Bir ay sonra yapılacak 24 Haziran genel seçimleri ile bundan 41 yıl önce yine Haziran ayında yapılan genel seçimler arasında bazı benzerlikler var.
Özellikle de seçimlerle ilgili alâvere-dalâvere, abidik-gubidik, hile-hurda, tehdit-şantaj ve siyasî liderleri efsaneleştirmeye yönelik çılgın propagandalar ciheti itibariyle...
1977 seçimlerine giderken, Bülent Ecevit’in başında bulunduğu C. Halk Partisi, tarihinin en güçlü zamanını yaşıyordu.
Ecevit’in ismi efsaneleştirilmiş; “Kıbrıs Fatihi” ve “Karaoğlan” diye yâdediliyordu.
Her tarafta “Umudumuz Ecevit” yazılı afiş ve pankartları ile donatılmıştı.
“Ortanın solu”na geçen Ecevit, “Toprak işleyenin, su kullananın” sloganını şiar edinmiş, partisini birinci yaparak âdeta şâhâ kaldırmış, oy oranını yüzde 40’ın üzerine çıkartmıştı.
Seçim sonrasında, toplam 450 üyelik Millet Meclis’ine 213 milletvekili taşıyarak, tek başına iktidara gelmesine ramak kalmıştı.
Oldu olacak, 1977 Haziran’ında ortaya çıkan Meclis genel tablosunu da nazara vererek, konuya öyle devam edelim.
1. sıradaki C. Halk Partisi, oyların 41.4’ünü alarak, Meclis’te 213 milletvekilliğini elde etti.
2. sıradaki S. Demirel’in başında olduğu Adalet Partisi, oyların yüzde 36.9’unu alarak, 189 milletvekilliğini kazandı.
3. sırada gelen N. Erbakan liderliğindeki Millî Selamet Partisi, yüzde 8.5 ile 24 sandalye kazandı.
4. sırada ise, A. Türkeş liderliğindeki MHP vardı. Oy oranı yüzde 6.4, milletvekili sayısı ise 16’da kaldı.
Geriye kalan küsûrât oyları ise, bağımsız adaylar ile küçük partiler arasında dağılıyordu.
* * *
1977 Haziran’ındaki Halk Partisi’nin yerini AKP, “Kıbrıs Fatihi Karaoğlan”ın yerini ise “Afrin Fatihi Reis” almış görünüyor.
İki partinin de oyları yüzde 40’ın üzerinde ve iki lider de fanatik taraftarları tarafından adeta “ölümünü” efsaneleştirilmiş durumda.
* * *
Ecevit, partisini birinci sıraya çıkartmayı başardığı halde, seçim sonrasında hükûmet kuramadı. Bugünkü “Erdoğan ile AKP”nin durumu da o günkü “Ecevit ile CHP”nin durumuyla bazı benzerlikler arz ediyor.
Ecevit fanatikleri ile partisinin azılı militanları, sahte ve mükerrer oy kullanarak, olağanüstü bir performans gösterdiler. Öyle ki, ölmüş kimselerin, hastahanede yahut hapishanede yatan kimselerin yerine dahi oy kullanıldığı, hiçbir şüpheye, tereddüde yer kalmayacak şekilde tesbit edildi.
Esasen, sırf bu sebepten dolayı, tâ Hindistan’daki Himalaya Dağlarından silinmez bir mürekkep ithal edilerek, bilâhare yapılacak seçimlerde mükerrer oy kullanılmasına engel olunmaya çalışıldı.
(Nitekim, iki sene sonra, yani 1979’da yapılan “mürekkepli” ara seçimlerde, CHP’nin oy oranı yüzde 30’a gerilerken, Adalet Partisinin oy oranı yüzde 54’lere çıktı.)
* * *
Geçen seneki 16 Nisan Referandumuna bir dizi şaibe karıştı. Ortaya saymakla bitmeyecek kadar iddialar atıldı. İddiaların hiçbiri, inandırıcı bir açıklıkta cevap-izah bulamadı.
YSK’nın yaptıklarından, köy korucularının üzerindeki baskılara kadar; TRT ve sair kurumların elinde olan devlet gücünün siyaset kulvarında adaletsizce kullanılmasından, tek yanlı vahşiyâne propagandaya kadar, bir sürü şüphe, tereddüt ve tartışma götürür karanlık nokta...
Bütün bunlar hesaba katıldığında, 1977 Haziran seçimleri ile 41 yıl sonraki 2018 Haziran genel seçimleri arasında ciddî bazı benzerlikler olduğu kendiliğinden anlaşılır hale geliyor.
Bakalım, sonuçları itibariyle de bir benzerlik olacak mı, yoksa ortaya farklı tablolar mı çıkacak? Bunu görmeye sadece 30 günlük bir süre kaldı. Haydi hayırlısı...
***
@salihoglulatif:
Erdoğan'ın "Seçim Vaatleri"nden biri de şu:
"Şehir içindeki stadyumlar, Millet Bahçesi olacak."
*
"Yaptıkları, yapacaklarının teminatı" olduğuna göre,
Mecidiyeköy'deki Ali Sami Yen Stadı'nın bir kaç gökdelenli hali ortada...