"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Büyük Seferberlik yılları

M. Latif SALİHOĞLU
31 Ekim 2016, Pazartesi
GÜNÜN TARİHİ: 29-31 Ekim 1914-23

Osmanlı tarihinin en hasarlı, en dramatik ve en uzun ömürlü  “Seferberlik Dönemi” tam tamına dokuz sene sürdü: 

Birinci Dünya Harbi sebebiyle 29 Ekim 1914’te fiilen başlayan “Umumî Seferberlik” hali, 31 Ekim 1923 tarihi itibariyle sona ermiş oldu.

NOT: Burada çok önemli bir noktanın altını çizerek devam edelim: Düyûn-u Umumiye, Mebûsân Meclisi ve Umumî Seferberlik gibi, Osmanlı’dan TC’ye tevârüs eden tarihî hakikatler de açıkça ve hiç tereddütsüz şekilde gösteriyor ki, yeni Türkiye (TC) Devleti, Osmanlı Devletinin devamıdır. Yani, Devlet-millet aynıdır; değişen ise, rejim ve sistemdir. 

Şimdi, dokuz yıl süren bu dramatik seferberliğin gelişme seyrine bir bakalım.

“Emrivâki” ile savaş

Osmanlı Devleti, resmen değil, ama—bir defacto/emrivâki neticesi—fiilen Birinci Dünya Savaşına girmiştir.

Bu emrivâki şu şekilde gelişti: Alman asıllı Osmanlı Amirali Souchon, mahiyeti anlaşılmayan şaşırtıcı bir hareketle, 29 Ekim günü (1914) Rus limanlarını bombardıman ettirir.

Almanya'dan henüz satın alındığı ilân edilen Goeben (Yavuz) ve Breslau (Midilli) isimli savaş gemilerinin de iştirakiyle Karadeniz'e açılan Osmanlı donanması, Rusya'nın Odessa, Sevastopol ve Tedosya limanlarını bombalamaya başlar.

Bunun üzerine, Rusya da harekete geçti ve Osmanlı'nın Kafkasya'daki sınırını savaş birlikleriyle geçerek şiddetli mukabelede bulunur.

Böylelikle, Osmanlı devleti kendini apansız bir şekilde Avrupa'da çoktan (28 Haziran'da) başlamış olan Birinci Dünya Harbinin ortasında bulur.

Bu arada, seferberlik ilân edildiği için, Meclis'in faaliyeti sona erdirilerek bütün selâhiyet hükümete verilmiş oldu.

Evet, ortada Meclis yok, sadece İttihatçıların gölgesinde bulunan bir sultan (M. Reşad) ve yine İttihatçıların baskısı altında icraat yapan bir hükümet vardı.

Bu garip durum, savaş yılları boyunca devam edip gitti.

* * *

Birinci Harbe iştirak etmek mecburiyetinde kalan Osmanlı, hemen bütün cephelerde büyük fâcialar yaşadı, büyük toprak kaybına uğradı ve çok da zayiat verdi.

Başlangıçta hiç hesapta olmadığı halde, dört yıllık savaşın ardından, şehitlerin, gazilerin ve muhaceret neticesi dağılan, yahut telef olanların yekûnu dört milyona baliğ oldu.

Yaşanan fâciaların, elbette ki bir kaderî vechesi vardır. Hikmet lisânıyla, bunların izahı mümkündür.

Dokuz sene sonra

Millet Meclisi’nde, dokuz yıl müddetle yaşanan "Umumî Seferberlik" halinin kaldırılması kararı alındı. (31 Ekim 1923)

Yukarıda da ifade edildiği üzere, Birinci Dünya Savaşı’nın Avrupa Kıt’ası’nı etkisi altına almaya başlaması üzerine, Osmanlı Devleti de teyakkuz haline geçti ve 1914'te törenle "Umumî Seferberlik" ilân edildi.

Birinci Dünya Savaşı’nı İstiklâl Harbinin takip etmesi sebebiyle, seferberlik halinin de sürüp gitmesini zarurî kıldı.

Nihayet, Ankara'da kurulan hükümetin yeni Türk devletine dönüşmesi ve yeni devletin şeklinin "Cumhuriyet" olacağının ilân edilmesi, seferberlik halinin de artık sona erdirilmesi gerektiğini gösteriyordu.

Nitekim öyle oldu. Cumhuriyetin ilânından iki gün sonra toplanan Millet Meclisi, dokuz yıldır süregelen seferberlik halinin de artık kaldırılması gerektiğine karar verdi.

Hülâsa: Harbe iştirak eden diğer devletlere nazaran, seferberlik ile birlikte sıkıyönetim halinin de en uzun süreli olarak uygulandığı yegâne ülke Osmanlı ve onun devamı mahiyetindeki Türkiye Devleti oldu. Diğer devletlerin tamamında, bu olağanüstü haller çok daha kısa sürmüştür.

@salihoglulatif:

Avrupa Adâlet Divânı, gayet âdilâne bir karara varmış: AB sınırları içinde, sahada çalışanların yolda geçen süreleri de mesaiden sayılacak.

Okunma Sayısı: 21321
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı