"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Milleti ateşe atmak için bir plân olmaz mı?”

Cevher İLHAN
28 Mart 2019, Perşembe
Hiçbir seçimde olmadığı kadar siyaset iftiralarla dolu karalama kampanyasıyla muallel hale gelmiş; basit siyasi hesâplar uğruna “iktidar cephesi”nin harc-ı âlem haline getirip hoyratça harcadığı “beka sorunu” söylemiyle, başta ağır ekonomik krizi, işsizlik ve demokratikleşme olmak üzere Türkiye’nin iç ve dış gerçek sorunlarının tartışılması gündemden kaydırılıp ötelendi.

Özellikle “cumhur ittifakı” partileri AKP ve MHP’nin dışındaki partileri “terörist” ve hatta “teröre destek”le suçlayan bühtanları dehşet verici “kara propaganda” olarak Türkiye’nin yakın siyasî tarihine geçerken, son virajda bilhassa HDP üzerinden manipülasyonların ardı arkası gelmiyor. 

Bu yargısız infazla, 31 Mart yerel seçimleri için 92 milyon liralık Hazine yardımı verilen Meclis’in üçüncü partisi HDP’ye oy vermiş sadece yedi milyon vatandaşı değil, muhalefet partilerine oy veren 23-25 milyon seçmene yüksünmeden “zillet-illet ittifakı” denilerek, milletin yarıdan fazlası “terör örgütüne destek”le tahkir edilmesi haksızlığına ve insafsızlığına tevessül ediliyor.

Cumhurbaşkanı “Terör örgütlerinin siyasî uzantılarıyla masaya oturdular!” diye takbih ediyor; oysa AKP hükûmetinin Başbakan Yardımcısı ve parti temsilcileri 28 Şubat 2015’te “terör örgütü uzantıları” dedikleri bu partiyle “müzâkere masası”na oturup “pazarlıklar”da bulundular. AKP iktidarında İmralı’daki terörist başının mesajının “resmî ulaklar”la Kandil’deki ve Avrupa’daki terörist elebaşlarına ulaştırıldı, istihbarat görevlilileri, Avrupa’daki terör örgütü elebaşlarıyla görüştüler. Terörist başının mektubunun meydanda milyonlara okutuldu.

YANILTMALAR GIRLA GİDİYOR...

Yine bu dönemde, iktidar partisi mensuplarının ikrarıyla 80 bin uzun namlulu silâh ve 200 ton patlayıcı bölgedeki il ve ilçelerin altına yerleştirilerek şehirler âdeta bir “cephânelik” haline getirildi, hendeklerin kazılmasına seyirci kalındı; güvenlik güçlerinin terör örgütüne operasyon taleplerine bizzat Cumhurbaşkanı’nın yakınmasıyla valilere tâlimat verilerek tepeden izin verilmeyerek terörün azmasına, “hendek ve barikat olayları”yla şehirlerin yakılıp yıkılarak harap edilmesine, terör saldırılarında 300’den fazla sivilin katline, iki binden fazlasının yaralanmasına, 793 güvenlik görevlisi şehit edilip dört binin yaralanmasına, 300 binden fazla nüfusun evlerini terkederek göçe zorlanmasına, bölge halkının perişan edilmesine sebebiyet verdirildi.

Keza partisinin mitinglerinde Türkiye’nin coğrafi bölgelerini tek tek sayıp, “Türkiye’de ‘kürdistan’ diye bir bölge var mı?” diye soran Cumhurbaşkanı’nın bir zamanlar Başbakan olarak İmralı’daki terörist başına defalarca “Sayın Öcalan” dediği gibi, “Kürdistan” tâbirini kululanıp “eyâlet” önerisini dile getirdiği kayıtlarda. (Akşam, 19.11.13; CNN Türk, Kanal D, 30.3.13) 

Çarpıcı olan, Doğu ve Güneydoğu’da, Türkiye’nin birçok il ve ilçesinde bu partinin adayları yarışırken, bu partiye mensubiyeti ya da önceki seçimlerde oy verdiği iddiasıyla Ankara gibi hassas bölgelerde güya “Emniyetten habersiz” “Kürdistan” haritalı “halk ayaklanması” sahte bildiri ve broşürler dağıtılarak, afişler yapıştırılarak algı operasyonu çarpıtmaları gırla giderken, diğer yandan sözkonusu partinin bir Eşbaşkanının “garip sözleri”nin meydanlarda yanıltmalarda kullanılması.

Şu çarpıklığa bakın ki, özellikle HDP’nin üç büyükşehirde ve Türkiye’nin birçok yerinde aday çıkarmamasıyla muhalefete oy verme ihtimalinden hareketle, “dörtlü çete” dediği Meclis’tekimuhalefet partilerinin listelerinde bolca da HDP’lilere yer verdikleri, PKK ile ilişkisi olan yüzlerce ismin belediye meclisi üye listelerinde yer aldığını, seçim stratejilerini birlikte belirledikleri”ni ileri sürerken, İçişleri Bakanı, PKK ile hâlen iltisakı ve irtibatı bulunduğu iddia edilen belediye meclis üyesi adaylarının 31 Mart’ta seçilmeleri halinde açığa alınacağını söylüyor. Adalet Bakanı, özellikle bazı iller için “kazansalar da HDP belediyeyi yönetecek” iddiasında bulunuyor. (gazeteler, 25.3.14)

MİLLETİN İÇİNE MÜTHİŞ TEFRİKA FİTNESİ

Belli ki dünyanın hiçbir demokratik hukuk devletinde delil olarak kabul edilmeyen “istihbarat raporları” “siyasî iktidara ilişik medya”ya ve “iktidar cephesi” partilerine servis edilmiş. Bunu istimalle Cumhurbaşkanı, en üst seviyede “seçilse bile çalıştırmayız” anlamına gelen sözler sarfederken, İçişleri Bakanı, açık açık, “Seçilseler de görelim, onun gereğini yapacak benim!” diye tehditler savuruyor.

Sormak lâzım; savcılıkların “temiz kâğıdı” verdiği, YSK’nin “adaylığı”nda bir mahzur görmeyip onayladığı bir kişinin “seçilmesi halinde gereğinin yapılması”nın hukuk devletinde anlamı nedir?

Sahi, sözü edilen “terör örgütleri iltisak ve irtibatı olanlar” gerçekten “suçlu” iseler, neden haklarında derhal değil de, seçimden sonra “gereği yapılacak?” Neden “seçildikleri halde”; seçilmeseler, “suçlu oldukları halde” toplum içinde “suçlu suçlu” dolaşmaya devam mı edecekler?

Bediüzzaman’ın, 31 Mart Hâdisesi müdafaasındaki ifâdesiyle, “Fikir ve söz hürriyeti verilse, sonra da muaheze olunsa; acaba bîçâre milleti ateşe atmak için bir plân olmaz mı?” (Divân-ı Harb-i Örfî, 49)

Ve sırf siyasi rant hesâbına, Bediüzzaman’ın “particilik taraftarlığıyla, gayet dehşetli bir kin ve adâveti damarlara dokundurup kin ve garaza ve mukabele-i bilmisile mecbur eden ve hayat-ı içtimâiyeyi tamamen zîr ü zeber (ült-üst) eden bir zehir”le milletin içine müthiş tefrika fitnesinin sokuşturulmasıyla, kamplaştırma-kutuplaştırma ve düşmanlaştırmaya değer mi? (Emirdağ Lâhikası, 393)

Okunma Sayısı: 2642
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • HÜSEYİN İLHAN

    29.3.2019 00:00:08

    Muhterem yazarımızın söylediği hakikatleri dile getiren varmı .Yandaşlarına kamu banka kaynaklarını peşkeş çekip medyayı aldırtanların amacı bu seçimde ortaya çıktı.Milleti tıpkı SSCB deki gibi beyin yıkama ile aldatacaklarını sananalrın unuttukları şey YÜCE RABBİMİZİN HESABIDIR. İnsanımız biraz düşünerek oyunu kullanırsa şunu hatırlayarak tercihi yapar. 1-PKK BENİ ALDATTI, 2-OBAMA BENİ ALDATTI 3-NETENYAHU BENİ ALDATTI, 4-İKİZ KULELERİ YAPAN MÜTEAAHHİT BENİ ALDATTI. 5-FG.GRUBU BENİ ALDATTI. 6-BARZANİ BENİ ALDATTI. Yahu bu kadar aldatılana tekrar güvenilirmi, Ya da 11 kişi öldürüldü diyerek 1200.000 masumun ölümüne,2 milyona yakın insanın yaralanıp,sakat kalamalrına,milyonların evini,işini,ülkesini terketmesine sebep olana veya çanak tutana oy vermek sorumluluk getirmiyormu. Kabzımalı,manav ve marketler ile pazarcı esnafını hain,terörist ilan edenlerin yurtdışından 5 liraya mal ettikleri soğan ve patatesi 2 liraya satmaları haksızlıklarının göstergesi olduğunu unutmayalım.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı