"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Oyunlar, bizi oyuna getirmesin!

Ali Rıza AYDIN
13 Ağustos 2015, Perşembe
Nasıl ki insanın yediği içtiği şeyler kimyasına işliyor ve biyolojik yapısında etkili oluyor; aynen onun gibi, örnek aldığı belgeler, bilgiler, kişiler ya da maruz kaldığı davranış biçimleri de şahsiyetin inşasında, mizacın şekillenmesinde etkili oluyor; bir cihette, bunlarla yoğruluyor.

İnsan fıtratına merhamet ve saldırganlık duygusu eşit şekilde verilmiş. Hangi taraf ağır basar, hangi yöne meyledilirse, şahsiyet, o istikamette gelişiyor. Yani, su, nereye çevrilirse oraya akması gibi…

İnsanın genlerinde bulunan merhamet duygusu işletilmez, harekete geçirilmezse saldırganlık, acımasızlık, merhametsizlik gibi hoş olmayan duygu ve davranış biçimleri öne çıkıyor.

Allah korkusu, merhamet duygusu, şefkat hissi ruh dünyasında var olan değerlerdir, insanın. Ne var ki, bunların meleke hâline gelmeleri görmekle, duymakla, yaşamakla mümkün oluyor. İnancı, itikadı, ahlâkı; mevcudata bakışı aldığı terbiyeye, verilen eğitime göre şekilleniyor. Yolun başındayken, çocukluk yaşındayken bizden başka birçok şey bize dâhil oluyor.

Demek ki, temel, sağlam atılmak gerek.

Meselâ: Yaz tatilini veyahut boş zamanını Kur’ân-ı Kerîm talimiyle, Nur-u Kur’ân okumalarıyla, imanî meselelerle değerlendiren bir çocukta evvelâ, itikadî yapı kavileşir; ardından, gönlüne ulvî hazlar yerleşir ve şahsiyeti İslâm ahlâkı çerçevesinde gelişir. Ve böylece çocuk sever, acır, merhamet eder ve paylaşır.

Dünyayı sanal âlem denen dar ve puslu pencereden seyreden çocuklar için ise durum, son derece vahimdir.

Televizyonda, internette izlediği; Play Station’la oynadığı rakibini öldürerek puan kazanılan ve buna göre başarılı olunan oyunlar çocukları saldırganlaştırdığı,  merhamet duygularını yok ettiği gibi; güzel duygularının tam da filizleneceği, gelişeceği bir çağda tahribata uğruyor, telâfisi zor arızalar açıyor. 

Sanal oyunlar böyle olduğu gibi, günümüzün oyuncakları da böyle: Top, tüfek, tabanca; yakan, yıkan, yok eden ışınlama silâhları… Bu oyunların veya oyuncakların kahramanları ise ölmeyen, öldürülemeyen (!) isimler, tiplemeler.

Ebeveyn, çocuklarının bunlarla oynadığını, oyalandığını düşünüyor; onlara ne getirdiğini, onlardan neleri götürdüğünü hiç hesaba katmıyor. Hesap kitap, çocukları avutarak külfetinden kurtulmak. 

Çocuklar oyunda; büyükler, oynaşta!

Bakınız; hep beraber oyunların, oyununa geliyoruz.

Hâlbuki “Ağaç yaşken doğrulur.”

Çocukların dimağı, -doğru yanlış- bilgilerin zer’ edileceği mümbit bir zemin. 

Onların maddî sağlıklarını koruma adına ne yedirip ne içirdiğimize dikkat edip özen gösterdiğimiz gibi; beyinlerine, ruh dünyalarına ne verip ne veremediğimize de dikkat etmeliyiz.

Çünkü çocuk, bahçemizde gülümüz; dallarında şakıyan, gül yüzlü bülbülümüz. 

Onları fark etmek, feveranlarına kulak vermek gerekir.

Okunma Sayısı: 1407
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı