"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Münferid bir şahsın rey-i vâhidi” devleti taşıyamaz

Cevher İLHAN
11 Nisan 2017, Salı
BEDİÜZZAMAN’IN MECLİS SİSTEMİ VE RİYASET TESBİTLERİ -6

Bediüzzaman’ın tesbitiyle eski devirlerde şahıs, kuvvet ve hissiyatın hâkim olmasına karşı, yeni zamanda meşveret, hak ve fikir hâkimdir.

Bu açıdan, daha geçen asrın başlarında -1911’de- kaleme aldığı “Marîz (hastalıklı) bir asrın, hasta bir unsurun (kavmin) ve alîl (illetli) bir uzvun reçetesi veyahut saykalü’l İslâmiyet” adını verdiği “Muhakemât adlı eserinde, mâziyi “mekteb-i hissiyat”, istikbâli “medrese-i efkâr (fikirlerin ders verildiği okul)” olarak târif eder. (Muhakemât, 40-41)

Mâzi derelerinde hissiyatın “gayr-ı münevver” tâbir ettiği aydınlanmamış efkârı/fikirleri istihdamı sonucu şahsiyatın meydan almasına mukabil, istikbalde münevver fikirlerle hukukun hükümfermâ olup meşveret ve insaniyetin tecellîsinin muhakkak olduğunu nazara verir. Kuvvet, hevâ, hissiyatla istibdât ve tahakküm yerine artık fikir, akıl, hak, hikmet ve hakikati araştırma meyli ile umumî menfaatin şahsî menfaate tercihi olan insanî hasletlerin ağır basacağını ders verir. (Muhakemât, 40-43)

Tahakkümle “vahşetin ağalığı” yerine, iktidarını millete hizmette istimale dayalı “hürriyet ve medeniyetin ağalığı”nı “Kavmin efendisi ona hizmet edendir” hadisiyle açıklar. (Eski Said Dönemi Eserleri, Nutuk, 195)

“ŞAHS-I VÂHİD” DEĞİL, “ŞAHS-I MÂNEVΔ

Bu temel tesbitle, “zaman-ı istibdat” dediği kuvvetin hâkim olup, güçlü olanın hükmettiği devirlerin aksine “zaman-ı meşrûtiyet” tanımlamasıyla, demokratik değerlerle temel hak ve hürriyetlerin, hukuk devleti hükümlerinin hükümrân olduğu yeni dönemin “zembereğinin, ruhunun, kuvvetinin, hâkiminin, ağasının hak, akıl, mârifet (bilgi, sanat, beceri), kanun, efkâr-ı âmme (kamuoyu)” olduğuna dikkat çeker. “Kimin aklı keskin, kalbi parlak olursa, yalnız o yükselecektir” beyânında bulunur. “Şahıs yönetimi”ne karşı millet irâdesinin tecelligâhı “Meclis sistemi” tercihini açıklar. (Münâzarât, 31-32)

Zira Bediüzzaman’ın değerlendirmesiyle, “şahs-ı vâhid” dediği tek kişi, “şahs-ı mânevî” olarak tâbir ettiği meclisleri kandıramaz ve tenvir edemez (aydınlatamaz.)”

Onlarca âyet içinden, âyetlerin çoğunlukla baş ve sonlarındaki, “Onlar hiç düşünmezler mi?”, “Hâlâ düşünmez misiniz?” “Düşünün…” “Bundan ibret alın, ey basiret sahipleri!” çağrılarıyla insanlığı vicdana ve aklın istişâresine davet eder.

HÜKÜMET, MECLİS’E DAYANMALI…

Osmanlıda “Sadaret (Başbakanlık / hükümet) üç mühim şûraya (Meclis’e) bizzat istinad ediyor (dayanıyor), yine kifâyet etmiyor” deyip, devlet ve hükümet bir yana Diyanet’in de bir “şûray-ı âliye-i ilmiyeye (yüksek ilmî bir Meclis’e)” dayanması gerektiğini bildirir.

“Fert, te’sirât-ı hâriciyeye (dış etkilere, baskılara) karşı daha az mukavimdir (dayanıklıdır)” tesbitiyle, “tesirât-ı hâriciyeye kapılmakla çok ahkâm-ı diniye (dinin hükümleri) fedâ edildi. (…) Meşihat (Şeyhülislamlık) bu sönük vaziyetiyle, değil koca âlem-i İslâmın, belki yalnız İstanbul’un irşâdına da kâfi gelmiyor” diye yakınır. Buna karşı “Bir Meclis’i mebusân-ı ilmiye teşkilini” önerir. (Sünûhat, 50-51; Münâzarât, 80)

“Eski zamanda değiliz. Eskiden hâkim (hükmeden) bir şahs-ı vâhid (tek şahıs) idi” değerlendirmesiyle, “tek kişilik rejim”in artık devleti taşıyamayacağını, mutlaka “cemaatin ruhundan”, millet irâdesinden çıkan “metin bir şahs-ı mânevî” diye tâbir ettiği şûralara – meclislere dayanılması gerektiğini ortaya koyar.

Okunma Sayısı: 2291
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • HÜSEYİN İLHAN

    11.4.2017 19:23:38

    RİSALEİ NURLARI okuduğunu bildiğimiz bazı ihvanlar ya buraları atlayıp okuyorlar ya da o yerlerde gözleri bulanıklaştığından anlamıyorlar olabilir mi?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı