir.

Ona yapışan, O’nun ipiyle bağlanan inşallah kurtulur.

Dipnotlar:

1- Said Nursî, Sözler, 122. 2 -Âl-i İmrân Suresi, 103.

 

Okunma Sayısı: 1782
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı