"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Suçun şahsîliği”nde çifte standart

Cevher İLHAN
14 Ekim 2018, Pazar
TESBİT

OHAL Komisyonu’nun iki yıl süren OHAL döneminde, hiçbir hukuk devletinde olmayan fecaatle isimsiz sahte ihbarlara, gizli “istihbarat raporları” jurnallerine dayanan KHK’larla görevinden alınan 125 bin kamu görevlisinin müracaatından 36 binini inceleyip 33 bin 700’ü reddederek sadece 2.000 itirazı kabul etmesi, yeniden “irtibat ve iltisak” tartışmalarını gündeme getirdi.

Bilindiği gibi, sırf Millî Eğitim’in izniyle açılan okullara çocuğunu gönderen, siyasî iktidarı destekleyen mâlum grubun gazete ve dergilerine abone olan, kermes, kurban ve yardım faaliyetlerine katılan 100 binler kamu görevlisi ihraç edildi.

Daha önce suç olmayan, hatta devletçe / siyasî iktidarca tam desteklenen sözkonusu hizmetlere âileden birinin katılımı, OHAL KHK’larıyla “irtibat ve iltisak”la “suçun şahsîliği” hiçe sayılarak, eşler, kardeşler, babalar, anneler, kayınvalideler ve dedeler dahi suçlanıp tutuklandı. Hâlen KHK ile ihrâç edilenlerin büyük kısmını yargısız “suçlu” ilân edilenlerin yakınları oluşturdu.

Ne var ki, bu süreçte, yine aynı grubun okullarında okuyup mezun olan bazıları ise bakan yapıldı, özel üniversitelerde görev alanlar, çeşitli kurumların başına getirildi, getiriliyor. Bununla da kalınmıyor; bizzat 15 Temmuz “darbe girişimi”nde yer alıp hâlen yargılanan ve müebbet alan “darbeciler”in birinci derecede yakınları üst düzey bürokrasiye atanıyor. 

Özetle, “darbe girişimi”nde bulunan “darbeciler”in birinci derecede yakınları, “suçun şahsîliği var” denilerek, bakan, büyükelçi, müsteşar, yüksek bürokrat atanırken, binbir emekle hak kazandıkları işlerinden sorgusuz - sualsiz yargısız infazla atılan 100 binlerin mâsum yakınlarına “irtibat ve iltisak”la “suçun şahsîliği” kuralı geçerli olmuyor.

Kısacası, hukukun temel kurallarından olan “suçun şahsîliği”nde çarpık “çifte standart”la vahim hukuksuzluklar ve zulümler fütursuzca işleniyor, adâlete, hukuka yazık ediliyor.

SORMAK LAZIM

“Kriz yok”sa…

Bir yandan iflâs yasak olduğu için konkordato ilân eden şirketlerin sayısı üç bini geçerken ve mahkemelere yapılan taleplere bakıldığında bu sayının beş bin ila 7 bin arasında olacağı belirtilirken, diğer yandan hâlâ “kriz-mriz yok!” söylemi çelişkilerin başında geliyor.

Sormak lâzım; madem ekonomi iyi işliyor, neden birbirinin ardına her şeye yüzde 100-150 oranında gelen zamlara, yüzde 24 enflasyona karşı “enflasyonla mücadele paketi” açıklanıyor? Niçin, Cumhurbaşkanlığı 90 maddelik “2019-2021 dönemi Orta Vadeli Program ve Malî Plân’da, devletin lüzumsuz bina kiralama ve lüks araç alımı benzeri israftan kaçınması tâlimatı veriliyor?

Sonra madem ekonomi tıkırında, neden Cumhurbaşkanlığı genelgesinde “bürokrasinin azaltılması”ndan “kamu kurum- larının “harcamalarda azamî düzeyde tasarrufu” tamim ediyor?

VAZİYET

Enflasyonda rakamları çarpıtma

Bilindiği gibi geçen hafta tam da Hazine ve Maliye Bakanı’nın “enflasyonla mücadele programı”nı açıklaması öncesinde -3 Ekim’de-, Eylül ayı enflasyonunun yüzde 6.30, yıllık 24.52; üretici enflasyonun aylık yüzde 10.88, yıllık 46.15 olarak hükûmetteki “beklentilerin üzerinde” yüksek çıkması iktidar çevrelerinde şok etkisi yaptı.

Ve son 15 yılın rekorunu kıran yüksek enflasyon hesâplamasını yapıp rakamlarını açıklayan TÜİK Başkan Yardımcısı’nın görevden alınıp yerine Bakan’ın Enerji Bakanlığı döneminde birlikte çalıştığı bir ismin getirilip enflasyon hesâplanmasının verilmesi, öteden beri siyasî iktidarın ekonomi ve enflasyon rakamları ile oynayıp baskı yaptığı iddialarını teyid etti.

Halbuki, ekonomik krizde, şirketlere işçi çıkarttırıp istihdamı ve üretimi azaltan, işsizliği tetikleyen, pahalılıkla sabit gelirlileri ezen enflasyonla etkili mücadele ve tedbirlerin alınması için, öncelikle enflasyon rakamlarının doğru tesbiti ve kamuoyuna dürüstçe açıklanması gerekiyor.

Aksi halde çarpıtmalarla, rakamlara takla attırmakla, enflasyonla mücadele edilmez, ekonomik kriz ortadan kalkmaz. Sâdece yalan - yanlış propagandalarla kamuoyu bir süre daha yanıltılıp oyalanır.

Okunma Sayısı: 5038
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı