"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Haricî el, parça koparmadan bırakmaz

M. Latif SALİHOĞLU
04 Ocak 2017, Çarşamba
Kardeşler arasındaki “ihtilâf û tefrika” endişesi, hamiyet sahiplerini daima dilhûn ve dağdâr eylemiş.

Öyle ki, Sultan Selim gibi cihangir bir devlet başkanı, bu tefrika ve bölünme acısının kendisini kabirde bile rahatsız edeceğinden endişe duyarak aynen şunu söyler: “Kûşe-i kabrimde hattâ, bîkarar eyler beni.”

İşte, “Elhasıl, Sultan Selim’e biat ettim” diyen Bediüzzaman Hazretleri de, aynı dertten şiddetli muzdarip olarak, zaman zaman dizine vurup “Eyvâh! Eyvâh!” dediğini yakın talebelerinden ve son şahitlerden hep duyageldik.

Bu sebeple, hizmet-i Nuriyeye taalluk eden meseleler hakkındaki lâhika mektuplarında, mükerrer defalar “Sakın, sakın” diyerek, o zehr-i kàtil olan “ihtilâf û tefrika” illetinden talebe ve kardeşlerini sakındırmaya çalışmıştır.

İşte, o ikaz ve ihtarlardan biri:

“Risâle-i Nur, sâdık ve sebatkâr şakirtlerine kazandırdığı çok büyük kâr ve kazanç ve pek çok kıymettar neticeye mukabil, fiyat olarak, o şakirtlerden tam ve hâlis bir sadâkat ve daimi ve sarsılmaz bir sebat ister.

“Sakın, sakın, dünya cereyanları, hususan siyaset cereyanları ve bilhassa harice bakan cereyanlar sizi tefrikaya atmasın. Karşınızda ittihad etmiş dalâlet fırkalarına karşı perişan etmesin.” (Kastamonu Lâhikası, s. 88)

İktibas ettiğimiz şu iki-üç cümle içinde, “ihtilâf û tefrika”ya dair son derece dikkat çeken bazı ibareler var ki, bunlar adeta birer anahtar mesabesinde: Dünya cereyanları, siyaset cereyanları, harice bakan cereyanlar...

Demek ki, ihtilâf ve bölünmelerde en tesirli cereyanlar bunlardır. Hepsi de haricî kökenli ve bünyeye yabancı unsurlar.

* * *

Evet, dahildeki ihtilâf, münakaşa veya çekişmelerin kökü hariçte olunca, bölünme ve parçalanma kaçınılmaz hale geliyor.

Çünkü, bünyeye göz diken ve kendine bir partner (hizip, grup, klik...) bulan hariçteki cereyan, o bünyeyi parçalamadan, parça koparmadan asla durmaz ve işin peşini bırakmaz.

Dolayısıyla, eğer bünyede ayrılma, kopma hadisesi tam gerçekleşmişse, bu katiyyen gösterir ki, haricî (dünyevî, siyasî, ticarî) bir el, bir cereyan türlü oyun veya bahanelerle o bünyeye musallat olmuş ve maksadına kavuşmuş, muradına ermiştir.

* * *

Dünyanın her yerinde ve her çeşit toplum içinde yaşayan çekirdek ailelerde de, zaman zaman ihtilâflar, münakaşalar, hatta çatlamalar meydana gelir.

Eğer o ailenin içine hariçten bir el girmemiş, bir parmak karışmamış ise, yüksek volümlü kavga-gürültüye ve şiddetli geçimsizliğe rağmen, aile, yine de dağılmadan yoluna devam edip hayatını idame ettirir. Kıyamet kopsa, ayrılmalar, çekip gitmeler yine de pek yaşanmaz.

Ama, kadın veya kocadan herhangi birine hariçten bir çengel takılmış ve o da zaaf gösterip ona perestiş eder hale gelmiş ise, ailenin dağılmaması, birlik-bütünlük içinde kalabilmesi fevkalâde zor ve müşkil görünüyor.

Boşanmaların veya ailedeki dağılmaların tek sebebi “haricî el” değil elbet; ama, en kuvvetli ve katlanılamaz sebebi budur, denilebilir.

İşte, sosyal gruplar ve cemaatler de birer “büyük aile” gibidir. Onların bölünüp dağılmasında, dahilîden çok, haricî sebepler etkilidir.

Haricî unsur, esasında koparmaya odaklıdır. İşi koparmaya götürünceye kadar da, mütemadiyen gerekçeler hazırlar, sebep veya bahaneler üretir. Bununla da yetinmez, geri dönüşü imkânsız hale getirecek derecede, şahsî-hissî çatışmalara zemin ve malzeme hazırlar.

Bu mahiyetteki bir ihtilâf, dahilî bünyeyi tahrip ettiği gibi, hariçteki mâsum ve muhtaç durumdaki bîçarelerin önünü-yolunu da keser. Onları tereddüte sevk ederek, hak ve hakikatli mesleklerden uzaklaşmalarına veya uzak durmalarına sebebiyet verir. Gidip hangi girdaba mâruz kalacağı ise meçhûl.

Buna sebep olmanın vebâli ise, fevkalâde ağırdır. Başkasının dalâletine sebep olmamak için, icabında şahsî olan hak ve hukukundan bile ferâgat etmek gerekir. Zira, dâvâ ulvî, gaye ise rızâ-i İlâhî.

Cenâb-ı Hak, bizi rızası dairesinden ayırmasın ve taşıyamayacağımız o ağır vebâllerin altına girmekten muhafaza eylesin.

@salihoglulatif:

Lokal ihtilâflar hariç, dahilde yaşanan hemen bütün bölünmelerde, illa ki bir haricî-siyasî cereyanın eli vardır. O menhus cereyan, bünyeyi parçalamadan, parça koparmadan bırakmaz.

Okunma Sayısı: 4112
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • mirza said

    4.1.2017 09:41:11

    Hayatımıza yön veren hakikatler orta yede dururken ve üstadım hem itikadi hem de ictimai prensipler vaz etmişken bunları okuyup haberdar olduktan sonra,dahili ve harici ihanetlere alet olanlara haykırıyorum:Eşşek olana semer vuran çok olur.Nur camiası bunca saldırılara maruz kalmışken aklını başına almayanlara veya geçici dünyevi menfaatleri davalarına tercih edenlere şahsım itibariyle ister kardeş ister abi mevkiinde bulunsunlar nurcu diyemiyorum saygı da duymuyorum.İman hizmeti yolunda heva ve heveslerine uyarak ve enelerine kanıp gururlarına mağlup olan bu yolda yaya bırakmaya çalışan bedbahtlara muhabbet duymuyorum.Yeni asya hata yapıyor dediklerinde delil gösterir misiniz dediğimde delil getiremeyip öyle diyorlar diyen çok bedbahtlarla karşılaştım.Bir vekillik umuduyla bir makam uğruna davasını satanlara evet davasını satanlara itimadımız yoktur.davaya verdikleri zarar için de Allah'a havale ediyoruz.Böyle zayıf iradelilere de risale-i nurun ihtiyacı yoktur

  • CESUR ADAM

    4.1.2017 06:50:20

    En son ihtilaf hadisesinde buna bizzat şahit olanlardanım.Bu dünya dar-ı imtihanında risalei nurlar için hapis yatan bir muhteremin dahi şu an nasıl siyasi sereyana kapılıp savrulduğunu ve RİSALEİ NUR da o kadar ikaz edilmesine rağmen kul haklarına girip hem dünya hemde ahiretlerine zarar verdiklerini düşünüyorum.Rabbim bizleri nefsi emmaremize mağlup ettirmesin.Rabbim bizleri sırat-ı müstekimden ve istikametten ayırmasın.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı