"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kemalist aydınlar ve Yakup Kadri

M. Latif SALİHOĞLU
13 Aralık 2016, Salı
GÜNÜN TARİHİ 13 Aralık 1974

Kendisi de Kemalist olan romancı Yakup Kadri, 13 Aralık'ta (1974) Ankara'da öldü.

Bu vesile ile, “Kemalist aydınlar zümresi” hakkındaki bazı düşünce ve kanaatlerimizi kısaca yansıttıktan sonra, “tarihin günlüğü”ndeki Yakup Kadri Karaosmanoğlu bahsine geçmek istiyoruz.

* * *

Yaklaşık 35 yıldır araştırıp öğrenebildiğim kadarıyla, Atatürkçü geçinen, yahut Kemalist takılan Cumhuriyet dönemi aydınlarının belli bazı özellikleri aşağıdaki gibidir.

* Tahsil derecesi, bilgi kapasitesi ne olursa olsun, ekseriyet itibariyle yalaka ve yaranmacıdır. Tepedeki şahıslara her fırsatta yağ çekmiş, onlara hep yaranmaya çalışmışlar.

* Bazen, yalakalıkta ve yaranmacılıkla birbiriyle yarışmaktan dahi çekinmemişlerdir. Meselâ, M. Kemal için “Türk’ün Atası” (soyadı), “Türk’ün Peygamberi” (Ata’ya Mevlid), hatta “Türk’ün ilâhı” (TDK Sözlüğü: Din) ve benzeri hususlar, bu şahsiyetsiz şahıslar arasında birer yarış ve rekabet konusu olmuştur.

* Makam veya maddî menfaat uğruna, şahsiyetlerinden ferâgat etmiş, zillete düşmüş, zamanla hürriyetinden, hatta dinî itikad ve yaşantısından uzaklaşmayı, dahası fedâ etmeyi bile kabul eder hale gelmişlerdir.

* Yalana tenezzül, darbelere alkış, hürriyet ve demokrasiye muhalefet, insan haklarının çiğnenmesine alkış, hatta şehevî his ve hevesâtı hoş görmek, teşvik etmek gibi yüz kızartıcı fikir ve tavırları sergilemekten sadistçe zevk almışlardır.

Bilmem, bunlara mümâsil daha başka şeyleri sıralamaya gerek var mı? Herhalde, şimdilik bu kadarı yeterli diyerek, talebe çocuklarımıza yalan-yanlış şekilde lanse edilen ve bu yazının da asıl konusu olan Yakup Kadri gibi “edepsiz bir edebiyatçı”yı biraz daha yakından tanımaya-tanıtmaya çalışalım. 

Hevâ-hevesin usta romancısı

Ömrünün neredeyse tamamını romancılık, diplomatlık ve politika ile geçiren “usta kalem”  Yakup Kadri, 1889'da Kahire'de doğdu.

Manisa'da başlayan tahsil hayatını İzmir'de sürdürdü. Ardından, tekrar dönmek zorunda kaldığı Mısır İskenderiye’deki bir Fransız mektebinde tahsilini tamamladı.

İşte, eğitim-öğretim döneminin bu son halkası, onun bütün hayatını, hatta dünya görüşünü de etkileyen bir süreç-vetire oldu.

* * *

I. Dünya Harbinin bütün şiddetiyle yaşandığı günlerde, Yakup Kadri, tuttu aşk ve eğlence hayatını romanlaştırmaya koyuldu.

1915'te gazetelerde tefrika edilen (1922'de de basılan) Nur Baba, onun ilk romanıdır. Bu romanda, güya bir Bektaşî tekkesinde yaşanan kadın, aşk, eğlence ve sefahet dolu bir hayat şekli tasvir edilir.

Romanda, her ne kadar Bektaşî ayin ve törelerinin bozulmaya yüz tutması tenkit ediliyor görünse de, okuyucunun zihni daha ziyade gayr-ı meşrû hayatın tasvirlerine yönlendiriliyor ve o tarz-ı hayata gayet şiddetli bir arzu ve çok sinsice bir özenti hissi uyandırmaya çalışılıyor. (Nitekim, okuyanlarda da, bu meyanda derin tesirler hasıl oluyor.)

Esasen, bu tarz yönlendirmelere, Yakup Kadri'nin daha sonraki romanlarında da rastlamak pekâlâ mümkün. Bir çok romanında, kadın cinsi, birkaç erkekle aşk, beraberlik veya evlilik yaşadığı halde, hiç ihtiyarlamaz; kadın daima baştan çıkaracak kadar genç ve güzeldir, hatta yeni yeni mâceralara bile dünden razıdır.

* * *

Y. Kadri, zaman zaman ara vermek zorunda kaldığı politik hayata, her fırsatta geri dönen bir romancıdır.

Kalemi kıvrak, tasvir kabiliyeti kuvvetlidir; Fransız edebiyatı etkisi altında olmasına rağmen, romancılıkta yine de önemli bir kabiliyet sayılır.

İttihatçılarla arası fena sayılmaz. 1916'da tedâvi için gittiği İsviçre'de üç yıl kalır. Savaş bittikten sonra, işgal altındaki İstanbul'a gelir.

İkdam gazetesindeki yazılarından, işgale karşı ve Millî Harekete taraftar olduğu anlaşılır. Bundan dolayı da Ankara'ya çağrılır, bazı önemli görevler tevdi edilir. 1923 sonlarında ise Mardin milletvekili sıfatıyla Meclis üyesi yapılır; bilâhare (1931) Manisa milletvekili olur.

1935'ten sonra, uzun yıllar yurt dışında kalan ve değişik ülkelerde elçilik görevlerinde bulunan Yakup Kadri, 1960 darbesinde sonra Kurucu Meclis üyeliğine getirilir. 1961-65 döneminde de milletvekilliği yaptıktan sonra, gayet ümitsiz bir ruh haliyle siyasî hayat vedâ eder.

* * *

Ona göre, Atatürk'ün ölümü olan 1938'den sonraki hükümetler bozulmaya, ilke ve devrim anlayışından uzaklaşmaya başladı.

Bu düşünceler içinde yanayakıla hayata vedâ eden Yakup Kadri'nin en çok bilinen romanları şunlar: Kiralık Konak, Nur Baba, Yaban ve Ankara.

Okunma Sayısı: 3558
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mustafa BİTER

    13.12.2016 20:23:31

    Mükemmel ve yerinde tespit ve teşhisler ve tekerrür eden tarihin küçük bir sahifesinin günümüze yansımaları... Teşekkürler...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı