"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Siyasetin çirkin yüzü...”

Cevher İLHAN
04 Kasım 2017, Cumartesi
Belediye başkanlarının istifalarının perde arkasında olup bitenler, ileri sürülen “gerekçeler” ve gerçekler arasındaki yaman çelişkili çarpıtmalar, siyasetin çirkin yüzünü bir defa daha açığa çıkarıyor.

Her ne kadar “iktidara ilişik medya”da seçilmiş başkanların “tepeden tâlimat”larla, baskı, tehdit ve şantajlarla antidemokratik ve hukuka aykırı zoraki istifalara “hikmetler” izâfe edilip “normalmiş” gibi allanıp pullansa da, insaflı objektif değerlendirmeler yaman çelişkili çarpıtmaları açığa çıkıyor.

Mustafi başkanlarının, “başarısız olduğumuzu düşünmüyoruz, yorgun da değiliz, verilmeyecek bir hesâbımız da yok!” sözlerinin ardından “Liderimizin emrine uyarak başkanlığı bırakıyorum” diyerek ağlaya - sızlaya vedâlarına karşı, “başkanların onurlu şekilde görevlerini bıraktıklarını” söyleyen AKP sözcüsünün, “dâvâ hareketi”ne ve “partide herkesin kendisini bir ‘nefer’ olarak gördüğü”ne vurgu yaparak, “Eğer lider benden bunu istemişse ben bunu yaparım’. Lider, keyfilikle hareket etmez. Keyfiliğin olduğu yerde demokrasi yoktur. Antidemokratik bir uygulamanın temel niteliği keyfiliktir. Siyasî riskin olduğu yerde keyfilikten bahsedemeyiz” türü tezâtlarla dolu açıklamalarla “zoraki istifalar”a “anlam” yüklemeye yeltenmeleri çarpıklığı ele veriyor.

“BAŞKANLAR NEDEN GİTTİ BİLEN VAR MI?”

Bundandır ki, “maden bu belediye başkanları ‘başarılı’, haklarında ‘yolsuzluk iddiası’ ve ‘metal yorgunlukları’ da yok, o zaman ‘keyfilikle hareket etmeyen’ lider, neden onca ‘siyasî riski’ göze alıp bu başkanları görevden aldı? Kamuoyundan neler saklanıyor?” soruları cevap bekliyor.

Ve ilginçtir, tartışmaların karambolda kaybolan bu istifhamlar, öncelikle iktidara yakın ya da tarafsız kalemlerden ve mahfillerden gelen analizler ve endişelerle sorulup cevabı aranıyor.

Meselâ, daha sürecin başında “İstifaların sebebi ‘metal yorgunluğu’ ile mi izah edilecek, yoksa daha başka sebepler var ve onları açıklamak için uygun zaman mı beklenecek, bunu göreceğiz” diye yazan kullanan Yeni Şafak’tan Faruk Aksoy’un, “Kim yapar, nasıl yapar, bilemiyorum, ama televizyonlardaki tartışma programlarına Ak Parti’yi ve Erdoğan’ı savunmak için çıkan uzmanlar (!) dökülüyor, haberiniz olsun” cümlesiyle, “Kimsenin partiyi martiyi düşündüğü yok, herkes yeni dönemde de rol kapma, ekranda olma, kendi reklâmını yapma peşinde…” ifâdeleri dikkate değer. (5.10.17)

Keza bu konuda “Başkanlar neden gitti bilen var mı?” diye soran ve Davutoğlu’nu neden istifa ettirildiğinin öğrenilemediğini kaydeden Mehmet Tezkan’ın, iktidara mensup belediye başkanlarının peşpeşe yedikleri tırpanı nazara verip, Cumhurbaşkanı’nın “AKP Genel Başkanı şapkası”yla dayattığı istifa vetiresinde “istifa et’ denilen başkanların; ‘neden, niçin, suçum ne’ gibi sorularını sorduklarını” belirtip, “Benim iradem değil’ demenin ötesinde tek kelime etmedi(ler)… Topbaş’ın da Gökçek’in de diğerlerinin de öğrenemeyeceğiz… Başarısızlıktan mı gittiler, FETÖ’cülükten mi gittiler, yolsuzluktan mı gittiler, hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Dedikodusunu yapıp duracağız!.” yorumu çarpıcı. (Milliyet, 26.10.17)

“KOLTUĞU KAYBETMEMEK İÇİN…”

Aslında yine 13.5 yıl görev yapan İstanbul Belediye Başkanı’nın görev süresinin bitimine 1.5 yıl kala, yaptıklarını anlatamadan gitti sessiz sedasız doğru dürüst iki kelâm edemeden gittiğini, Ankara Belediye Başkanı’nın da üç hafta direnip çıkış yolu bulamayarak, istifa ederken kendini 23.5 yılda yaptıklarını anlatıp kendini öve öve bitiremediğini, ürettiği konutları, yoksullara dağıttığı kömürü ve aldığı uluslar arası ödülleri sıralayıp, ‘Başarısız olduğumu düşündüğüm için değil, yorgun olduğumu düşündüğüm için değil, ülkemi lider ülke yapacağına inandığım Recep Tayyip Erdoğan istediği için istifa ediyorum..” sözlerini aktaran Tezkan’ın, “İşte zurnanın zırt dedi yerdi burası.. Soru şu.. Ankara’nın Başkanı bu kadar başarılıysa, performansının kendinden öncekilerin 7.5 katı olduğunu söylüyorsa, unu rakamlarla kanıtlamaya çalışıyorsa, yorgun değilim ve yapacak daha çok işi olduğunu söylüyorsa, lideri neden istifasını istedi?” sorusu, istifaların ardındaki meçhul ve muamma olarak kaldığına dikkat çekmesi istifhamlı muallel vaziyeti ele veriyor. (a.g.g., 29.1017)

Doğrusu, “Ak Parti’nin geçmişi, davanın tam olarak ne olduğu konusuna net cevap vermeyi zorlaştıran çelişkilerle dolu” diye yazan Nihal Bengi Karaca’nın, “Bir siyasî hareket aynı zamanda ‘dâvâ’ olarak nitelendiriliyorsa sırf siyasî rekâbet veya iktidarı/koltuğu kaybetmemek için atılan adımlar hasbi değil, hesâbi kaçar” tesbiti olup bitenlerin arka plânındaki özetliyor. (Gazete Habertürk, 6.1.017)

Ve “muharriki (tahriki ve dinamiği) ve müreccihi (tercihi ve ölçüsü) siyasetçilik (sırf siyasî rant ve menfaat) ve tarafgirlik olan ‘siyasetin çirkin yüzü”nü bir defa daha ortaya çıkarıyor. (Sünûhat, 65-66)

Okunma Sayısı: 3594
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı