"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Virüs iktidar partisi kongrelerinde bulaşmıyor!”

Cevher İLHAN
06 Şubat 2021, Cumartesi

GARABET

Uzmanların iki veya üç haftalık tam kapanma önerilerini inadına reddeden “tek kişilik yönetim”in dayattığı tenâkuzlu tuhaf çarpıklardan biri de, hafta içi saat 21’de getirilen sokağa çıkma yasağı. Garabetlerin başında, vatandaşların lokanta ve pastanelerde oturmalarına ceza kesilirken, siyasî parti kongrelerinin muaf tutulmasıyla iktidar partisi kongrelerinin tam gaz yapılması geliyor.

Keza Cumhurbaşkanı’nın partisinin kongrelerinde, mitinge dönüşen açılış törenlerinde otobüs üzerinden attığı bir poşet “keyif çayı”nı kapmak için insanların âdeta birbirlerini ezercesine yığıldılar.

Daha da garibi, Sağlık Bakanı kalabalık ortamlardan kaçınılmasını salık verirken, “pandemi kuralları”nın hiçe sayıldığı partisinin kongrelerine uzaktan bağlanıp seslenen Cumhurbaşkanı’nın kapalı salonları hınca hınç dolduran partililere pandemiye rağmen geniş katılımı “Tebrik ederim, salonu çok güzel doldurmuşsunuz!” diye teşekkür ediyor.

Ayrıca küçük esnafın sosyal mesafeye uygun masa-sandalye koyması yasaklanırken, beş yıldızlı otellerde tatilciler barlarda, cafelerde toplandılar. 

Ve Avrupa’yla birlikte “normalleşiyoruz” diye içi boşaltılan Hazine’ye döviz hesâbına Haziran başında oteller, plâjlar, eğlence mekânları açılırken, hâlâ “65 ve 18 yaş yasakları” sürdürülüyor. Lokantalar - pastaneler kapatılırken, devâsa AVM’lerle yüzlerce işçinin iç-içe çalıştığı fabrikaların açık kalması garabeti sergileniyor. Garabet içinde garabet…

TESBİT

 “GDO tekellerine 17 milyar dolar!”

GDO’lu gıdalar devlet eliyle Türkiye’ye sokulmaya devam ediliyor. Birçok yiyecek ve içeceğe kimyasal toksinler işlendiğini uyaran ziraat ve gıda mühendislerinin “Halen sofralarımızda 800 çeşit üründe GDO bulunuyor” tesbitleri kayda değer.

Çoğu Yahudi lobisi güdümündeki Amerikan ve diğer yabancı küresel holdinglerin, uluslar arası tekeller üzerinden dünya piyasalarına ihraçla GDO’lu pazarlanması sürüyor.

Özetle baştan beri AKP iktidarında çiftçiye yeterli destek verilmezken, GDO’lu gıdalara “izin” veriliyor. Bu konuda en son bir GDO’lu mısır çeşidinin daha yem olarak tavuklarda kullanılmasına izin verilmesi dikkat çekici. (gazeteler, anka, 25.1.21)

Bu hususta şimdiye kadar 32 çeşit GDO’lu yeme onay verildiğini ve AKP iktidarları döneminde GDO’lu ithal yeme 17 milyar dolar ödendiğini belirten ana muhalefet partisi Bursa milletvekili Orhan Sarıbay, bir GDO’lu mısır çeşidinin daha on yıl boyunca tavuklara yem olarak “kullanım izni”ne ilişkin 23 Ocak 2021 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan “Bakanlık kararı”nı nazara vermiş.

“GDO’lu tavuğa izin çıktı” tesbitinde bulunan Sarıbal ayrıca “AKP döneminde 22 milyon ton mısır ithale 5 milyar dolar, 29 milyon ton soya ithaline 12 milyar dolar ödendiğini” belirtiyor. “Oysa bu verdiğimiz dövizlerin çok az kısmını çiftçi ve üreticiye versek, Türkiye’nin ne mısır, ne de soya ihtiyacı kalır” diyor. “İktidar ülkenin tarımını, çiftçisini, beyaz et, süt, yumurta üreticisini yabancı şirketlerin kölesi haline getirmiş durumdadır. İthalat lobileri yandaşlar para kazansın diye plânlama yapmak yerine gıda güvenliğimizi yabancı tekellerin eline bırakmış” diye hayıflanıyor.

VAZİYET

Su yüzüne çıkan “su çelişkisi”

Ülkenin gerçek gündeminin karambola getirilmesi için her gün bir yenisi ortaya atılan sun’î-sahte gündemin hayhuyunda gürültüye getirilen konulardan biri de “İstanbul’un su meselesi” oldu.

Konu önce Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün “İstanbul’un üç aylık su rezervinin kaldığı” duyurusuyla gündeme gelirken, daha Aralık 2017’’de dönemin Bakanı’nın, “Erdoğan’ın talimatıyla İstanbul’un su sorununun 2070 yılına kadar çözüldüğünü” söyleyip, “Yüzyıllar boyunca susuz kalan İstanbul’a imparatorlar, padişahlar suyu getirmek için uğraşmış, sorun çözülememiş ama Recep Tayyip Erdoğan’la birlikte şevk ve heyecanla çalışınca oluyor” övgüsünü sözkonusu etti.

Ne var ki son yağışlardan önce İstanbul barajlarında doluluk oranı yüzde 19’lara düşerken, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu’nun, “Kuraklık iki yıl üstüste sürerse ne yazık ki İstanbul su sıkıntısıyla karşı karşıya kalır” yakınması vahim vaziyeti su yüzüne çıkardı.

Bu vaziyet, Cumhurbaşkanı’nın daha iki sene önce “2040’a kadar İstanbul’un su problemi yok” teminatını hatırlatırken, partisinin Meclis grubunda kuraklıktan yakınarak “İstanbul’un üç aylık suyu var!” çelişkisini açığa çıkardı.

Ve “hani İstanbul’un su sorunu 2040’a kadar çözülmüşü?” sorusunu sordururdu.

KISACASI

“Cinping Perinçek, Erdoğan’ı esir almış”

“Görüyoruz ki Çin Merkez Komitesi Türkiye Komiseri, namı diğer ‘kısmen iktidar’, sayın Cinping Perinçek, ‘Müslümanım’ diye diye gezen sayın Erdoğan’ı da, ‘Türk milliyetçisiyim’ diye diye gezen Sayın Bahçeli’yi de nasıl olduysa esir almış…”

Meral Akşener, (İyi Parti Genel Başkanı)

Okunma Sayısı: 2010
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Necati

    6.2.2021 23:07:33

    Siyasette en çok hangi zihniyet yalan söylüyor diye bir soru sorulsa, cevap olarak bir çok kişi akp diyecektir. Din adına siyaset yapan bir parti bu kadar yalan söylerse doğruluğu, sıdkı esas alan yüce dinimize ne kadar büyük zarar verdiği anlaşılmaz mı?

  • Yusuf taha

    6.2.2021 10:45:06

    Perinçek çin mi,rus,ingiliz,amarika komseri mi?belkide hepsi.kimine doğrudan kimine dolaylı hizmet eder bazı tipler.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı