"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Yahudi devleti yasası”na ne yapıldı? (1)

Cevher İLHAN
31 Temmuz 2018, Salı
Cumhurbaşkanı “Kudüs’ü ziyaret eden Müslümanlara ve Hıristiyanlara yönelik tüm haksız uygulama, baskı ve tecritlerin bu kanun ile meşrulaştırıldığı”ndan yakınmakla kaldı.

Trump’un Kudüs’ü İsrail’in başkenti” ilânıyla tetiklenen, “Nekbe/büyük felâket günü”nde İsrail’in, işgali protesto eden 64 Filistinliyi öldürüp üç bin sivili yaraladığı 14 Mayıs katliâmından sonra devam eden Gazze saldırılarıyla 150 Filistinliyi daha katledilip on yedi binini yaraladığı son süreçte “Yahudi devleti yasası”na Ankara’nın tepkisi de yine göstermelik kuru kınamalarla kaldı.

Kudüs’e ziyarete giden birçok Türk vatandaşının daha havalimanında ağır ihlâllerle gözaltına alınmasına, uzun süre bekletilip saatlerce süren sorgulamalarda tehditkâr ve kaba davranışlara, “Müslüman ve Türkiyeli olmak” ile ilgili hakaret ve aşağılayıcı muamelelere mâruz bırakılmasına ve bazılarına fizikî darp uygulanmasına da Ankara gerekli tepkiyi göstermedi. 

Cumhurbaşkanı “Kudüs’ü ziyaret eden Müslümanlara ve Hıristiyanlara yönelik tüm haksız uygulama, baskı ve tecritlerin bu kanun ile meşrulaştırıldığı”ndan yakınmakla kaldı.

YİNE “SÖYLEM”İN ÖTESİNE GEÇMEDİ

Dışişleri Bakanı, “Kudüs’e giden vatandaşlarımıza karşı caydırıcı uygulamalar görüyoruz, bunun karşılığını veririz” derken “karşılığı”nın ne olduğunu söylemedi. Ve bu kırılganlıkta söz konusu olayın üzerinden haftalar geçmesine rağmen, bu konuda İsrail’e karşı herhangi bir “karşılık” verilmedi.

Aynı kırılganlık, anayasası olmayan İsrail Parlamentosu Knesset’te 55’e 62 oyla anayasa yerine “temel yasa” olarak geçen ve daha ilk maddesinde “İsrail devleti, Yahudi milletinin tarihi vatanıdır” ibâresiyle “İsrail’i Yahudilerin ulus devleti” olarak lanse edip, “büyük ve birleşik Yeruşalayim (Kudüs) devletin başkentidir” maddesiyle Filistin ve Kudüs’ün işgalini “yasallaştıran” “Yahudi devleti yasası”na karşı da sergilendi.

Dahası ırkçılığı “İsrail devletinde ulusal kaderini tayin hakkının gerçekleşmesi Yahudi halkına özgüdür” emrivakisiyle “resmileştirip”, işgal ettiği topraklarda hak iddiasına İslâm ve Arap dünyasında da gerekli tepki verilmedi.  

Başka din ve milletlere mensup halkların ve özellikle dokuz milyon nüfuslu ülkenin hâlen yaklaşık yüzde 20’sini teşkil eden ülkenin asıl sahibi Arap halkın dışlandığı, Arapçanın, ülkenin iki resmî dilinden biri olmaktan çıkarıldığı; ve “ulusal çıkar” diye yasa dışı Yahudi yerleşimlerinin inşasına fütûrsuzca devam edileceğinin yer aldığı “yasa” ile başta BM olmak üzere bir çok zeminde süregelen barış görüşmelerinin peşinen baltalanmasına Ankara’nın tavrı yine “söylem”den ibâret kaldı. 

“EN SİYONİST, EN FAŞİST, EN IRKÇI DEVLET”LE İŞBİRLİĞİ!

Seçimin akabinde partisinin ilk grup toplantısında Cumhurbaşkanı, “Hitler’in ari ırk saplantısı ile İsrail yönetiminin, bu kadim toprakları sadece Yahudilere ait sayan anlayışı arasında hiçbir fark yoktur. Dünyayı büyük bir felakete sürükleyen Hitler’in ruhu, İsrail’in bazı yöneticileri arasında yeniden hortlamıştır” takbihini dile getirdi. 

“Asıl vahim olanı ise dünyanın İsrail tarafından katledilen yüzlerce Filistinliyi görmezden gelmiş olmasıdır. Buna karşılık olaylarda hayatını kaybeden tek bir İsrail askeri için neredeyse herkes harekete geçmiştir. İsrail’in uyguladığı insanlık dışı vahşet vardır. İsrail, kadın çocuk yaşlı demeden önüne geleni vurarak, öldürerek, hele hele kadınları yerlerde sürükleyerek, insanların evlerini başlarına yıkarak Filistinlileri yaşadıkları yerlerden ayrılmaya zorluyor” dedi.

Ancak ne üzerinden iki buçuk ay geçen “Nekbe/büyük felâket günü” katliâmına ve ne de Cumhurbaşkanı’nın ifâdesiyle, “İsrail’in dünyadaki, en siyonist, en faşist, en ırkçı devlet olduğunu gösteren ‘Yahudi ulus devlet yasası”na karşı ciddî ve etkili bir yaptırıma gidilmedi.  

AKP iktidarında İsrail’le yapılan enerjden telekomünikasyona, sulamadan tarıma ekonomik mutâbakat zabıtlarından, savunma sanayii anlaşmalarından, silâh alımı ihâlelerinden bir teki iptal edilmedi, askıya dahi alınmadı.    

Ve görünen o ki, “terör devleti İsrail”in son dönemde iyice artan baskı ve zulmüyle Mescid-i Aksa saldırıları da yine kuru kınamalarla geçiştiriliyor…

Okunma Sayısı: 1820
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı