"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ezbere dayanan eğitim

Faruk ÇAKIR
09 Ağustos 2016, Salı
Sevinmemiz gereken bir haber duyuruldu, ama uygulamayı görmeden erken sevinmek de istemiyoruz.

Buna göre eğitim sisteminde daha çok öğrencilerin üniversiteye giriş imtihanlarını etkileyecek değişiklikler yapılmış.

İyi yönde atılmış ve atılacak her adımı desteklemek ve alkışlamak icap eder. Ancak eğitimin özünde, okutulan kitapların muhtevasında ciddî ve kalıcı bir değişiklik yapmadan sevinmek erken olur. Ayrıca yapılmış ve yapılacak değişikliğin üniversite giriş imtihanlarıyla sınırlı olması ya da lise ders kitaplarındaki müfredatla, muhtevayla sınırlı kalması da hayra alâmet değil.

Büyük çoğunluğun üzerinde ittifak ettiği bir mesele var: Türkiye’deki eğitim sistemi çok sık değişmekle birlikte temel ve kalıcı değişiklikler yapılamıyor. Son 20 yıl göz önüne alınırsa önce mecburi/kesintisiz eğitim 8 yıla çıktı. Ardından 11 yıl mecburi eğitim getirildi. Okulların adları, okutulan dersler, liselere geçiş ve üniversite imtihanlarında da ciddî değişiklikler yapıldı. Bu kadar kısa sürede bu kadar çok değişiklik yapılmış bir sistemden yine de büyük çoğunluk memnun değil. Çünkü değişiklikler şekilden ibaret kalıyor. Okulların ismi değişmekle birlikte okutulan kitapların muhtevası pek değişmiyor. 

“Müfredatta son derece olumlu bir değişiklik” olarak duyurulan çalışmada da matematik, geometri, fizik ve kimya gibi konularda değişikliğe gidilirken asıl tartışma konusu olan tarih, sosyal bilgiler ve benzeri derslerin muhtevasına dokunulmamış. Böyle sınırlı bir çalışma ne ölçüde eğitimdeki sıkıntılara çere olabilir?

Değişiklik çalışmalarını değerlendiren eğitim uzmanı Sadık Gültekin şöyle demiş: “AB’ye üye diğer ülkelerin ortaöğretim müfredatları incelendiğinde, neredeyse hiçbir ülkenin eğitim müfredatı Türkiye’deki ortaöğretim müfredatı kadar ağır değil. Bu zorluk üniversite giriş sınavlarında da kendini gösteriyor. AB ülkelerinde, yoruma ve analize dayalı sorulara daha fazla yer veriliyor; öğrencilerin analiz yetenekleri ölçülüyor, oysa Türkiye’de öğrencilerin yorum becerisini sadece YGS’de (Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı) kısmen ölçerken, LYS (Lisans Yerleştirme Sınavı) tamamen bilgiye dayalı bir sınav olarak karşımıza çıkıyor.

“Bilhassa LYS’nin bilgiye dayalı sınav olmasının dezavantajı, öğrencinin bilgiyi ezberlemesine ve işine yarayacak şekilde kullanmayı bilmemesine neden oluyor. LYS’de öğrenilen veya kullanılan bilgiyle değil, ezberlenen bilgiyle sınava giriliyor ve bu bilgilerin çoğu sınavdan sonra unutulup gidiyor. Sık değişen müfredat, yayınevlerini ve üniversiteye hazırlık kurumlarını sıkıntıya sokuyor. 2017 sınav hazırlığına erken başlayanlar, yayınlarını toplatıp kısa zamanda yeniden güncellemek zorunda kalacaklar. (Vatan g., 11 Temmuz 2016)

AB ülkelerinde öğrencilerin analiz yetenekleri ölçülüyorsa aynı şey niçin Türkiye’de de yapılmıyor? LYS’de öğrenilen veya kullanılan bilgiyle değil, ezberlenen bilgiyle sınava giriliyor ve bu bilgilerin çoğu sınavdan sonra unutulup gidiyorsa bu ciddî bir yanlışlık değil mi?

Üniversiteye girsin ya da girmesin, öğrencilerimize hayat boyu lâzım olan bilgileri öğretelim. Mevcut halde eğitim sisteminin bunu yapabildiğini söylemek kolay değil. Yarını beklemeden okul ders kitaplarının muhtevasını, içindeki bilgileri yenileyelim, doğrulatalım. Yanlış bilgilerle çocuklarımızı avutmayalım. 

Okunma Sayısı: 2465
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı