Afrin operasyonuyla ilgili tırmanan tartışmalar arenasında, İncirlik Üssü üzerinden Suriye’deki ABD’nin örgütlere silâh sevkıyatı, İncirlik Üssü’nün kullanımını bir defa daha gündeme getirdi.
Zira bizzat Trump’un sözüne rağmen Pentagon’un uçaksavardan füzeye ağır silâh - mühimmat sevkıyatının önemli kısmı İncirlik üzerinden yapıldı, PYD/YPG’ye ağır silâhlarla “ordu” kurdurdu ve bölgede kurduğu imâlathânelerde de silâh üreterek hâlen örgütün lojistiğini sağlamaya devam ediyor.
Gariptir ki, Cumhurbaşkanı’ndan Başbakan’a her fırsatta kamuoyuna karşı ABD’nin bu örgüte silâhlandırması”na rest çekilirken, İncirlik Üssü’nden silâh sevkıyatı teğet geçiliyor.
Yine “İktidara iliştirilmiş medya”da da bu konuda tek kelime edilmiyor. “Ey İsrail!” çıkışları manşetlere, ekranlara taşınıp iç politikada siyasî rant malzemesi olarak istismar edilirken, son on beş yılda tarımdan tohumculuğa, turizmden telekomünikasyona kat kat arttırılan ekonomik, savunma sanayii anlaşmalarıyla ilerletilen işbirliğinin gündeme getirilmesinden kaçınıldığı gibi.
“SİLÂH SEVKİYATI ANKARA’NIN ONAYIYLA”
İşin gerçeğine bakılırsa, ABD’nin Irak’ı işgalinde ve Afganistan operasyonunda lojistik amaçlı olarak kullanılan İncirlik Üssü’nün, Suriye’nin etnik - mezhebî iftiraklar üzerinden bölünüp parçalanması projesinde istimaline AKP iktidarında Ankara’dan ciddî bir tepki verilmedi, verilmiyor.
Daha Eylül 2017’de, İncirlik Üssü’nün operasyonel işleyişli yatırımları için Amerikan Hava Kuvvetleri’nin 2018 yılı bütçesinden 30 milyon dolarlık fon talebi ve Malatya-Kürecik Radar Üssü’nün plâna dahil edilmesiyle İncirlik’i Türkiye’ye karşı kullanmasına iktidara yakın bazı kalemşorların “Üssün YPG’’ye silâh desteği nedeniyle kapatılması” çağrıları hep havada kaldı.
Düşülen vartada bu gerçek, ABD’nin başta İncilik olmak üzere Türkiye’deki üslerinden her türlü silâh, mühimmat ve savaş malzemesi desteğini sürdürdüğü, Suriye’yi kuzeyden bölme peşindeki PKK’nın Suriye uzantısı PYD’nin askerî kolu YPG ve bölgedeki diğer terör örgütlerine sürdürüp koruduğu ve İncirlik’i “terörün hâmisi” durumuna düşürdüğü Amerikalıların açık ikrarlarıyla ortada.
Aslında PYD’ye otuz bin kişilik “sınır koruma gücü” kurduğunu ilân eden ABD’nin örgüte büyük lojistik desteği İncirlik’ten sağladığı Amerikan Dışişleri Sözcüsü John Kirby’in, “Başta İncirlik olmak üzere Türkiye’deki üslerimiz sayesinde YPG’ye en hızlı hava desteği veriyoruz” ifâdesiyle açıklanmıştı. (Millî Gazete, 17.1.18)
Ve küresel emperyal güçlerin “hedef ülkelere” yönelik darbelerin, çatışmaların, iç savaş ve kalkışma fitnelerinin, kargaşa ve kaosun plânlandığı mihrak olan ve kısa adı CFR olan Amerikan Dış İlişkiler Konseyi’nde “Türk-Amerikan ilişkileri paneli”nde konuşan Amerika’nın Ankara eski Büyükelçisi James Jeffrey’in “Ankara’dan her gün ABD’ye tepki gösteriliyor ama ABD’nin PKK bağlantılı YPG’yi destekleyen uçakların büyük oranda Türkiye’deki üslerden -İncirlik’ten- kalkmasına Erdoğan izin veriyor” sözleri bu vakıanın teyidi. (Amerika’nın Sesi, 17.1.18)
YANLIŞ “SURİYE POLİTİKASI”YLA AZDIRILDI...
Özetle, ABD’nin PKK – PYD/ YPG’nin İncirlik Üssü’nden silahlandırarak koruyup kolladığı yine Amerikalıların ikrarlarıyla itiraf ediliyor. Bu bakımdan Jeffery’in “iki ülkenin tartışmalı konuları bırakıp, Suriye ve Irak gibi ortak jeostratejik çıkar alanlarına odaklanması” önerisi çarpıcı.
CFR’de AKP iktidarını överek ABD-Türkiye savunma ilişkileriyle, F-35’lerin Türkiye’ye satışı ve Amerikan şirketleriyle ortaklıkların ekonomik ilişkilere önemli katkılarını nazara veren ABD-Türkiye İş Konseyi Direktörü Jennifer Miel’in, “İki ülke ilişkileriyle zaten var olan ticaret ve yatırım mekânizmalarını daha da geliştirme” önerisi dikkat çekici. (CNN International, 24.1.18)
Aslında görüşme sonrasında, Beştepe’den “İki lider ABD ile Türkiye arasında ‘stratejik ortaklık” vurgusu ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsünün, “Türkiye-ABD ilişkisi PKK-PYD gibi grupların zarar veremeyeceği kadar önemli. Birlikte çalışırsak bölgede daha büyük stratejik çıkarlarımız olur” teklifinin yinelemesi, ABD ile işbirliğinin tam gaz sürdüğünün izhârı. (gazeteler, 24.1.18)
Kısacası, bizzat Cumhurbaşkanı’nın yakınmasıyla, ABD’nin İncirlik Üssü üzerinden PYD/YPG’ye beş bin TIR ve iki bin uçak dolusu silâh - mühimmat desteğine Ankara’nın baştan beri çarpıcı bir biçimde kabul edip seyirci kalmasının ceremesini Türkiye çekiyor.
Siyasi iktidarın öngörüsüz Suriye politikalarıyla şımartılıp azdırılarak bütün bölgenin başına belâ kesilmesine ve ülkenin bölünüp parçalanmasına zemin hazırlandı, hazırlanıyor. Oysa Türkiye, daha önce asil dirençle ABD’ye İncirlik Üssü’nü kullandırtmamış ve hatta başta İncirlik olmak üzere bütün Amerikan üslerini kapatma kararlılığını ortaya koymuş…