"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AKP cephesinde değişen bir şey yok

M. Latif SALİHOĞLU
16 Şubat 2019, Cumartesi
On yedi yıllık “şahıs merkezli” bir siyasî iktidarın, 31 Mart seçimlerinde tökezleyerek aşağıya doğru bir ivme göstermesi ihtimal dahilinde olduğu gibi, aksine gücüne güç katarak yoluna devam etmesi de ihtimal dahilinde.

***

Aşağıdaki ilk yıldız işaretinden sonraki yazıyı mükerrer yayınladığımız için, öncelikle siz aziz okuyucularımızdan özür diliyoruz. Ne yapalım ki, toplumu ayrıştırmaya dayalı bir siyaset tarzını güden iktidardaki AKP cephesinde, maalesef hâlâ değişen bir durum yok. Özetle, her seçim öncesinde olduğu gibi, şimdi yine aynı gerilim havasını basıyor; aynı kutuplaştırma ve ötekileştirme siyasetini gütmeye tam gaz devam ediyor. 

İşte, aşağıda okuyacağınız yazıyı, ilk olarak  1 Haziran 2016’da “Başkanlığa kadar gerilim siyaseti” başlığıyla yayınladık.

Aynı yazı, 9 Şubat 2017’de “Referanduma kadar gerilim politikası” başlığıyla çıktı.

Aradan geçen zaman zarfında gelişen ve şimdilerde yaşanan hadiseler, aynı yöndeki fikir ve kanaatimizi değiştirmedi; bilâkis, daha da kuvvetlendirip pekiştirdi.

İşte bakın, AKP, muhalif partileri “illet ittifakı, zillet ittifakı” gibi yaftalarla tahkire, tezyife devam ediyor. Peki, durum ne olacak?

17 yıllık “şahıs merkezli” siyasî iktidarın, 31 Mart seçimlerinde tökezleyerek aşağıya doğru bir ivme göstermesi ihtimal dahilinde olduğu gibi, gücüne güç katarak yoluna devam etmesi de ihtimal dahilinde. Esasen, neredeyse “hainlik-vatanseverlik”, yahut “iman-küfür” derecesindeki kutuplaştırma, ayrıştırma ve ötekileştirmeye dayalı bir gerilim siyasetinin arzu veya tercih edilmesinin en önemli sebebi budur...

Netice itibariyle denebilir ki, aynı tarz gerilim politikası, hiç hız kesmeden 31 Mart’ta kadar da sürüp gidecek. O halde, bizim de söyleyeceklerimiz aynı tonda olacak. İşte—affınıza sığınırak—o mükerrer yazının bir özeti:

* * *

Siyaseti meslek olarak seçenler, adım adım o hedefe doğru yürürler. Atılan ilk adımlardan biri, siyaset ringine, yahut minderine çıkmak ve orada durabilmek, tutunabilmek.

Bazıları bu kadarlıkla da iktifa eder. Liderlik vasfı veya hırsı olanlar ise, hiç sınır tanımaz ve zirveye kadar gitmek için, mübah gördüğü her yolu dener, her türlü plânlamayı yapar ve bunları bir bir uygular.

* * *

Türkiye, şu sıralar şiddetli bir gerilim politikasının cenderesi içinde. Bu gerilimin, zaman zaman “öfke siyaseti”ne dönüştüğü de oluyor. İşin garip tarafı, gerilimi hafifletmesi, sükûneti sağlaması, kitlelerin uyum içinde yaşamasına gayret göstermesi gerekenler, tam tersine bir davranış sergiliyor.

Öyle ki, alevlenmiş olan ateşi daha da körüklüyor, kopma derecesine gelmiş olan halatları daha da geriyor, yükselen tansiyonu tırmandırdıkça tırmandırıyor ve nihayet bilumum platformlarda öfke diliyle konuşmaktan asla geri durmuyor. Peki, bu ne demektir ve bu acip tavır hangi hedefe yöneliktir?

Artık hiç şüphemiz kalmadı ki, yürütülmekte olan şu yüksek gerilimli siyaset, özellikle şu iki hedefe kilitlenmiş durumda: Birincisi, “tek adam”cılığa müsait yeni bir Anayasa; İkincisi, yine “tek adam” odaklı bir Başkanlık Sistemi. Bu yönde sonuç almanın yegâne yolu ise, şimdilik—ne yazık ki—gerilim politikalarında görülüyor.

Zira, inisiyatifi elinde tutanların yürütmüş olduğu bir “gerilim siyaseti”, onların hesabına göre, daima yüzde 50 civarındaki, hatta üzerindeki bir destek oranına tekabül eder. 

Buna göre, gerilim ne kadar şiddetlenirse, destek oranı da o nisbette yükselir. Gelişmelere bu açıdan bakıldığında, son bir senedir tırmanışa geçen kontrollü gerilimin, bir müddet daha devam edeceğini söylemek mümkün.

“Tek adam”a göre yeni bir Anayasa ve Başkanlık Sistemi devreye girdikten sonra, tıpkı yakın geçmişte uygulanan “Çözüm Süreci”ne benzer yeni süreçler başlatılacak ve yepyeni bir dönem için muhtemelen toz-pembe tablolar yeniden sergilenmeye çalışılacak.

* * *

Bu zaman zarfında yaşanacak gelişmelerin, vatan ve milletimiz için hayırlara ve güzelliklere vesile olmasını duâ ve temenni ederiz.

Okunma Sayısı: 3489
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı