"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nurcu ve Demokrat düşmanı: Tural Paşa

M. Latif SALİHOĞLU
15 Nisan 2017, Cumartesi
GÜNÜN TARİHİ: 15 Nisan 1966

Kara Kuvvetleri Komutanlığından bir ay evvel (16 Mart 1966) Genelkurmay Başkanlığına atanan Org. Cemal Tural’ın (1905-1981) imzasıyla, bütün askerî birliklere “Nurculuğun suç teşkil ettiğine dair” 15 Nisan 1966 tarihli bir ÖN EMİR gönderildi. (Bkz: 16 Nisan günkü gazeteler.)

Bu tarihten yaklaşık iki ay kadar sonra ise, yine aynı makam tarafından yayınlanan bir GENELGE ile, bu kez “Nurculuk tehlikesinin birliklere anlatılması” istendi.

Kendince “Nurculuk hareketine karşı savaş açmak” ile övünen Org. Cemal Tural, gazetecilerin konuyla ilgili suâllerine karşı da, yine âmirâne bir tarzda şu cevabı verdi: “Nurculuğun köküne kibrit suyu dökülecek.” 

Tural Paşa, öbür tarafa gitti. Hesap Günü, bu yaptıklarına karşılık ne cevap verek, bilemiyoruz.

Ama, bâriz gerçek şudur: Nur Hareketi, memleket sınırlarını çoktan aştı ve bugün itibariyle diyebiliriz ki, Nur Risâleleri bütün dünyayı dolaştı; orijinal hali ve tercümeleriyle dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

* * *

Tural Paşa’nın yaptığı, düpedüz keyfî bir düşmanlıktan ibaretti.

Zira, Nur Talebeleri, sevk edildikleri bütün mahkemelerden beraat etmişlerdi. Buna rağmen, Org. Tural, onlara suç isnat etmekle de kalmıyor, ayrıca üzerlerine kibrit suyu dökülerek toptan yakılmaları gerektiğinden dem vuruyordu.

Esâsen, yakın tarihimiz de şahittir ki: Asayişin “mânevî bekçileri” olan Nur Talebeleri, ne 1996’ya kadar, ne de o tarihten sonra herhangi bir vukuata, bir cinayete tenezzül etmiş değiller. Dahası, onların herhangi bir sâbıkasına dahi rastlanılmış değil.

Ama, sen gel bu hakikati Tural Paşa gibilere anlat, anlatabilirsen...

Yine hakikat ve vukuât şahittir ki, Nur Hareketinin öncüsü Bediüzzaman Said Nursî, Nur Risâlelerini okuyan talebelerini iki şeyden bilhassa sakındırmaya çalışmıştır: Biri, Risâle-i Nur adına parti kurmak veya tarafgirane particilik yapmak; diğeri ise, yine aynı isim ve ünvan ile menfî tarzda herhangi bir faaliyette bulunmak.

Tural ve Kayalar

Emekli Yüzbaşı Mehmed Kayalar, Üstad Bediüzzaman’ın talebesi ve bilhassa Diyarbekir’de Nur hizmetinin öncü kahramanlarından biri.

Kayalar, çok şiddetli mahkemelerden geçti. Kalabalık ders ve sohbetleri sebebiyle de, amansız takip ve tarassutlara maruz kaldı.

Diyarbakır’daki 7. Kolordu Komutanı Cemal Tural, başta ona ve birlikte hizmet ettiği dâvâ arkadaşlarına çok büyük zulümler, kötülükler yaptı.

Hatıra notlarını araştırdığımız merhum Mehmed Kayalar, askeriyede iken, kendisi Yüzbaşı, Tural'ın ise Albay rütbesinde bulunduğu günlerde, zaman zaman karşı karşıya geldiklerini ve rütbesi yüksek olmasına rağmen Tural'ın kendisinden titreyecek derecede korktuğunu beyan ediyor.

Yüzbaşı Kayalar emekli olup Diyarbekir'de geniş katılımlı Nur derslerine başladığı günlerde, Tural Paşa da aynı yerde Kolordu Komutanı olmuş ve bütün kuvvetiyle bu derslere mani olmaya çalışmış.

Mehmed Kayalar'ın bu durumdan büyük rahatsızlık duyduğunu ve bir şekilde harekete geçme ihtimalinin belirdiğini öğrenen Üstad Bediüzzaman, hayatının bu son deminde talebesini Ankara'ya çağırır ve Beyrut Palas otelinde ona şifahî tarzda "müsbet hareket" dersini verir.

Darbe Cuntası

Nurcu düşmanı olan Cemal Tural, aynı zamanda Demokratlara da müthiş bir kin ve nefret ile doluydu.

Nitekim, 1960 Darbesi’nden üç yıl evvelki cunta faaliyetleriyle de irtibatlı olduğu, bilâhare ortaya çıktı. Zira, çalışma çok gizli ve derinden yürütülüyordu.

Tural Paşa ile ilgili kısmın hülâsası şudur: 1957 yılı sonlarında ucu görünen ve altı ay boyunca "sözde sorgulama"sı yapılan "Dokuz Subay Cuntası" hadisesi, ordu içinde hasıl olan şiddetli rahatsızlığın ve perde altında yürütülen kànun dışı faaliyetin, aslında bâriz bir tezâhürü idi.

Ne var ki, o dönemin en üst seviyesindeki siyasî ve askerî yetkililer, uç veren bu vahâmetin farkına tam olarak varamadılar. Bunun öncelikli sebebi ise, darbe heveslisi bazı üst rütbeli subayların (Org. Cemal Tural gibi) soruşturma ve sorgulama adı altında meseleyi örtbas etme çabasıdır.

@salihoglulatif:

Kişinin bütün işi-gücü, gayesi-dâvâsı siyaset ve iktidar odaklı ise, farklı görüşte olanlara karşı hırçın ve saldırgan olur; acımasız, tahammülsüz davranır.

Okunma Sayısı: 5722
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı