"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ege’de on sekiz adanın işgali ne oldu?

Cevher İLHAN
12 Şubat 2019, Salı
Siyasette tam bir karartma ve yanıltma döneminde geçiliyor.

Bu karambollardan biri de geçen hafta Yunanistan Başbakanı Çipras’ın Türkiye’ye gelmesi üzerinden yapıldı. “İktidara ilişik medya”da alây-ı vâlâ övülüp “çok iyi geçtiği” propaganda edilen ziyaret, dış politikada “büyük başarı” ve hatta “zafer” olarak lanse edilirken, Yunanistan ile devam eden problemler âdeta kamuoyundan yine gizlendi.

Lozan Antlaşması’ndaki “Ege Denizi’nde Yunanistan’a verilen adaların silâhlandırılmayacağı ve Türkiye ile Yunanistan arasında âdiyeti belirlenmemiş adaların daha sonra ilgili ülkeler arasında tartışılıp belirleneceği” hükümlerine rağmen, Atina’nın Ankara ile müzâkere etmeden tek taraflı olarak fiilî durum meydana getirerek on sekiz ada ile bir kayacığı işgali, silâhlandırması emrivakisi sürüyor. Keza Yunanistan’ın karasularını 6 milden 12 mile çıkarma oldubittisi devam ediyor. (AA, 9.11.18)

Görünen o ki Cumhurbaşkanı’nın “Türkiye’yi âdeta denize ayak basamayacak hale getiren çabalara asla izin vermeyeceğiz, Doğu Akdeniz’deki kaynaklardan ülkemiz ve KKTC dışlamasını kesinlikle kabul etmeyeceğiz!” tepkisiyle Milli Savunma Bakanı’nın “Denizlerimizde hukukî ve tarihî haklarımızın ihlâline asla müsaade etmeyeceğiz!” uyarısı kâle alınmamış. (AA, 12.11.18)

TAM BİR MİZANSEN SERGİLENDİ

Vakıa şu ki, merhum Menderes’le Dışişleri Bakanı Zorlu’nun büyük emeklerle sağladığı Londra ve Zürih anlaşmalarına göre Kıbrıs ve Akdeniz’deki enerji kaynaklarının petrol ve doğalgaz aramalarının Ada’daki iki toplumun yanısıra “garantör ülke” olarak Türkiye’nin de olurunun alınması şartına rağmen, Kıbrıs Rum Kesimi ile Yunanistan, Türkiye’yi dışlayıp Akdeniz’den Avrupa’ya doğalgaz boru hattı stratejik-jeopolitik işbirliğine gidiyor.

Başta İsrail, Katar, Mısır ve ABD ile Türkiye dışındaki ülkelerle birlikte Amerikan firmalarına  Doğu Akdeniz’de diğer ülkelerle birlikte pervâsızca bir ‘enerji haritası’ oluşturulmuş. Akdeniz ve Ege’de Türkiye’nin “enerji köprüsü” rolü engellenip enerji denkleminde devre dışı bırakılıyor.

Esasen Çipras, Türkiye’ye gelmeden önce açık açık Doğu Akdeniz’de diğer ülkelerle birlikte bir enerji haritası oluşturmak için şartları oluşturduğunu ve karasularını kademeli olarak 6 milden 12 mile çıkarma planı için ise “haklarını” kullanacaklarını söylemişti. (Alfa tv, AA, 8.2.19)

Gerçek şu ki AKP iktidarında, “Ege sorunlarına, milli çıkarlardan ödün verilmeyeceği ileri sürüldü. Daha 2103 Mayıs’ında dönemin Başbakanı “Yunanistan’ın Ege Denizi’nde karasularını 12 mile çıkardığı iddiaları doğru değildir” dedi. Lâkin Ege Denizi’nde 18 adayı işgal edip asker yığan, İsrail’in verdiği silâhları yerleştiren, bayrak diken Yunanlı komutanlarla politikacıların bu adalarda dış basına da yansıyan çarpıtmalarına karşı Ankara hep tepkisiz kaldı. 

Yunanistan’ın bütün dünyaya Ege’deki ada ve adacıkların kendine ait olduğu havasını pompalamasına ciddî tedbirler yerine Ankara’dan iç kamuoyuna yönelik hamaset dolu beylik lâflarla ötelendi. Yunanistan’ın emri vakileri, Ankara’dan akıbetsiz birkaç demeçle geçiştirildi.

Ve Cumhurbaşkanı ile Yunanistan Başkanı’nın ortak basın toplantısında, iş olsun diye bir Yunanlı gazeteci ile Türkiye’de bir yandaş televizyonunun muhabirine verilen ve önceden hazırlanıp tembihlendiği her haliyle sırıtan iki çanak soru ile sınırlandırıldı. Başta Yunanistan’ın işgal ettiği adalar olmak üzere Ege’den Doğu Akdeniz’e Türkiye’nin egemenlik haklarına dair hususlar ne Çipras’a ve ne de Erdoğan’a soruldu…

YİNE KAMUOYU OYALANDI

Özetle ne İsrail’in verdiği silâhların konuşlandırıldığı Yunanistan’ın işgalindeki 18 ada ile bir kayanın durumu, ne Türkiye’yi âdeta Ege Denizi üzerine çıkamaz hale getiren Ege Denizi’ndeki 12 mil deniz  ve hava sahası ihlâli fiilî durumu, ne Kıbrıs Rum Kesimi’nin Akdeniz’deki hukuksuz sondaj ve hak gasplarından söz edilmedi. 

Yine ne Batı Trakya’daki Müslüman Türk toplumunun müftülerini seçimi hakkı, ne hâlen kapalı olan ve Yunanistan’ın açılmasına izin vermediği Müslüman Türk okullarının durumu hakkında tek kelime bahsedilmedi. Kapalı kapılar arkasında bu konuların müzâkere edilip edilmediğine, hangi hususta ne tür bir anlaşmaya ve çözüme varıldığına dair de en ufak bir açıklama yapılmadı.

Yani, AKP iktidarında yıllardır göz göre göre Ege’deki on sekiz adanın işgaline karşı suskun kalan Ankara’nın iç kamuoyuna yönelik hamasi günübirlik konjonktürel neticesiz dış politikasıyle şımaran Rum Kesimi’yle Yunanistan’ı emrivakilere ve hak ihlâllerine cüretlendirdi.

 Ankara, içte oluğu gibi, dışta da artık kamuoyunu yanıltan çarpıtmalara ve yanıltmalara son vermeli; küresel güçlerin projelerine zemin hazırlayan oldubittilere fırsat vermemeli. Hak ihlâllerine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde güçlü ve etkin diplomasi ile haklı Türkiye’nin Ege ve Doğu Akdeniz’deki haklarını korumalı; tezlerini savunmalı.

Zira yanıltma ve çarpıtmalarla kısa vadede kamuoyunu oyalayıp toplumun gazı alınır, ama ülke telâfisi imkânsız hak kaybına uğrar…

Yazık değil mi?

Okunma Sayısı: 3469
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • HÜSEYİN İLHAN

    12.2.2019 10:21:49

    Muhterem ağabeyimkaleminize kuvvet,dimağınıza bereket versin rabbim. AKP dış politikada öyle yanlışlar yaptı ki bunlar yanlışın ötesi İHANETE geçen fiillerdir. SURİYE-ORTADOĞU'da takip edilen dış polkitika ülkenin geleceğine ciddi darbe ve kayıplar verecek yanlışlarla doludur. Sizinde dile getirdiğiniz EGE KITA SAHANLIĞI,18 ADA nın işgali ve SİLAHTAN ARINDIRILMIŞ olması gereken adaların İSRAİL silahlarıyla silahlandırılması,BATI TRAKYA MÜSLÜMAN TÜRK CEMAATİNİN özgürce dini temsilcilerinin,ana dili olan türkçe ile evlatlarına eğitim veren kurumların engellenmiş olması 17 yıldır ülkeyi idare edenlerin hamaset sözleri ile milletten gizleniyor. Ancak buna kanbur ve ahmakların hala kanması içimizi acıtıyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı