"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

18 yıllık ezan yasağı

M. Latif SALİHOĞLU
18 Temmuz 2018, Çarşamba
GÜNÜN TARİHİ: 18 Temmuz 1932

Müslüman Türk milletinin yaklaşık 1000 yıl müddetle aralıksız şekilde okumuş olduğu “Ezan-ı Muhammedî”nin aslî şekliyle okunmasına, 18 Temmuz 1932’den itibaren umumî yasak getirildi.

Söz konusu yasağa uymayanlara çeşitli cezaların verileceği hususu, Diyanet İşleri Başkanlığı mârifetiyle bütün müftülüklere ilân edildi.

Ezân’ı yasaklatma girişimlerine 29 Ocak 1932’de çıkartılan keyfî bir kànunla başlanmıştı. Altı ay sonra ise, bu yasağın hem kapsamı genişletilmiş, hem de cezaî müeyyide cihetine gidilmiş oldu... Tek parti devri iktidarının, dini sosyal hayattan tecrit etme politikalarının yeni bir göstergesi olan Ezân yasağı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti semâlarında tam 18 yıl boyunca kesintisiz şekilde devam etti.

Tarihimizin bir utanç safhası olan bu 18 yıllık Ezân yasağına, ancak Demokrat Parti iktidarı döneminin ilk günlerinde son verilebildi.

DP hükümetinin teklifiyle 16 Haziran 1950’de hürriyetine kavuşturulan Muhammedî Ezan, aynı zamanda Millet Meclisi’nin bir şeref ve itibarı olarak da tarihe geçti. Zira, iktidarın teklifini muhalefet grubu (CHP) destekledi ve söz konusu “serbestlik teklifi” bir bakıma “oy birliği” ile Meclis’ten geçmiş oldu.

İşte, 1932’den 1950 tarihine kadar şarkı sözleri gibi okutturulan “Türkçe ezan metni”nin sözleri:

Tanrı uludur, Tanrı uludur;

Şüphesiz bilirim, Tanrı'dan başka yoktur tapacak,

Şüphesiz bilirim, Tanrı'nın elçisidir Muhammed,

Haydin namaza, haydin namaza,

Haydin felâha, haydin felâha,

(Sabah: Namaz uykudan hayırlıdır)

Tanrı uludur, Tanrı uludur;

Tanrı'dan başka yoktur tapacak,

* * *

Aslının yasaklanıp Türkçe okunması mecburî hale getirilen bu Ezan metninde, kasten ve özellikle korku belâsı değiştirilemeyen tek bir ifade, bir terkip vardır ki, o da “Hayyal’el-felâh”tır.

Arapça olan “felâh”  kelimesi, Türkçe’de “kurtuluş” anlamına gelir. Dolayısıyla, müezzinlerin “Haydin kurtuluşa!” şeklinde nidâ etmelerinden korkulduğu için, bu kelime, Türkçeleştirilen ezân metninde aynen bırakılmış oldu.

* * *

Ezan, aslî şekliyle okunur. Bunun başka türlü okunması halinde, ismi “ezan” olmaz. Bundan dolayıdır ki, Bediüzzaman Hazretleri de, aslına uygun olmayan ezan okumalarını “şarkı okuma” mânâsında değerlendirmiş ve ziyaretine gelen bazı imamlara, müezzinlere “Kardaşım, sen de o şarkıyı okudun mu?” diye sorma gereğini duymuştur. Okumuşsa şayet, tevbe-istiğfar ile o vebâlden kurtulmaları tavsiyesinde bulunmuştur.

Bu hususu, Nuruosmaniye Camii imamlarından Enver Ceylan Hoca’dan bizzat dinlemişimdir.

* * *

Bu bahsi, bir başka anekdotla noktalayalım.

Söz konusu 18 yıllık zaman zarfında, bütün Anadolu ve Trakya semâlarında Muhammedî Ezân sesi susturulmuş iken, aynı devirde Fransa’nın mandası durumunda olan Hatay bölgesinde ise serbest idi.

Gariptir ki, 1939’dan itibaren işgalci Fransızlardan devralınan Hatay vilâyeti sınırları içinde de o ceberrut yasak aynen uygulanmaya başladı. Tâ, 1950 Haziran ayı ortalarına kadar...

.........................

NOT: Haziran ayının (1950) ilk haftasında, Kayseri mebusu emekli General İsmail Berkok, Adana mebusu Arif Nihat Asya ve Üstad Bediüzzaman’ın sadık dostu Afyon mebusu Gazi Yiğitbaşı’nın da aralarında bulunduğu 12 DP’li milletvekilinin “ezanın serbestliği” için hazırlamış olduğu kànun teklifinin özeti şöyledir:

“Bu toprağın hakikî evlâtları ve sahibi bulunan Müslüman Türk vatandaşların din ve vicdan hürriyetine, amel ve ibadet şekillerine müdahale edilmemek iktiza ediyor. ...Kezâ, partimiz programının 14. Maddesinde de aynen şöyle denilmektedir: ‘Partimiz, lâikliğin din aleyhtarlığı şeklinde yanlış tefsirini reddeder. Din hürriyetini, aynen diğer hürriyetler gibi insanlığın mukaddes haklarından tanır.

“Buna sebeple, müvekkillerimiz ve seçmenlerimiz olan Müslüman Türk vatandaşların ısrarlı ve haklı isteklerine istinaden, ilgili ceza kànunu metninde yer alan ‘Arapça ezan ve kametin okunmasını’ yasaklayıcı ibarelerin kaldırılması hususunda hazırladığımız kànun teklifini yüksek Meclis’e arz ederiz.”

***

@salihoglulatif:

Ezan’ın serbestliği hakkında DP’ye ait kànun teklifi: Partimiz, lâikliğin din aleyhtarlığı şeklinde yanlış tefsirini reddeder. Din hürriyetini, aynen diğer hürriyetler gibi insanlığın mukaddes haklarından tanır.

Okunma Sayısı: 17035
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı