"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“İdlib mutabakatı” ve Suriye ile ilişkiler

Cevher İLHAN
20 Eylül 2018, Perşembe
“Astana - Soçi süreci” çerçevesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Putin arasında varılan Soçi “mutabakatı” ile yerli halkın ve sivil muhalefetin yerinde kalıp terörist grupların ülkeden tahliyesinin, bölgenin tank ve roketatar gibi ağır silâhlardan temizlenmesinin esas alınması, Suriye’de barış ve çözümün yolunu açması açısından bütün dünyada olumlu karşılandı.

Bu noktada Şam yönetiminin İdlib hariç ülkede kontrolü sağladığı vetirede, Türkiye’nin BM’de ve uluslararası zeminlerde hâlâ Suriye’nin meşru hükûmeti kabul edilen Suriye yönetimi ile doğrudan işbirliğine girmesi artık kaçınılmaz hale geliyor.

“ADANA MUTABAKATI” GEREĞİ…

Zira ateşkesin kalıcı hale gelip iç savaşın bütünüyle sona ermesi, “Astana -Soçi mutabakatları”nın esası olan Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin sağlanmasıyla barış ve istikrarının temini, her defasında milyonlara varan sığınmacı dalgalarının kesilmesi ve üç buçuk milyon Suriyelinin artık ülkelerine dönmeleri gerekiyor.

Keza ABD’nin iki bin kargo uçağı ve beş bin TIR’dan sonra ilave 20 bin TIR ağır silâh ve mühimmatla silâhlandırıp “ordu” kurdurduğu 80 bin PYD/YPG militanının Fırat’ın doğusunda “koridor devlet” emrivakisinin önlenmesi yine garantör komşu ülkelerle birlikte Şam’la yakın işbirliğine bağlı.

Aslında Türkiye ile Suriye arasında dönemin Cumhurbaşkanı merhum Demirel’le Suriye Devlet Başkanı Hâfız Esad arasında 20 Ekim 1998’de imzalanan “Adana mutabakatı”yla iki ülkenin topraklarında birbirlerine yönelik terör örgütlerine müsaade etmemeleri, hangi örgütlerin “terör örgütü” olduğunu birlikte belirlemeleri karşılıklı taahhüd edilmiş.

Suriye’nin PKK’yı terör örgütü kabul ettiği bu anlaşmaya dayanarak Öcalan’ın ve PKK unsurlarının ülkeden çıkarılması, topraklarındaki terör kamplarının kapatıp yasaklanması, Türkiye aleyhtarı faaliyetlere izin verilmemesi güvencesi verilmiş.

Ve bu mutabakata dayanılarak, Cumhurbaşkanı Demirel, Şam’da Baba Esad’ın eline Öcalan’ın kaldığı evin adresini vererek, Suriye yönetiminin bu kişi barındırmaya son vermesini istemiş, Türkiye ziyaretinde Demirel’le görüşen Mısır Cumhurbaşkanı Mübarek Şam’a uğrayıp “arabulucu” olarak Ankara’nın ciddi tepki mesajını iletip ikaz etmiş, Kara Kuvvetleri Komutanı Atilla Ateş sınır ili Hatay’a giderek uyarmış, başarılı diplomasi ve uluslararası alanda kararlı ve tutarlı politikalarla Şam yönetimine baskı yapılarak Öcalan’ın Suriye’den çıkması sağlanmıştı.

Sonrasında, ekonomi ve güvenlik işbirliğine gidilmesiyle oluşan yapıcı tutumla 2009’da iki ülke arasında vizelerin ve Suriye sınırındaki mayınların kaldırılmasına, hatta iki ülkenin ortak Bakanlar Kurulu toplantısı yapmasına varan işbirlikleri ve Erdoğan ile oğul Esad arasında karşılıklı özel âile ziyaretleriyle devam eden yakınlaşma hep bu “Adana mutabakatı” üzerine bina edildi.  

SIĞ POLİTİKALAR BIRAKILMALI

Tesbit şu ki, ABD ve küresel işgal ortakları, Irak gibi Suriye’yi de etnik ve mezhebî farklılıklar üzerinden bölüp parçalama projesi için bu ülkede kalmanın bahaneleri peşinde. Tefrika fitnesini alevlendirmek için terör örgütlerinin bu ülkeden tasfiyesini istemiyorlar.

Bu bakımdan Ankara, yine “Adana mutabakatı” perspektifiyle “Astana - Soçi mutabakatı” ekseninde Türkiye’nin ortak inanç, tarih ve kültür değerlerini paylaştığı Müslüman komşusu Suriye’nin barışı ve bütünlüğünü temine, etnik - mezhebî fesadın bölgeden tasfiyesine çalışmalı.

Ankara küresel güçlerin güdümündeki silâhlı grupların “mutabakat”ı provokasyonlarla sabote etmelerine ve Türkiye’yi Suriye ile karşı karşıya bıraktıracak tuzaklara karşı dikkatli olmalı. 

İdlib’e çöreklenen terör örgütlerinin halkın arasına karışıp “kalkan” yapmasına fırsat verilmemeli. Bölgenin sühûletle terör örgütlerinden temizlenmesi için Şam’la işbirliğine gidilmeli.

Okunma Sayısı: 1367
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı