"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ankara, ABD’nin “Suriye plânı”na gelmemeli (2)

Cevher İLHAN
09 Ocak 2019, Çarşamba
Ankara’da “Suriye’den çekilme takvimi”ni görüşen Amerikan heyetinin Fırat’ın doğusuna dair “çekinceleri”, Suriye üzerinden oynanan oyunun iç yüzünü deşifre ediyor.

Mahalli seçimlere üç aydan az bir zaman kala, iç ve dış mahfillerce “çekilme”nin “Erdoğan’ın iknasıyla olduğu” havasının pompalanmasıyla, bizzat Trump’un Cumhurbaşkanı’na övgülerle, FBI elemanının da içinde bulunduğu Amerikan heyetinin “15 Temmuz dâvâları”nı tâkip ederek Ankara’dakilerin ağzına bir parmak bal çalan Amerikan yönetiminin son safhada ileri sürdüğü “şartlar”, sözkonusu “taktik manevra”nın arka plânını ele veriyor.

Türkiye ziyareti öncesi Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’un, ABD’nin Suriye’den çekilmesini Türkiye’nin PYD/YPG’nin temsil ettiğini ileri sürdüğü “Kürtleri korunmasına ilişkin anlaşmayı kabul etmesi” ön şartını koşması bir dizi kumpası sözkonusu ediyor.

SURİYE’NİN KUZEYİNİN KOPARILMASI

Nitekim daha şimdiden Kuzey Irak’a çekilen Amerikan askerlerinin çekilmesiyle meydana gelecek boşluğun “paralı askerler”le küresel güçler adına savaşan “güvenlik şirketleri”nce doldurulacağı ve “YPG’ye desteğini sürdüreceği”ni duyuran konuşlu Fransız güçlerinin Amerikan üslerinde mevzileneceği haberleri bunun ilk göstergeleri.

Keza Amerikan askerlerinin, YPG militanlarını şehirden çıkarmak ve silâhlarını almak yerine “bariyer” oluşturup Türkiye’nin askerî birliklerinin geçişini engellemesi, Fransız askerlerinin devriye gezip örgüte kalkan olması “çekilme”nin maksadını açığa çıkarıyor.

Yine Amerikalı Danışmanın, “Suriye’den çekilmesi konusunda koordinasyon görüşmeleri yapmak üzere gittiği İsrail’de “ABD’nin Suriye rejiminin kimyasal silâh kullanımına karşı tutumu değişmedi” cümlesi, “Irak’ta kitle imha silâhı olduğu” işgal bahanesinin bu kez Suriye için uydurulduğunu gösteriyor.

Ancak en vahimi, 1991’de “Çekiç Güç’le 36. paralelin üstünde Kuzey Irak’ın Irak’tan koparılmasında olduğu gibi, Amerikalılarca zaman zaman gündeme getirilen ve en son ABD’nin Suriye Özel temsilcisi Jeffery’in ortaya attığı “Fırat’ın doğusundaki 550 kilometrelik sınırda 15-20 kilometrelik derinlikte ‘uçuşa yasak tampon bölge’nin oluşturulması.”

ABD’nin iki yıldır Kuzey Irak’ta eğittiği sekiz bin “Suriye peşmergesi”nin ve bazı Arap aşiretlerinin bu bölgeye yerleştirilmesiyle PYD / YPG’nin domine ettiği Suriye Demokratik Güçleri (SGD) perdesinde Fırat’ın doğusunun “bloke” edilmesi. Ve “otonomi” perdesinde Fırat’ın batısındaki kantonların birleştirilmesiyle “Kuzey Suriye Federasyonu” adı altında Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin yanıbaşında “Rojova / koridor devlet”e alan hazırlanması.

ANKARA, ÇELİŞKİDEN KURTULMALI

Bu arada aylarca sürüp savsaklanan “çekilme takvimi” görüşmeleriyle Türkiye’nin oyalanması karamboluyla Suriye’de ateşkesi sağlayan, ülkenin toprak bütünlüğü, siyasî birliği, barış ve istikrarını hedefleyen “Astana süreci”nin sabote edilmesi.

Peşinden “çekilme netice vermedi” ya da “Suriye’ye barış gelmedi” safsatalarıyla Amerikan askerlerinin yeniden Suriye’ye girip müdahaleye “gerekçeler” üretilmesi.

PYD/YPG türü işbirlikçi örgütlere verilen on binlerce TIR, tonlarca silâh ve mühimmatın Türkiye, Irak ve diğer komşu ülkelerdeki ifsad şebekeleri güdümündeki taşeron örgütlerin eline geçip, fitne ateşi alevlendirilerek bütün bölgenin karıştırılarak kargaşaya sürüklenmesi. Bölge halklarının birbirine kırdırılması…

Vakıa şu ki bir yandan küresel işgal ortaklarının ve ABD’nin bölge üzerindeki hegemonya ve çıkar hesâplarıyla sahneledikleri senaryolarında yer alan Ankara, diğer yandan Amerikalıların saptırmalarını “akıl dışı” tepkisi çelişkisinde.

Ankara’dakiler, artık bu çelişkiden kurtulmalı. Yedi yıldır Türkiye’ye ve Suriye’ye kaybettiren ufuksuz ve akıbetsiz “Suriye politikası”nı bir tarafa bırakmalı. Ve Bediüzzaman’ın “ferec ‘(kurtuluş) ve ferah ve sürur ve fütuhatın (zaferin) münafıkları ehl-i imana musallat eden ve zındıkları yetiştiren mütemerrid (yıkıcı kötü projelerini inadla dayatan) ecnebilerin -zâlimlerin- kılıcıyla gelmeyeceği” ikazına kulak verilmeli. (Lem’alar, On Altıncı Lem’a, s. 155)

Okunma Sayısı: 1426
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı