Daha Plân ve Bütçe Komisyonu’ndaki tartışmalarda, milletvekillerinin ısrarlı sorularına rağmen, iktidar sözcüleri ve Kültür Bakanlığı yetkililerinin, özellikle Nur Risalelerinin basımının “devlet tekeli”ne alınmasına hiçbir mâkul açıklama getirememeleri, haksızlığı ve hukuksuzluğu açıkça ortaya koymuştu.Rahmi Aşkın Türeli’nin Plân ve Bütçe Komisyonu’ndaki ifâdesiyle, eserleri “kamulaştırma”, ilgili “kanun mantığı”na aykırıydı.Bülent Kuşoğlu’nun, hükûmet adına komisyona katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslâmoğlu’na, “Şimdi bu Risale-i Nur’lar piyasada var mı, bulunuyor mu? Bulunuyor. Bulunmamasıyla ilgili, bundan sonra tükeneceğiyle ilgili bir tehlike var mı? Yok. Öyle bir sıkıntı söz konusu değil. (…) Ortada teknik yönden herhangi bir sorun yokken neden getirilir bu? (…) Ne yapıyoruz, niçin bunu getiririz, ne amaçlarız bütün bunlarla?” sorularına doğru dürüst cevap verilememesi, bu gerçeği yüzüne çıkarmıştı.Özetle, Kuşoğlu’nun komisyonda, “Bu kültürle ilgili bir konu değil, telif eserlerle, korumayla falan ilgisi yok, tamamen siyasî bir konu, siz de biliyorsunuz, biz de biliyoruz, tümüyle siyasileştirilmiş” tesbiti, meseleyi açığa çıkarmıştı.

“ZORLAMA İŞLEMİ YAPMAK ZORUNDA KALDIK”!

Kültür Bakanlığı Müsteşar Yardımcısının, “Birkaç yıl önce yurtdışında İstiklâl Marşı’nda da benzer bir sorunları yaşadık” deyip, “Kanundaki bu şartlar dolayısıyla biraz zorlama olarak biz işlemi yapmak zorunda kaldık” açıklaması ve Bakan’ın “Şu haliyle bunu çözüyor. Dört veya beş sene önce Yahya Kemal için söz konusu olmuştu” cevabıyla iktifa etmesi, bu gerçeği göstermişti.Vahap Seçer’in, komisyonda Bakanlık görevlisi Müsteşar Yardımcısına, “Risale-i Nur meselesinde önce sorun yoktu; eski 47. madde hükümleri çerçevesinde bunlar basılabiliyordu değil mi? Bu Nur Risaleleriyle başlayan bir problem mi? Değil mi? Hayır, cevap verin, evet mi?” sorularının doğru dürüst cevap verilememesi, “kamuya mal edilme”nin perde arkasını deşifre etmişti.
Ve “kamuya mal etme” adıyla devlet tekeli için dayatılan haksızlık ve hukuksuzluklar hakkındaki hukukî gerekçelerin, Bakanlığın tepeden inme dayattığı “bandrol yasağı” için de geçerli olduğu görülüyor…
Peki, Bakanlığın ve hükümetin bu haksız ve hukuksuz “zorlama işlemi” yapmaya ne zoru var?