"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Ucûbe sistem”in çöküşünün tescili

Cevher İLHAN
29 Temmuz 2019, Pazartesi

TESBİT

31 Mart ve 23 Haziran seçimleri sonrası “iktidar cephesi”nde “cumhurbaşkanlığı sistemi”nin revizesi tartışılırken, siyasi iktidarın tatil öncesi son yasama faaliyeti olarak Meclis’e dayattığı “torba yasa” ile savaş, felâket ve olağanüstü haller için ayrılan “kefen parası”-“kara gün parası” denilen Merkez Bankası’ndaki 46 milyarı bulan “ihtiyat akçesi”ne el konulup Hazineye-bütçeye aktarılmıştı. 

Aslında ekonomistlerin tesbitiyle maksat, daha Haziran’da 12.1 milyar lira açık veren, Ocak-Haziran dönemi için geçen yılın aynı dönemine göre 32.5 milyar lira artışla ilk altı ayda 78.6 milyar liraya yükselen vahim “bütçe açığı”nın kapatılmasıydı. Zira Hazine ve Maliye Bakanı’nın Aralık 2018’de yaptığı sunumda, 80,6 milyar TL olarak açıkladığı 2019 yıl sonu için hedeflenen bütçe açığının yüzde 97,5’i daha yılın ilk yarısında geçilmişti. 

Keza tatil öncesi iktidar grubunca Cumhurbaşkanlığı’nın gönderdiği 11. Yıllık Kalkınma Plânı’daki “2023 hedefleri”nde vahim sapmalar olmuş ve büyük oranda revize edilmişti. Çünkü 10. Plân’da “ortalama büyüme hızı”nda yüzde 11 sapma olmuş; 1 trilyon 286 milyar dolar olacağı” vaad edilen “millî gelir”, yüzde 39 sapma ile 784 milyar dolarda kalmıştı.

Yine “kişi başına gelir” 15 bin 996 dolar hedef gösterilirken yüzde 40 sapma ile 9 bin 632 doları aşamamıştı. “İşsizlik oranının yüzde 7,2 olacağı” sözü verilmiş, yüzde 52 sapma ile yüzde 11 olmuştu. Bunun gibi “genç işsizlik oranı yüzde 13 olacak” denmiş, yüzde 56 sapma ile yüzde 20,3’e ulaşmıştı. Keza “1 lira 97 kuruş olacağı” açıklanan “dolar kuru”, 4 lira 72 kuruşa çıkmakla yüzde 139 sapma göstermişti ve “hedefler tutturulamamıştı.”  

İşin ilginç yanı, “Biz bunun farkındaydık. Bir geçiş dönemi öngörmedik, doğrudan getirdik. Bu seneyi feda ettik. Göstergelerin kötü olmasını da göze alarak biz bunu yaptık” ifâdeleri geç kalınan “plân”ın başarısızlığının Cumhurbaşkanı Yardımcısı tarafından peşinen ikrarıydı.

Bu açıdan, Meclis kürsüsünde plân hakkında ana muhalefet partisi adına konuşan Bülent Kuşoğlu’nun,

“Bakanların da siyasi irâdesinin olmaması, Meclis’e hesap vermemeleri, güvenoyu almamış olmaları demokrasimiz açısından büyük bir sıkıntıdır. Bakanların şu anda adları eskisi gibi ‘bakan’ ama aslında bulundukları bakanlığın genel sekreteridirler, bulundukları bakanlığın işlem ve eylemlerinden sorumlu değillerdir. Meclis’e karşı hesap veremiyor, vermiyor, halka karşı da hesap vermiyor, çünkü seçilmiş değiller, siyasi bir irâdeleri de yok” değerlendirmesiyle “tek kişilik sistem”in yönetimdeki çöküşünün tesciliydi.

KISACASI

“Tehlike büyük, durum ciddî”

“İktidar cephesi”nin önemli ölçüde oy kaybettiği 31 Mart ve bilhassa “millet ittifakı” adayının “cumhur ittifakı” adayına 806 bin oyla yüzde dokuz fark attığı 23 Haziran seçimleri sonrası iktidar partisinde garip gelişmeler oluyor. 

Seçimden hemen sonra AKP eski milletvekili Aydın Ünal’ın, 31 Mart sonuçlarına dair, “Medya/sosyal medyada Ak Parti adına konuşuyor algısına sahip, belli mecralardan yemlenen, operasyoncu, şantajcı çok sayıda ahlâksız türedi ve seçim sonucunun böyle çıkmasında etkili oldular…”; -23 Haziran için- “Yoo! Erken de değil, susma zamanı da değil artık. 31 Mart’ta hezimet yaşattılar. Gereksiz yere seçim tekrarı yaptırdılar. Kötü kampanyalarla tekrar hezimete yol açıtlar…” yakınması, siyasi iktidarın kaybının sorgulanacağının sinyallerini çakmıştı. 

Düşülen vartada, iktidara yakın yorumcuların “yeni dönemin ipuçları”nın “kabine ve parti yönetiminde değişiklik”le kalınmayacağını ileri süren “iktidara ilişik yorumcular”ın, “yeni üslûp ve söylem”in sözkonusu olduğu “paradigma değişiklikleri”nden söz etmeleri bunun açık işâreti.  

“Siyaseten normal günlerden geçmiyoruz”, “tehlike büyük, durum ciddî” ihbarıyla “siyasetin yeniden şekillenmesi”nden ve “yeni dönem stratejisi”nden bahsedilmesi bunun bir diğer ifâdesi. 

SÖZÜN ÖZÜ

“Kanunî hükümlerin tanzim ve ıttıradı (intizamlı, uygun, birbirini tâkibi), bir ferdin fikrinden değil, yüksek bir heyetin nazar-ı dikkat ve tedkikâtından geçmesi lâzımdır ki, umumî bir emniyeti ve cumhur-u nâsın (insanların ekserisinin, millet çoğunluğunun) itimadını kazanmak üzere millete karşı bir kefalet-i zımniye husule gelsin ve icma-ı millet hücceti elde edebilsin.”

Bediüzzaman, (İşârât-ül İ’caz, 13)

 

Okunma Sayısı: 3725
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı