"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Başkanlık” çarpıtması

Cevher İLHAN
30 Ocak 2017, Pazartesi
“Güçlendiriliş cumhurbaşkanlığı sistemi” paravanında, “hukuku fili durum”a uydurmak”la Parlamento’dan geçirilen Anayasa değişiklikleriyle “partili/parti başkanı cumhur-başkanı”na bahşedilen olağanüstü geniş yetkilerle tam bir “otoriter sistem”i halka kabul için bir dizi taktik güdülüyor.

Öncelikle, 15 yıldır Meclis’te Anayasayı değiştirme çoğunluğuna sahip değilmiş gibi bütün problemlerin “başkanlık”la çözüleceği cerbezesine başvuruluyor.

Cumhurbaşkanı’nın, demokratik sistemlerin olmazsa olmazı olan “kuvvetler ayrılığı”nı berhava eden, “devlet başkanı” sıfatı ile üst düzey bürokrasiyi ve yüksek yargı üyelerinin yarısını, Anayasa Mahkemesi üyelerinin dörtte üçünü ataması, yargıyı, bürokrasiyi ve topyekûn devletin ve sistemin “siyasallaştırılması”, “demokratikleşme” olarak çarpıtılıyor.

Meclis’te, hukuk çevrelerinde, üniversitelerde ve kamuoyunda yeterince tartışılmadan Genel Kuruldan geçirilen “cumhur-başkanlığı sistemi” bir matahmış gibi parlatılıyor.

“SORUNLAR BAŞKANLIKLA HALLEDİLECEK” PROPAGANDASI

O denli ki, en son Cumhurbaşkanı’nın Şehircilik Kongresi’nde, “İstanbul Boğazı’nı felç ettiler. O güzelim boğazda 5, 6, 7 kat binalar. Bunlar öngörünümde. Kararlı bir duruş sergilenmediği için bunlar oluyor. Bununla ilgili çok ciddi bir Boğaz Yasası’nın yeniden ele alınması, çıkartılması lazım. (...) Bu çirkin yapılaşmanın yıkılıp onların yerine inşaat yapılsın ama bunun bir anayasası olsun. Bunu kurduğunuz zaman mesele tamamlanır. Bu adımı atmamız lazım” çıkışlı “gökdelen eleştirisi”nde olduğu gibi “Boğaz’ın ıslâhı” dahi buna bağlanıyor.

Sanki, 8 sene belediye başkanlığı, 13 sene başbakanlık, 2 sene de Cumhurbaşkanlığı yapan kendisi değilmiş, “Boğaz’daki çirkin yapılaşma” başka bir iktidar döneminde kotarılmış havası veriliyor.

Daha önce 2010 referandumundaki “Anayasa değişecek, Türkiye demokratikleşecek”, “Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısı değiştirilecek, yargı tarafsız ve bağımsız olacak” propagandasında olduğu gibi, “başkanlık gelecek, dertler bitecek” propagandası yapılıyor.

En son hükümet sözcüsünün, “Referandumda evet çıkarsa terör örgütleri sesi soluğu çıkmayacak noktaya gelirler” söyleminde olduğu gibi, son bir buçuk yılda ve özellikle AKP’nin tek başına iktidar azınlığına düştüğü 7 Haziran (2015) seçimlerinden sonra büyük şehirlerde artan terör olayları, “parlamenter sistem”e fatura edilip, “terörün başkanlıkla yok edileceği” medyatik manipülasyonu enjekte ediliyor.

Kısacası, garip bir şekilde, on beş yıldır tek başına iktidarda olan AKP’nin yapamadıklarının “başkanlık”la yapılacağı; Türkiye’nin bütün sorunların bu kez “başkanlık”la halledileceği havası pompalanıyor…

“SİSTEMİN ISLÂHI” PARAVANINDA…

Sormak lazım; siyasi iktidarın iddiasıyla, her fırsatta “Türkiye, son on beş yılda çağ atladı” söylemiyle “başarılı bir yönetildi”yse, bu “parlamenter sistem”de yapılmadı mı?

Tek başına cumhurbaşkanının devlette hükümfermâ olmasıyla, millet irâdesini temsil eden Meclis’i ve yargıyı tamamen kontrolüne almasıyla, mâlî–iktisadî kurumların bağımsızlığını yok edilmesiyle, idârî kontrol mekânizmasını altüst edilerek parlamenter sistemin vesâyet altına alınmasıyla ülkenin hangi sorunu çözülecek?

Darbecilerin kendileri için ihdas edip dayattıkları “darbe anayasası”nı demokrasi ve hukuk dışı ayrıklardan temizlemek, darbe döneminden kalmak başta YÖK ve siyasi partiler ve seçim kanunları olmak üzere sistemi felç eden antidemokratik mevzuatı ayıklamak yerine, darbe anayasasını âdeta tahkim eden garabetlere başvuruluyor. Ve buna da “sistemin ıslâhı” paravanında bir dizi hile ve yanıltmaya başvuruluyor…

Gerçekten, 12 Eylül darbesi lideri Evren için çıkarılan “darbe anayasası”yla “devlet başkanı” sıfatıyla yürütmenin yanısıra yargıyı uhdesinde tutan, en son OHAL KHK’sıyla üniversite rektörlerini bile tek imzayla atayan, Cumhurbaşkanı’nın ve AKP siyasi iktidarının yapmak isteyip de yapamadığı ne var ki karmaşık sisteme “başkanlık” garabeti yamalanıyor?

Sahi, 1876’dan bu yana 141 yıllık “parlamenter sistem”in devre dışı bırakılmasıyla Türkiye’nin hangi meselesi halledilecek?

Okunma Sayısı: 3911
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • khk magduru

    30.1.2017 12:30:56

    Milletimizin aklı öyle dumura ugramiski bir divane beyaz deveye bu siyah devredir dese o dedi diye siyah diyecekler. Boyle bir durumda bence şunu diyebiliriz: Biz bilmeyiz Allah Celle Celeluhu bilir!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı