"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ve Ankara’nın “tampon bölge” çelişkisi

Cevher İLHAN
17 Ocak 2019, Perşembe
Ankara’da garip şeyler oluyor. Daha ilk günde Trump’un "Türkiye’yi ekonomik yıkım tehdidi tweeti” unut(tur)uldu, şimdi de “tampon bölge’ işbirliği” ahkâmı kesiliyor.

Esasen geçen hafta Türkiye’ye gelen terör örgütü YPG/PKK’yı kastederek, “Amerika’nın Suriye’den çekilmesinin Türkiye’nin 'Kürt savaşçıların' güvenliğini garanti etmesi” şartına bağlayan ve “Bizimle tam koordinasyon olmadan Türkiye'nin Suriye'de operasyon yapmamalı” diyen Amerikan Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton’un sözkonusu “tampon bölge”yi gündeme getirdiği belirtiliyor.

Bu açıdan her ne kadar Dışişleri Bakanı ile Cumhurbaşkanı, “Zaten bu bizim 2103’ten beri önerimizdi” deseler de, “güvenli bölge”nin tam bir “Amerikan projesi” olduğu her haliyle ortada.

Öncelikle Trump yönetimi, Ankara’dakilerin “terörden arındırılmış bölge” diyerek kamuoyuna kabul ettirmeye çalıştıkları “tampon bölge”de başta PYD/YPG olmak üzere kullandığı silâhlı grupların yer almasını istiyor. “Suriye’de güvenli bölge”yle başta PYD/YPG’nin güvenliğini sağlama peşinde.

Ankara’nın kafasındaki “tampon bölge’ plânı”, Fırat’ın doğusunda sayıları 70-80 bini bulan ve en az 15 bini PKK’lılardan oluştuğu belirtilen PYD/YPG militanlarının kesinlikle yer almaması, terör tehdidi üretenlerle diğerlerinin ayırt edilmesi, bölgede yerel meclislerin oluşturulduğu Türkiye’nin de içinde yer aldığı bir koalisyonun kontrolünde olması.

Ne var ki ABD “plânı”nda Suriye Peşmergeleri ile beraber PYD/YPG unsurlarının yer alacağı bir koalisyonun bölgeyi kontrolüne vermeyi istiyor. (AA, 14.1.19)

“ABD’NİN TAMPON PLÂNI” İLE ANKARA’NIN BEKLENTİSİ

Çarpıcı olan, beklenin aksine Trump’un hakâretâmiz tweetine  sert tepki vermeyip "mesajlar beni ve arkadaşlarımı üzdü, çünkü biz stratejik ortağız. Farklı yaklaşımlarımız olabilir ama aynı hedefe kilitlenmek üzere olur” diye geçiştiren Cumhurbaşkanı’nın “tampon bölge”ye dair "Trump'la tarihi öneme sahip anlayış birliğine vardığımıza inanıyorum, Trump'ın başkan seçilmesinin ardından Suriye meselesinde farklı yaklaşımlar içinde olmasından memnuniyet duydum. Fakat maalesef bize söylenenler fiilen sahaya yansımadı. Sonrasında sayın Trump'la bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik. Umut verici içeriğe sahipti. Sayın Başkan Amerika'nın askerlerini tümüyle çekeceğini ve DEAŞ artıklarıyla mücadeleyi Türkiye'ye bırakacağını bize ifade etti. Bölgedeki koalisyon güçleri de sürece dahil olabilir" ifâdesiyle Trump’un “tampon bölge” teklifinin üzerine atlaması. (gazeteler, 15.1.19)

Aslında Cumhurbaşkanı’nın “Ama bu konuda koalisyon güçleri maddi destekleri de bize verirlerse bu insanların güvenliğini de korumak kaydıyla güvenli bölgeyi halletmiş oluruz” diye şart koşması, bütün “güvenceler”e rağmen ABD ile küresel güçlere güvenilemediğini açığa çıkarıyor. “Sayın Trump'la bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik. Umut verici içeriğe sahipti. Sayın Başkan Amerika'nın askerlerini tümüyle çekeceğini ve DEAŞ artıklarıyla mücadeleyi Türkiye'ye bırakacağını bize ifade etti. Fakat maalesef bize söylenenler fiilen sahaya yansımadı” yakınması bunun izhârı.

Görünen o ki Ankara, bir yandan “Suriye’nin toprak bütünlüğü”nden dem vururken, diğer yandan bu ülkeyi bölüp parçalayacak ve “devlet altı taşeron örgütler”in uhdesine verilecek “tampon bölge” yaman çelişkisinde.

Zira Erdoğan’ın “uçuşa yasak bölge” ilânıyla havadan korunmasını ABD’ye havale edilmesini istediği “tampon bölge” projesinin, “özerklik / otonom bölge” üzerinden Türkiye’nin yanıbaşında “ikinci İsrail” işlevini görecek yeni bir “devlet”e alan oluşturma senaryosu olduğu ortada.

GÖZ GÖRE GÖRE OYUNA GELİYOR!

Gerçekten, “terörden arındırılmış bölge” nasıl tesbit edilecek? PYD/YPG kontrolündeki kantonlarda halkla, “bölge sâkini Suriyeliler”le örgüt militanları ve teröristler nasıl ayırt edilecek?

Sonra 32 kilometre derinlikteki “tampon bölge” ve civarında militanların silâh taşımadıklarından nasıl emin olacak? ABD’nin on binlerce TIR dolusu silâh-mühimmat verdiği, onca üs kurup 15 milyar dolar harcadığı örgütle Erdoğan’ın ifâdesiyle “al takke ver külah ilişkiler” nasıl engellenecek?

Özetle, “tampon / uçuşa yasak güvenli bölge”nin, aynen Irak’ın kuzeyinin Irak’tan koparılmasında olduğu gibi on - on beş yılda Suriye’nin kuzeyinin Suriye’den koparacak bir oyun olduğu açıkça sırıtıyor. Ve en vahimi, Ankara’dakiler göz göre göre bu oyuna geliyorlar…

Oysa Suriye’nin ve bölgenin, bütünlüğünün, barışının, istikrarının ve terörden arındırılmasının tek yolu, başta Şam hükûmeti olmak üzere komşu ülkelerle işbirliğinden geçiyor. ABD ya ra YPd?YPG gibi küresel güçlerin maşası, ifsad şebekelerinin elindeki örgütlerle değil.

Okunma Sayısı: 1671
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Şevket Paksoy

    17.1.2019 14:58:25

    Allah razı olsun. Çok güzel bir yazı olmuş. Yüreğinize sağlık...

  • İsmail Cebecili

    17.1.2019 01:43:49

    Evet, önemli konuda önemli tesbitler ve ciddi, dikkat çekici görüşler. Bugün kendisinden aynı fikirlerin nakledildiği, konunun uzmanı, asker menşe'li Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın haberi ile tevafuk etmiş. Sıkıntılı, gri bir dönem yaşıyoruz. Suriye'nin Kuzey'i, Irak'ın Kuzeyine benzemesin. Ülkemize düşen, İslam Dünyasının kendi içinde MÜSBET HAREKET Düsturları ile hareket etmek ve dış müdahalelere kapıyı kapamaktır. Bu sebeple Türkiye'ye düşen, IRAK ve SURİYE Merkezi Hükümetleri ile problemleri çözmek, çözüm araştırmaktır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı