"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir yaz gecesi rüyası

Fatma Nur KURT
31 Ağustos 2023, Perşembe
Tüm meyveleriyle, sıcağıyla, böceğiyle, klimasız evlerde baygınlık geçirilen saatlerle beraber yaz geldi; hoş geldi!

Ben bu yazıyı yazmaya çalışırken dışarıda bir ağustos böceği durmaksızın şarkı söylüyor, gün uzadıkça uzuyor. Bu coğrafyada yazla ilgili her kavram “tatil” diye fısıldıyor sanki. Hava çok sıcakken düşünmek zorlaşıyor, sıcaklık ve nem dayanılmaz değilse insana tatlı bir rehavet çöküyor. Ne tevafuk yahu diyorum, insanlar ağustos böcekleriyle karıncalar gibi ama bizim hikâyede karınca kışın da ağustos böceğinden iyi durumda değil. Tam tersi, boynunu büküp ağustos böceği için satış yapıyor. 

Ülkenin bir tarafındaki oteller hizmet edilen insanlarla doluyken, diğer taraflarına amansız çalışan işçiler doluşacak. Seyirlik bir manzara. Son birkaç yıldır tatil konseptinin birileri tarafından kasten saygısızlaştırıldığını düşünmeye başladım. Sanki tatilin zamanı ve formatı bilerek insanlar arasındaki uçurumu artırıyor, ekmek için çalışmaya muhtaç olmak onurlu olmaktan çıkıp efendilere hizmete dönüştürülüyor. Üstüne üstlük fakir olmak da insanın suçu, “Demek ki yeterince çalışmıyor” mesajı her yerde. Sabah beşte kalkıp spora giden 21 yaşında CEO’lara bakıp diyorum ki, “Senin sabah beşte kalkıp tarlaya çalışmaya giden çocuktan ne üstünlüğün var?” Demek ki insanlar maişetçe farklı yaratılmış.

Çoğumuz yazlık tarım işçisi kadar çalışmadığımız halde onlardan çok daha rahat yaşıyoruz. Bu aklıma geldikçe tatili boş geçirmeye olan isteğim kırılıyor, kendimde bu hakkı göremiyorum. İnsanların karpuz toplamak için sıcağın altında durmadan çalıştığı günlerde karpuz gibi yatıp yuvarlanamayacağım. “Yüz aç adamın huzurunda kemal-i afiyetle fazla yiyebilir miyim? Fırsat varsa arada denize girmek, serinlemek tabii ki güzel, işçi de fırsat bulursa suya girer, ama faizin ve zekâtsızlığın oluşturduğu gelir uçurumunu görmezden gelerek yaşamak bana yakışmıyor” gibi mülahazaların içindeyken, “Benim tatilimi nasıl geçirmem lazım?” diye taharriye başladım. Ben bu “kapital tezgâhları”nın adamı olamam. 

Aslında yaz tatili, kışın mesai saatlerinde düşünmeye ve uğraşmaya fırsat bulamadığımız başka meselelere dalmak için müthiş bir fırsat sunuyor. Düşünelim, çoğumuz Kur’ân okumayı, namaz surelerini, dinî meseleleri okulun olmadığı yaz aylarında öğrendik. Yaz tatilinde okuma programlarına katıldık, ancak okul tatilken başka şehirlerdeki güzellikleri görüp tefekkür edebildik. Demek henüz fıtrî iken tatil bizim için farklılık demekti. Rutin yaptığımız işlerin dışında başka faaliyetler yapmak, ama hareketi hiç durdurmamak. Bir iş bitince başka bir işe başlamak, lüks ya da boşluk değil… Yaşadığımız hayatı bize eksik gösteren medya, ne yapsak daha fazlasını, daha pahalısını, daha rahatını empoze eden akımlar, tatil ve dinlenme algımızı da bozuyor. Halbuki Resulullah da (asm) tatil için başka şehirlere gitmemişti, hatta o hayatı boyunca gezmek ve eğlenmek için bir yere gitmedi ama bu onun görüp geçirmişliğinde bir eksiklik oluşturmadı.

Üstada sürgün gittiği Barla’nın dağlarını bütün güzel yerlerden çok sevdiren neydiyse ondan mahrumuz belki. Farklı bir yere gidemesek de serin bir su içtiğimizde suyun tatlılığına hamd ettirecek olan şeyden eksiğiz. Tatil zamanı bu tür eksikliklerimiz üzerinde çalışmak için bir fırsat olabilir. Hem müjdemizi almışız:

“Aziz kardeşlerim, bahar ve yazın meşgaleleri, hem gecelerin kısalması, hem şuhûr-u selâsenin gitmesi ve ekser kardeşlerimin bir derece hisse alması ve daha sair bazı esbabın bulunması, elbette bir derece neş’eli kış dersine fütur verir. Fakat onlardan gelen fütur size fütur vermesin. Çünkü o dersler, ulûm-u imaniyeden olduğu için, bir insan yalnız kendi nefsine dinlettirse yeter. Bâhusus, siz daima bir-iki hakikî kardeşi de bulursunuz. Hem o dersi dinleyenler yalnız insanlar değil. Cenab-ı Hakkın zîşuur çok mahlûkatı vardır ki, hakaik-ı imaniyenin istimâından çok zevk alırlar. Sizin o kısım arkadaşınız ve müstemileriniz çoktur.”

Kendimizi dinlemeye ve anlamaya vakit bulabilmek temennisiyle…

(Genç Yorum dergisi, Ağustos 2023 sayısından kısaltılarak alınmıştır.)

Okunma Sayısı: 971
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • HÇeşitcioğlu

    31.8.2023 11:38:38

    "Bu coğrafyada yazla ilgili her kavram “tatil” diye fısıldıyor sanki". Şu haliyle turizm; bir barbarlar avcılığını çağrıştırıyor! Nefis ve para sarmalında şeytani bir vakum gibi. Yerli yabancı haram faizli paralarla dönen bir çark turizm sektörü.Üstelik bir fuhuş ve hayvalıktan da öte metamorfoz fabrikası.Tarımdan üretimden kopartılan insanlar; turizm merkezlerinde ücretli köle ve adeta sefih maymunlara çevriliyor.450 bin dolar ödeyene vatandaşlık veriliyor.47 yaşında altın madeninden emekli bir Kırgız Antalya Bursa İstanbul' da daire aldığını kendisi söyledi.Tabii ki madende yaptıkları yolsuzluk ve hırsızlıkla! İçiçe en ağır haram paralarla dönen turizm çarkı kanayan bir yara ve acilen düzeltilmeyi bekliyor.Haramdan gelen marama/ dipsiz kuyuya dakıyor ve bereketsiz verimsiz boşkayış turizm sektörü. r

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı